TELE1 ve ABC Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ve Prof. Dr. Emre Kongar TELE1 ekranlarında yayınlanan 18 Dakika programında 15 Temmuz darbe girişimine yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Yanardağ ve Kongar'ın konuşmalarından satırbaşları şöyle:
Kongar, "OHAL kaldırılıyor diye bir müjde var. Ama bakıyorsunuz ki bütün OHAL düzenlemeleri yeni sistemle rutinleştirilmiş. OHAL'i kaldırıyoruz diye OHAL'i rutinleştiriyorlar. CHP'deki yarış için konuşalım. CHP'deki yarıştan dolayı bir yazı dizisine başladım. Ben, CHP içindeki kavgada taraf olmak niyetinde değilim. Objektif olarak Kılıçdaroğlu'nun eksilerini artılarını yazacağım. İnce'nin de artılarını eksilerini yazacağım. Bir tavır belirlememizi kimse beklemesin. Ben objektif bir yorumculuk yapmaya çalışıyorum.
Yanardağ, "Biz CHP içindeki iç mücadelede taraf değiliz. CHP için de sert eleştiriler yaptık. Dolayısıyla sosyal medya üzerinden bize ayar vermeye kalkmasınlar. Bizi belirleyen ilkeler var. O ilkeler üzerinden yürüyoruz. Biz taraf olmayız. Biz objektif olmaya devam edeceğiz. Hakkaniyetli olacağız, doğrunun yanında bulunucağız. 24 Haziran gecesine ilişkin söylediklerimizden, yorumlarımından kimse farklı şeyler çıkarmaya çalışmasın. Biz İnce'nin o akşam takıntıdığı tutumu eleştirdik. Biz İnce'nin artılarını da eksilerini de söyleriz.
"AKP'nin milli irade diye diye kutsallaştrıp, sonra hileyle aldığı seçimlerde, örneğin 16 Nisan referandumunda insanların meydanlara çağırılmasını söyledik, demokratik haklarını kullanarak hukuk içinde tepki göstermelerini savunduk. Kendi ulusuna kiritik ve tarihsel dönemeçlerde, örneğin bir kriz anında önderlik edemeyenler, o ulusların geleceğinde de yer alamaz. Nitekim, önderlik yapılamamıştır. Bu durumu elbette eleştireceğiz."
Kongar; "Gerek Kılıçdaroğlu'nun gerek İnce'nin, demokratik rejimle, anayasa ve hukuk kuralları içerisinde sahip çıkmasını belkliyoruz. İlgili kurumlara dönük o hakları kullanarak demokrasiye sahip çıkmasını bekliyoruz."
Yanardağ; "Dün 15 Temmuz kutlamaları, pardon anmaları yapıldı. Aslında bu rastgele bir dil sürçmesi değil, kutlama yapıldı çünkü. Binali Yıldırım, 15 Temmuz için "en hoşuna gitmeyen proje" olduğunu söyledi. Dün de, "15 Temmuz'un parlamenter rejimden çıkmak için önemli bir neden oluşturduğunu" belirtti. 15 Temmuz darbesini AKP bastırmadı, AKP iktidarı darbeyi tamamladı. Cumhuriyete son verdi, demokratik hak ve özgürlüklere son verdi. Tek adam rejimini getirdi. İki yıl boyunca OHAL'i sürdürdü.
"Buradaki temel mesele şudur; bu darbe, siyasal islamcı bir darbedir, cemaatin yaptığı kalkışmadır. Kim bu cemaatçiler? Daha kısa bir süre önce AKP'lilerle birlikte cuma namazına giden kişiler. Fetullah Gülen'in büyümesi AKP döneminde gerçeklşeşti. Dolayısyla, Kemalistler darbe yapar efsanesi de böylelikle bitti. Ergenekon diye Cumaatle birlikte kurduğunun teptiplerde, açtığınız kumpas davalarında, darbe yapmamış, darbeye kalkışmamış kişileri yapgılayıp hapislerde cürüttünüz. Ama diğer taraftan asıl darbenin hangi yol ve yöntemlerle gerçekleştiğini gördük. Darbe girişimi işte 15 Temmuz gibi olur.
General olmaları imkansız, mezuniyet, sicil ve başarı notları düşük kişileri general yaptılar. Ne zaman yaptılar? Ergenekon ve Balyoz gibi kumpas davalarında mahkumiyet kararları verilip, yurtsever subaylar ordudan ihraç edildiği yıl. 2013'ün ağustos ayında. İşte 15 temmuz darbesini yapan generallerin tümü, 2013'te Erdoğan-AKP iktidarı döneminde bu rütbeye yükseltildiler.
"AKP iktidarı 20 Temmuz'da darbe içinde bir darbe gerçekleştirdi. Erdoğan dün anma etkinliklerinde konuşurken, Kılıçdaroğlu için "bir fırsatını bulup belediye başkanının evine sığındı" dedi. Kılıçdaroğlu o gün 24 saat içinde karayoluyla Ankara'ya gidip, kaçmadan, saklanmadan darbeye karşı tavrını alan ilk kişidir. İlk açıklamayı yapan lider Kılılçdaroğlu'dur. Hakkını teslim edelim, diğeri de Doğu Perinçek'tir. Bunların bakanlarının ise meclisten kaçarken görüntüleri var. Eğer bugün, ilan edildiği gibi "Milli Birlik ve Demokrasi Günü" ise, bu milletin yarısına hakaret etmeyeceksiniz. Nasılsa o badireyi atlattık diyerek, güç bizim elimizde diyerek milletin yarısına hakaret etmeyeceksiniz. O yüzden sadece, AKP'liler geldi Boğaziçi anlamalarına. Kimse Demokrasi ve Milli Birlik Günü diye kutlamıyor. Çünkü ne demokrasiye geçildi ne de milli birlik sağlandı. "