Partisinin grup toplantısında konuşan Akşener, iktidarın sığınmacı politikasını şu şekilde eleştirdi:
"Türkiye sığınmacı sorununu, iki sığ düşünce etrafında tartışsın istiyorlar"
Biz, sığınmacılara vicdansızlık edilmesini istemiyoruz. Sığınmacıların bu ülkeye gelmesinin tek sorumlusu Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Sığınmacılara karşı kullanılan, ayrıştırıcı ve düşmanca dilin de karşısındayız. Düşmanca söylemler, ırkçı eylemler, sorun çözmekten acizlerin yöntemidir. Böyle yaklaşımlar, sorunun çözümünü değil, iktidarın vicdan perdesinin arkasına gizlenmesini sağlar. Sayın Erdoğan'ın değirmenine su taşınır yani. Bir tarafta, “ensar” diye diye, ülkeyi yol geçen hanına döndüren, Bay Kriz var. Diğer tarafta da; âdeta yabancı düşmanlığını körükleyen, bir orta çağ kafası var.
Bu iki kirli zihniyet, Türkiye’nin önüne iki seçecek sunuyorlar. Ya vicdanlı olup, armut gibi bekleyeceksin. Ya da vicdansız olup, sığınmacılara söveceksin, döveceksin. Türkiye sığınmacı sorununu, işte bu iki sığ düşünce etrafında tartışsın istiyorlar. İki düşüncenin de birbirini beslediği, hem AK Parti dilinin, hem de dediğim türdeki düşmanca tavırların Sayın Erdoğan'ı orada tutmak amaçlı olduğunu paylaşmak istiyorum. İYİ Parti olarak biz, vicdanın ardına sığınıp, sorunu çözümsüz bırakacak kadar basiretsiz ve armut gibi bekleyen değiliz. Ancak sığınmacı düşmanlığı üzerinden, siyasi rant peşinde koşacak da değiliz. Biz, siyasi rant meraklılarınca Türkiye’ye dayatılan, bu sığ tartışma zeminini reddediyoruz. Burada asıl eleştirilmesi gereken; İktidarın göç politikası, ve Türkiye’yi yarı sömürge hâline getirmeyi amaçladığı, çarpık stratejisidir. Bu strateji rafa kalkmadan, ve uygulanan göç politikası değiştirilmeden sonuç alamayız. Vicdan ile öfke arasına sıkıştırılmış bir tartışmanın, içine çekilmenin, manası da, milletimize herhangi bir faydası da yoktur.