Önümüzdeki bir hafta boyunca…
İktidar kanadı diyecek ki; 28 Mayıs seçimin ikinci turu… ilk turda yüzde 49,2 aldık. Üzerine 0.8 daha koyarsanız bu iş biter…
Muhalefet kanadı da diyecek ki; ilk turu unutun bu yeni bir seçim. Hatta seçim değil referandum. Nasıl bir ülkede nasıl bir rejimde yaşamak istediğinizi oylayacaksınız…
Ben de bu görüşteyim. Çünkü mesele Kılıçdaroğlu mu Erdoğan mı meselesi değil.
Nedir o zaman?
Mesele otokrasi mi demokrasi mi meselesi…
Mesele tek adam yönetimi mi ortak akılla yönetilmek mi?
Mesele özgürlük mü, istibdat rejimi mi?
Mesele kadınların birey olarak mı görüleceği eşya olarak eve mi kapatılacağı meselesi…
Meclis açılmadan, daha mazbatalarını almadan HÜDA-Par yani eski Hizbullahçılar niyetini açıkladı. Erbakan’ın partisi de aynı görüşte. Meclis açılır açılmaz ilk ele alacakları konu 6284 sayısı yasayı değiştirmek olacak.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak tarikatları kesmedi, kadınlara bazı güvenceler getiren yasayı da kaldırmak istiyorlar…
Muhafazakar mahallenin genç kızları, muhafazakar mahallenin genç anneleri, muhafazakar mahallenin çalışan kadınları, muhafazakar mahallenin ev kadınları, muhafazakar mahallenin üniversitede okuyanları kırk kere düşünmeli.
Eve dönmeyi, eve tıkılmayı, erkeklerin boyunduruğu altına girmeyi, varlık nedenlerinin çocuk doğurmak ve bakmak sınırlı olmasını kabul ediyorlar mı etmiyorlar mı?
Mesele bu…
28 Mayıs’ta aslında bunu oylayacağız… Nasıl bir Türkiye istediğimize karar vereceğiz. İçine kapalı, yoksul, kaderci bir Ortadoğu ülkesi mi olacağız yoksa batı standartlarında demokrasiye yolculuk yapan bir Türkiye mi?
Erkek egemen bir toplum mu?
Erkekle kadının eşit olduğu bir ülke mi?
Ekonomiyi bırakın bir kenara, o bahis geçti. Enflasyon yüzde 100’de vurur, bir süre sonra yüzde 10’lara iner. Yüzde beşleri de görür… Alım gücümüz bugün azdır yarın artar…
Ama…
Mutaassıp, gerici, tarikatçı zihniyet yerleşti mi kolay kolay gitmez. Komşulara bakın çok örnek var.
28 Mayıs’ta Türkiye’nin beş yılını değil aslında 20 yılını, 30 yılını belki de 50 yılını oylayacağız…
Karar verecek olan bizleriz… Yapmamız gereken tek şey var; sandığa gitmek…
Bizler çocuklarımıza nasıl bir Türkiye bırakmak istiyoruz? Düşüneceğiz taşınacağız karar verip sandığa gidip oyumuzu kullanacağız.
Gençler nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyor? Düşünecekler, taşınacaklar karar verip sandığa gidip oyunu kullanacaklar.
Bana ne ya kim yönetirse yönetsin deme seçimi değil…
Bana ne ya siyasetle ilgilenmiyorum deme dönemi değil…
Çünkü…
Sadece kendin, ailen, yaşantın, beklentilerin için değil…
Gelecek kuşaklar içinde oy vereceksin…
Doğmamış çocuğun da kaderi senin elinde…
İyi düşün!