Uzmanların tüm ikazlarına rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'düşük faiz' politikasında ısrar edilince ekonomi krize girmiş, seçimlerden sonra işleri toparlaması için Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan gibi 'piyasanın sevdiği isimler' direksiyonun başına getirilmişti.
Ancak durum, beklenildiği gibi ilerlememişti. Atılan adımlar, 'rasyonel politikalara dönüş' mesajının altını dolduramamıştı.
10 Haber yazarı Erdal Sağlam, temmuz ayı enflasyonunun peşinden ağustos ve eylül rakamlarının da yüksek gelmesinin, senelik enflasyon rakamlarının daha da yukarı çıkmasının beklendiğini yazdı.
İktisatçıların eylül sonunda senelik enflasyon rakamının yüzde 55 civarında olacağını tahmin ettiğini dile getiren Sağlam, bu noktada Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nca (TCMB) verilecek faiz kararının önemine dikkat çekti:
"(...) Faiz artırımlarının yüzde 25'de kalması halinde, Ekim başlangıcında negatif gerçek faiz düzeyi eksi 30 puana kadar çıkmış olacak. Seçimden sonra gelen ekonomi yönetimi, faiz artışına başladı fakat bunun yeterli olmadığı çok açık. Negatif gerçek faiz açısından bakarsak seçim öncesindeki yönetime kıyasla bir şey değişmiş olmayacak. Hatta iktisatçıların tahminleri doğrultusunda yıl sonu itibariyle yüzde 70'e yakın bir enflasyon rakamına çıkılırsa, o zaman yeni yönetim döneminde negatif gerçek faiz daha da büyümüş olacak.
'ERDOĞAN'IN İKNA EDİLMESİ GEREKİYOR'
Peki, Cumhurbaşkanı gerçekten 'yüzde 25 veya altında bir faiz rakamında kalınsın' diye talimat vermişse, daha fazla faiz artırımı imkanı olabilir mi? Ankara'da bunun zor olduğu fakat gelinen noktada bir şekilde yeniden ikna yoluna gidilmesi gerektiği konuşuluyor.
Bunun bir yolunun Naci Ağbal gibi gereken faiz artırımını yapmakta cesur davranmak olduğunu belirten ekonomiyle ilgili çevreler, bunun sonunda Ağbal'ın Cumhurbaşkanı tarafınca görevden alındığını hatırlatıyorlar.
Dolayısıyla yönetimin daha fazla faiz artırım yapma yolunun Cumhurbaşkanı'nı iknadan geçtiği mevzusunda genel bir kanı var. Aslında göreve gelen kişilerin bu makamları kabul etmeden önce, gerekenin yapılacağı mevzusunda güvence almaları gerektiğini kaydeden aynı çevreler, bu mevzuda emin değiller.
Çünkü şu anda göreve gelenlerin hemen hepsinin, faiz artışlarının çok daha hızlı ve yüksek olması gerektiğini düşündüğünü her insanın bildiği, yapamadıklarına göre Cumhurbaşkanı'nın faiz talimatı olduğunun belli olduğu görüşündeler. Buna rağmen bile Cumhurbaşkanı'na durumun tüm detaylarıyla anlatılıp, ikna edilmesine çalışılmasının mümkün olduğu görüşünde olan eski AKP bürokratları da var.
Enflasyonda gelinen noktanın sebepleri ve faiz artırımlarının eleştiri öneminin, örnekleriyle açıkça anlatılmak zorunda olunduğunu belirtiyorlar. Göreve gelen yeni ekibin kendi adları ve kariyerleri de iyice tehlikeye girmeden, Cumhurbaşkanı'nı bir yolunu bulup ikna etmek zorunda oldukları belirtiliyor."