Mehmet Tezkan: Bayrak da indirirler Aşevi de kapatırlar

İktidarın düşmüş olduğu şu hale bakın.

İktidar akıl tutulması yaşıyor. Zıvanadan çıktı demeyeceğim fakat çıkmak suretiyle. Altlarındaki zemin kaydıkça, iktidarı yitirme korkusu sinir krizleri yarattıkça korkarım daha da anlam ifade etmeyen işler yapacaklar.
Dilerim, işin içine kaba kuvvet girmez. Dilerim sertlik zirve yapmaz…
Ne oldu diyeceksiniz?
Cumhurbaşkanı talibi ve CHP Genel Başkanı Hatay’a gitti. Depremzedelerin mezarlığını ziyaret edip yakarış okuyup karanfil bırakacaktı.
Mezarlıkta Hatay Büyükşehir’in flaması ile Türk bayrağı asılıymış. Vali tüm bayraklar indirilsin diye yönerge vermiş. Bayraklar alelacele sökülmüş.
Hatay Belediye’sinin bayrağı/flaması yanında Türk Bayrağı da tabi… Vali tutuştu. Türk Bayrağını indirin demedim belediyenin bayrağını indirin dedim diye izahat yapmış oldu.
‘Secaat arz ederken merd-i kıbti sirkatin söyler’ diye bir söz vardır. Osmanlıdan kalma. Manası farkına varmadan kabahatini söylemek diye açıklanabilir.
Hatay Valisi’nin yapmış olduğu tam da bu…
Hatay Belediyesi Mozambik’e mi bağlı?
Hatay Belediyesi Türkiye Cumhuriyeti’nin belediyesi değil mi?
Hatay Belediyesi düşman kuvvetlerinin elinde mi?
Maalesef AKP zihniyeti en tepeden en aşağıya kadar; genel başkanından bakanlarına, milletvekillerinden bürokratlarına, valilerinden rektörlerine kadar Türkiye’ye bu şekilde bakıyorlar…
Bizden olan, bizlere hizmet eden, bizlere oy veren vatansever…
Muhalefetin saflarında yer alan, eleştiren, cumhurbaşkanı adayından, büyükşehir belediye başkanlarına kadar tümü hain.
Bir misal daha… Malatya’da Saadet Partisi’nin her gün 10 bin kişiye yiyecek dağıtan aşev kapatılmış. Kim kapatmış. Valilik…
Efendim bulundukları yerden taşınmaları gerekiyormuş onun için kapatılmışmış… Külahıma anlatın!...
İktidar, sivil toplumun, yardım müesseselerinin, 6’lı Masa’nın orada etkenlik göstermesini istemiyor.
Orada bulunmalarından rahatsız. Her türlü engeli çıkarıyorlar.
Neden mi?
Öncelikle becerisizliklerini örtmek için. Onlar çekip gitti, yanınızda devlet kaldı propagandasıyla durumu kurtarma derdindeler. Devlet sanki babalarından miras kalan kişisel mallarıymış benzer biçimde!
Elli, yüz tane konut temeli atacaklar, yaparsa gene AKP yapar diyecekler. AKP’ye oy verirseniz konutlarınız biter diyecekler. Muhalefet istismar eder iş yapmaz diyecekler.
Ama diyemiyorlar…
Cumhurbaşkanı talibi dahil 6’lı Masa liderlerinin mesailerinin büyük bölümünü zelzele bölgesinde geçirmelerine sinirleniyorlar. Tansiyonları çıkıyor. Panik halinde anlam ifade etmeyen işler yapıyorlar.
Saray’dan başlarsak, Erdoğan dahil, iktidarın tüm kademeleri 48 saatlik gecikmenin faturasının büyük bulunduğunu biliyor.
Helallik istemekle geçiştirilecek sorun olmadığının farkındalar. Ama ne yapacaklarını bilmiyorlar.
İktidarın düşmüş olduğu şu hale bakın.
Cumhurbaşkanı, ‘devletimiz kuvvetli bir yıl içinde 250 bin konut yapacağız kimseyi açıkta bırakmayacağız’ diye propaganda yapıyor.
İçişleri Bakanı halktan ‘çay, terlik, eşofman, iç çamaşırı, ıslak mendil, spor ayakkabısı’ yardımı istiyor.
Muhalefet de 'daha bir ay olmadı, topladığınız 115 milyar lirayı ne yaptınız' diye sorunca deliriyorlar…
Sorum şu:
Türkiye bir yılda 250 bin konut meydana getirecek kadar kuvvetli mü?
Depremzedelere, terlik, iç çamaşırı, eşofman dağıtamayacak kadar kuvvetsiz mü?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.