Şener, Boğaziçi'nin AKP'li kayyumu Melih Bulu'yu istifaya davet ederek, Bulu'nun hukuksuz bir şekilde atanmasının öğrencilere hakaret olduğunu söyledi.
Birincisi ben Boğaziçi Üniversitesi'nde okumadım, eşim ve yeğenim orada okudu. Enis Berberoğlu ile benim eşim Boğaziçi Üniversitesi'nde birlikte okudu. Biri ülkücü, birisi de solcu bir arkadaş. Sayın Ahmet Davutoğlu da o dönem Boğaziçi'nde okuyor fakat hiç kavga etmediler. Boğaziçi'nde sağcı-solcu kavgası hiç olmadı. İnsanların birbirine saygı duyduğu, saygı kavramının olduğu bir kültür var orada.
Başarısız olduğu tescillendi
Başörtüsü konusunda da 1996 Kasım ayından 1997 Temmuz başına kadar İçişleri Bakanlığı yaptım. Benim yeğenim başı açık ama başörtüsü konusunda onların hakları için mücadele etmeye açık bir kadındı. O dönemde Boğaziçi Üniversitesi'nde başörtülü öğrencilerin başını açmaya el uzatan kimse olmadı. Bu kültür çok özel bir kültür. Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi'ne bir rektör atadı. Başarısız olduğu tescilli bir rektör. Bunun böyle olacağı biline biline yapıldı. Boğaziçi Üniversitesi'nde benim eleştirdiğim, bir kısım insanın o dönem tepki gösterdiği, çözüm sürecinde belirli konuşmalar orada yapıldı. Boğaziçi'nin eleştirilecek bu tarz yanları olsa da saygı kavramına rağmen bu atama bilerek yapıldı.
Bulu'nun atanması öğrencilere hakaret
Böyle bir kriz çıkarmak iktidarın ne işine yarayacak? Üretilmiş krizlerde sizin derdinizi konuşamayız. Biz 2 milyon esnafın derdini konuşuyorduk. Daha yeni Düzce'den geldim. 13 yaşlarında bir çocuk geldi, eğildi kulağıma, "Bizim evde bir telefon var, 3 kardeşiz, bir de televizyon var yetmiyor. Tablet verir misiniz?" dedi. Üretilmiş krizlerde bunları konuşmuyorsunuz. Bu derece başarısız bir adam, o derece yapmış öğrencilerin başına atanınca bu hakaret demek. Siz gencecik çocuklarına bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak terörist diyemezsiniz. Küçük ortak çıkıp onlara “Yılan” diyemez. Bu gençlerle 22 yaşındaki polis karşı karşıya. Bu hangi akla hizmettir.