İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin 4'üncü kuruluş yılı vesilesiyle düzenlenen programda konuştu. Meral Akşener, konuşmasında, kadın haklarından çevre haklarına, basın özgürlüğünden sistem eleştirisine kadar birçok noktaya değindi.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'in konuşmasının satır başları şöyle:
"İYİ Parti'yi, Türkiye'yi yönetme iddiasıyla kurduk. Tüm hazırlıklarımızı, tüm çalışmalarımızı, bu iddia doğrultusunda yaptık. Milletimiz de, bu gerçeği görüyor ve emin adımlarla iktidara yürüyoruz. Artık biz hazırız. Şimdi onlar düşünsün! Bizim anlayışımızda, iktidar olmak demek, sorumluluk almak demektir. Hizmet demek, refah demek, huzur demek, mutluluk demektir. O nedenle biz geldiğimizde, bizden öncekiler gibi olamayız, olmayacağız. Kimse merak etmesin. Hazreti Ömer'in; 'Dicle'nin kenarında, bir koyunu kurt aşırsa, adli ilahi benden sorar diye, çok korkuyorum' hitabına, siyaseten değil, ahlaken bağlı kalacak, Ömer'in adaletini hep hatırımızda tutacağız."
"Türkiye iyileşecek! Aziz milletim; İstanbul Sözleşmesi'ni, amasız fakatsız, hayata geçireceğiz. Kadınların fiziksel, psikolojik ve ekonomik olarak, baskı, şiddet ve işkence görmesini, görmezden gelmeyeceğiz. Öldürülen her kadın, devletin sorumluluğundaydı. İktidardakiler, onlara sahip çıkmadı. Ama bizimle birlikte, kadınlar artık sahipsiz kalmayacak. İYİ Parti iktidarında kadın, iş gücüne daha fazla katılacak. İş hayatında hak ettiği değeri görecek. Ev kadınları için de, projeler ortaya koyacağız. Kadın kooperatiflerimiz ile birlikte; onların ülkemizin kalkınmasında, nasıl bir itici güç olduklarını herkes görecek. Daha hür ve adil Türkiye, ancak kadınların çabasıyla mümkündür."
"İyilik hareketimizi, 4 yıl önce, 25 Ekim'de, nice zorluklara, göğüs gererek kurduk. Yolumuza engeller çıkardılar, aştınız. Duvarlar ördüler, yıkıp geçtiniz. “Yapamazsınız, 2 güne dağılırsınız.” dediler, ama sizler inandınız. Bana güvendiniz. Zengin, mutlu ve huzurlu bir Türkiye hayalime, ortak oldunuz. Bu yolu, benimle birlikte yürümeye, söz verdiniz. Şükürler olsun, yüce Allah, iyi niyetlerimizi geri çevirmedi. Bu aziz millet, bizleri sevdi, bağrına bastı. 'Burada bir ışık var.' dedi. 'Burada, yanlış giden bir şeylere, ‘dur' diyenler var''
"Milletimiz bize, teveccüh gösterdi. Nitekim, göstermeye de devam ediyor. Ve büyük bir heyecanla görüyoruz ki; memleketin dört bir yanında, Millet bizi çağırıyor! Biz de, milletimizin bu kutlu çağrısına, daha çok çalışarak karşılık vereceğiz. Onları, asla mahcup etmeyeceğiz. Türkiye'yi, iyilikle düze çıkartacağız. Bu bizim, milletimize olan, vefa borcumuzdur. Bu bizim, milletimize olan, şeref sözümüzdür!"
"Yapılan hizmetlerin sahibi, artık müteahhitler değil, millet olacak! Özgür düşünceyi savunacağız, önünü açacak her türlü adımı atacağız. Üniversiteler, liyakatli insan yetiştiren, hür ve adil kurumlar haline gelecek. Akademisyenler, düşüncelerinden ötürü dışlanmayacak; bilimsel çalışmalarına destek sağlanacak."
"Bir kadın olarak söylüyorum ki; bu ülkeyi kadınlarla el ele verip, yeniden ayağa kaldıracağız. Bizim için ortak akıl, demokrasinin olmazsa olmazıdır. O nedenle, milletimiz yetkiyi verdiğinde kararları ortak akıl ile alacak; ülkemizi tek bir kişinin hükmüne sokan Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nden kurtulacağız. İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile milletvekilliğini daha aktif, sahada milletimizi dinleyen, ve mecliste milletimizin sorunlarına çare arayan, aynı olması gerektiği gibi, yeniden, kutlu bir görev haline getireceğiz"
"İYİ Parti iktidarında; yandaş kavramını kaldıracağız. Milletin sırtından, tüm keneleri söküp atacağız. Devletin kontrolünü, kişilere değil, yasalara, kanunlara ve kurallara bağlayacağız. Yaptım ettimlerle; oldu bittilerle; hareket etmek yerine, her kararımızda, milletimize başvuracağız. “Bir kesime değil, herkese hizmet.” anlayışımızı, İstisnasız tüm vatandaşlarımıza hissettireceğiz. Yollar, köprüler, tüneller, milletimizin rahatça kullanacağı hizmetler olacak."
"Bu ülkede torpil devri, önceden hazırlanan listeler ve mülakatlar, artık son bulacak. Öğretmen atamaları, liyakate uygun şekilde, hakkıyla yerine getirilecek. İYİ Parti iktidarında; Çocuklarımıza yönelik, her türlü şiddetin önüne geçeceğiz. Çocuklarımız, güzel şartlarda büyüyecek, eğitim alacak ve ülkelerine faydalı bireyler olacaklar. Eğitim sistemini, canı isteyenin kurcaladığı, bir oyuncak olmaktan çıkaracağız. Çocuklarımızın, daha sağlıklı öğrenim alacakları, rasyonel bir eğitim modelini, hayata geçireceğiz. Rüzgârgülü Projemiz ile ilk, ortaokul ve lisedeki çocuklarımıza, sabah kahvaltısı ve öğle yemeklerini ücretsiz vereceğiz. Böylece tüm çocuklarımız, eşit beslenecek, eşit şartlarda okuyacak ve sağlıkla gelişecek"
"Emek sahiplerine, hak ettikleri, insanca yaşayacakları şartları sağlayacağız. ARTAGAN projemiz ile kayıt dışı para trafiğine, israfa, ranta, çalma-çırpmaya, ÖTV zulmüne, son vereceğiz. Türkiye'nin zenginliğini, tabana yayacağız. Nakitsiz bir toplum ile bugüne kadar görülmemiş bir zenginlik ve refaha erişeceğiz. Haksız kazançla zenginleşen varsa, ondan alacağız, milletimiz için kullanacağız."
"Rüzgârgülü ile büyük bir istihdam ihtiyacı da ortaya çıkacak; çiftçiden üreticiye, nakliyeciden dağıtımcıya, herkes kazanacak. Özellikle kadınların, işgücüne katılımı da artacak. Türkiye eşitlenecek, eşitlendikçe büyüyecek! Ekonomide hayata geçireceğimiz, yapısal reformlarla, borçlu esnafımızın çilesine son vereceğiz. Çiftçimiz, hakkı olan mazotu, gübreyi, ilacı alacak yerli tohum ile beraber, bereketli Anadolu toprağını, hakkıyla sürecek."
"Türkiye, tarım ve hayvancılıkta, dünyanın, önde gelen ülkelerinden biri haline gelecek. Tarım, turizm ve teknoloji alanında, Türkiye'yi mutlu edecek, büyük projelerimiz var. Bunları, süratle devreye alacağız. Üretimi destekleyeceğiz. İnşaata dayalı ekonomi modelinden çıkıp, sanayisiyle, hızla kalkınan Türkiye hedefimizi, hayata geçireceğiz. İşçi kardeşlerimizin, evlerine rahatça ekmek götürebilmeleri için, fabrikalar kuracak, kurulması adına teşvikler sunacağız. Üreticiyi güçlendirecek; böylece asgari ücretle çalışan vatandaşlarımızı da, bu zenginliğe ortak edeceğiz."
"Doğalgaz, su ve elektrik faturalarını gören vatandaş korkuyor. Biz, insanımızın fatura derdini, en adil şekilde çözeceğiz. “Karadeniz'de doğalgaz rezervi bulduk.” diyenlerin, getirdikleri zamları kaldıracağız. Milletimizi, insan onuruna yakışan, müreffeh şartlara kavuşturacağız. Kiracı kan ağlıyor. Allah'ın izniyle biz, kira fiyatlarını sorun olmaktan çıkaracağız. “Bunu nasıl çözeriz?” diye kurul oluşturduk, çalışıyoruz. İnşallah hem ev sahiplerini, hem de kiracıları memnun edecek, çözümler üreteceğiz."
"Türk milleti, kendi memleketinde, artık ikinci sınıf vatandaş olmayacak, hakkıyla yaşayacak. Konut satışlarının, daha hakkaniyetli bir çizgiye girmesini sağlayacağız. Yabancılara konut satışını, sınırlandıracağız. Medya özgür ve adil düzende, olması gerektiği gibi; “toplum yararına” çalışan, kurumlar haline gelecek. TRT, vergisini ödeyen herkesin kanalı olacak, her kesime hizmet verecek."
"Dış politikada bir tutarsızlık, istikrarsızlık ve çözümsüzlük durumu, kronikleşmiş şekilde devam ediyor. İYİ Parti iktidarında; bu garip anlayışa, derhal son vereceğiz. Bizimle birlikte, rasyonel, planlı ve programlı, tutarlı ve istikrarlı bir dış politika anlayışı gelecek. Atatürk'ün koyduğu o büyük vizyona uygun şekilde, düşman değil, dost kazanan bir anlayışla adımlar atacak; Ve mevcut saat uygulaması da dâhil olmak üzere, Türkiye'yi dünyadan koparan tüm engelleri kaldıracağız. Dünya'nın saygın Türkiye'si, Türkiye'nin İYİ Parti'si olacağız. Sığınmacı sorununu çözmeye yönelik hamleleri de, gelir gelmez, süratle yapacağız."
"İnsani değerleri göz ardı etmeden, bu konuyu hassasiyetle ele alacağız. Sığınmacılar, vatanlarına kavuşurken, biz de, ekonomik ve sosyal anlamda, rahatlamış bir Türkiye olacağız. Elbette cennet doğamızı, tarih mirasımızı ve sessiz dostlarımızı da unutmayacağız. Türkiye'mizi, hayvanlara eziyet, tarihi mirasımızı rezil, ormanlarımızı da talan eden, bu anlayışsız zihniyetten kurtaracağız."
"Bizim şarkıların birinde ne diyor: Yak, İşlet, Devret, Nereye Kadar? Devran Dönüyor, Buraya Kadar! Proje gerekliyse, elbette yapılır. Ama, sırf yandaşları zengin etmek için, ne orman bıraktılar, ne su bıraktılar. Karadeniz'de, HES diye diye, neredeyse, kurutmadık dere bırakmadılar. Maden diye diye, dağları, ormanları talan ettiler. Doğamız, bizim için kutsaldır. Şart olsun ki; ormanları yakarak, yıkarak yapılan oteller için gereği neyse yapacağız. Milletin, devletin, yetimin hakkını, kimselere yedirmeyeceğiz!"