Meral Akşener: Afet kaderdendir ama felaket Beştepe’dendir

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Fox TV’de İlker Karagöz’ün sunduğu Çalar Saat programına konuk oldu.

Akşener’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Yukarıdan talimat gelmeyince de hiçbir bürokratın kıpırdamadığı bir sistem. Evet deprem olması bu topraklarda bir kaderdir lakin afetin bir felakete dönüşmesi kader değil o beceriksizliktir. Afet kaderdendir lakin felaket Beştepe’dendir”

“Bu depremin yıkıntıları üzerinden bir şeyler oluşturulmaya çalışıldı eksiklikleri yanlışları anladık. Bireyler olarak ve siyasetçiler olarak anladık, 1999’da. 2002’de bugün bizi yöneten arkadaşlarımız iş başına geldiler. 2017’den sonra bu bürokrasi denilen illet sayın Erdoğan’ın ayağına pranga bağlayan bu illetten de kurtulmak için partili cumhurbaşkanlığı denilen her şeyin bir kişinin kararına bağlı olduğu bir sisteme geçildi. Çok hızlı yürümesi gereken sistemin berbat bir bürokratik kararsızlık çıkardığını iyi kötü hissediyorduk da, ben bu deprem esnasında gördüm karar alamıyor insanlar tüm bu yanlışlarına arka planında birincisi liyakatsizlik beceriksizlik lakin bir de bu tek adam sisteminin getirdiği hızlı olması gereken kararların tam tersine alınamadığı. Yukarıdan talimat gelmeyince de hiçbir bürokratın kıpırdamadığı bir sistem. Evet deprem olması bu topraklarda bir kaderdir lakin afetin bir felakete dönüşmesi kader değil o beceriksizliktir. Afet kaderdendir lakin felaket Beştepe’dendir. Umarım buradaki acayip beceriksizliklerin ortadan kaldırılması için adımlar atılır.

“İktidar, Türkiye’nin etrafında yarattığı o düşman çerçeveyi giderebilecek bir fırsat olarak değerlendirmeli”

“Afet büyük olup yönetilemeyince felaket büyük olmuş oldu. Dünyanın her bir köşesinden de insanlar yardım edebilmek için ülkeleren insanlar geldi o ülkelerin yöneticilerinin bu milletimize dair ortay koyduğu bir tavır var teşekkür ediyoruz lakin bugün iktidarın bir feraset gösterip, bugün oluşan bu atmosferden Türkiye’nin etrafında yarattığı o düşman çerçeveyi giderebilecek bir fırsat olarak değerlendirip diplomatik bir atak başlatabilir mi bilmiyorum. Yapabilirse süper olur.”

17 Ağustos 1999 Gölcük depremini yaşayan Akşener anılarını şöyle anlattı:

“Oktay da başta olmak üzere bakanların bazıları bunların tamamı atanmış insanlar ve durup durup seçilmişlere hakaret etmesi yüzlerinde kekremsi bir havayla bakmaları Türkiye’de çok çirkin son derece kaba bir davranış biçimi. Bu çok yanlış bazı şeyleri de ortadan kaldırıyor. Bir milletvekilinin seçilme prosedürünü kendi bağımsız aday olsun da bakalım kazanabiliyor mu Sayın Oktay görelim.

Seçilmişin üzerinden onu seçenlere müthiş bir saygısızlık. Şu gitti bu gittiğinin ötesinde 99 depreminde ben İzmit’in dışına hiç çıkmadım. Saat 3’ü 2 geçiyordu İstanbul’da sağlam bir sallanma oldu. Telefon trafiği işlendi 15 dakika içinde bindik arabaya gittik Kocaeli’ne. Ailelerimize ulaşmaya çalıştık ve ortaya geçerken bir apartman çökmüş çok sevdiğim bir Doğru Yol milletvekili vardı Alaattin abi o binada oturuyor. İlk burama bir yumruk yedim. Sonra gezmeye başladık bulduk kendi insanlarımızı. Benim kendi köyüm var oraya götürdük herkesi. İzmit’i gezdik sonra ondan sonra çok hızlı bir şekilde Plajyol diye bir semtimiz vardır orada çok binanın çöktüğünü gördüm. Orada benim ailemden insanlar oturuyor.

O arada Gölcük’ten feci haberler gelmeye başladı. Hava aydınlandı vilayete gittik. Biz ne yapabiliriz derken o zaman iki şey var biri emasya planı bir diğeri de sivil savunma kurumu diye bir kurum var. AFAD’a benzeyen diyelim Türkiye genelinde 7 bin resmi personeli var lakin o günkü şartlarda o personelin eğittiği 35 bin sivili var. Bu hangi kanuna göre eğitiliyor? Vatandaşlık görevi diye. Onların devreye girdiğini gördük ve saat 8’e doğru gelindiğinde asker devrede.

Derken Rahmetli Demirel saat 13.30 gibi geldi. Demirel’i karşıladık onu hiç unutamayacağım şapkayı çıkardı burası terlemiş TÜPRAŞ’a doğru baktı, birinci önceliğiniz buranın söndürülmesi olacak. Sonra Rahmetli Ecevit öğleden sonra gibi Sakarya’dan beyanat verdi. Ertesi günden itibaren Hasan Gemici Beyi o zaman iktidarın bakanıydı İzmit’ten sorumlu yaptılar. Hasan Bey ben DYP’nin milletvekiliyim, Osman Pepe Refah Partisi’nin milletvekili o var. Biz davet edildik. STK’larla her sabah Hasan Bey toplantı yaptı. Ve biz aldığımız bütün bilgileri ilettik. A partisi b partisi gibi bir kavram yok. İktidar muhalefet oradayız.

Bana daha ağırlıklı olarak şey düştü, köy gezmek kadınların ağırlıklı olan yerleri gezmek. Bir gün sonradan başlayarak Hasan beyin başkanlığında düzenli toplanıp konuşup bilgilerin yerine getirilmesini sağladı. Bugün ise sayın Oktay’a düşüyor açıklamalar. Ben Erdoğan’ın yerine olsaydım sabah 8’i geçirmemek kaydıyla tüm siyasi partilerin genel başkanlarını arattırır davet eder ne yapalım arkadaşlar derdim. Aynı o Kocaeli’nde yapılanın tamamını biz üstlenir giderdik. Bu olmadığı için bir de sivil savunma kanunu 2009’da kadırıldı. AFAD’a verilen görevler acayip yüksek lakin hazırlık var mı? Yok. Yazıktır günahtır Sayın Oktay nasıl konuşuyorsunuz siz!”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.