Meta'nın ani kararı, kullanıcıların dikkatini çekti. "Siyasi içerikleri kısıtla" özelliği varsayılan olarak etkinleştirilirken, kullanıcılar değişiklik yapmakta zorluk yaşadı. Özellikle Filistin'e destek ve demokrasi endişeleri öne çıkıyor. Tepkiler, sosyal medya platformlarının içerik düzenleme politikaları hakkında geniş bir tartışmanın fitilini ateşliyor.
Meta'nın 9 Şubat'ta duyurduğu ancak kullanıcılara herhangi bir bilgilendirme yapmadan uygulamalarına eklediği "siyasi içerikleri kısıtla" özelliği, büyük bir tepkiyle karşılandı. Bu özellik, kullanıcıların isteği dışında "varsayılan ayar" olarak etkinleştirilmişti ve bazı sosyal medya kullanıcıları tarafından fark edilerek eleştirildi. Bu eleştiriler arasında, özelliğin ABD seçimleri ve Filistin'e destek gibi konularla ilgili paylaşımlara erişimi azaltmak için getirildiği iddiaları da yer aldı.Özellikle bağımsız gazeteci Jessica Kraus'un Instagram'da yaptığı paylaşım büyük yankı uyandırdı. Kraus, "Instagram, siyasi içerikleri sınırlandırmak için ayarlarımızı sessiz bir şekilde değiştirdi ve bu, hepimizi öfkelendirmeli." ifadesinin yanı sıra, "Seçim kampanyalarının en yoğun olduğu aylarda sansür, demokrasiye doğrudan bir tehdittir." yorumunu yaparak Meta'nın bu hamlesini demokrasi için bir tehlike olarak nitelendirdi.Twitter'da da birçok kullanıcı, Meta'nın bu hareketinin Filistin veya insan hakları gibi konularla ilgili paylaşımların kullanıcıların karşısına daha az çıkacağını öne sürdü. Bir kullanıcı, "Filistinli gazeteciler devam eden soykırımı belgeledikleri için her gün öldürülürken META, uygulamalarındaki siyasi içeriği gizlemeye karar verdi. Meta/Zuckerberg Filistin halkına yönelik soykırımın suç ortağıdır." ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.Ancak kullanıcıların tepkilerine rağmen, bu özelliğin varsayılan ayar olarak etkinleştirilmesi ve değiştirilmeye çalışıldığında hata vermesi dikkat çekti. Bazı kullanıcılar, kısıtlamanın kaldırılmasının ardından uygulamalarının algoritmalarının tamamen değiştiğini de belirtti.Bu gelişmeler, sosyal medya platformlarının içerik düzenleme politikaları ve kullanıcıların bu politikalara karşı çıkma güçleri konusunda daha geniş bir tartışmanın fitilini ateşledi.