Yol TV'de Onur Toper ile Açık Konuşalım'a konuk olan Metin Uca, Anadolu Ajansı'nın Genel Müdürü Şenol Kazancı için "O adamı insan içine çıkamayacak hale getirmek benim namus borcum" dedi.
"İmamoğlu'na hangi konu için haka dansı gönderirdiniz?" sorusu sorulan Metin Uca, soruyu şu şekilde cevapladı:
Dünyanın bu kadar rezilce, ikiyüzlü, namussuzca medya kayırma sistemi başka kimseye yapılmamıştır. Bu aynı zamanda Türkiye'de AA'nın geldiği yeri göstermesi açısında da çok önemli bir adım oldu. "Biz kazandık" diye çıktı AKP'nin adayı fakat veriler ilk defa farklı tutuluyordu, çünkü ondan önce yaşanmış bir "Adam kazandı" faciası var. Bu mantıkla gelince orada başka bir şey çıktı; belgeler ortada, yalan söyleniyor. O yalan kanıtlanınca ne oldu? Anadolu Ajansı yayını durdurdu. Dünyada böyle bir örnek yok. Bu kabile devletlerinde olmaz. YSK'nin başkanının açıklaması var. O kadar önemli bir açıklama ki. Böyle bir ortamda gelinen eşitliksiz, namussuzca; Anadolu Ajansı'nın başındaki kişinin yaptığı bu rezillik nedeniyle seçim tekrarlandı ve milyarlarca dolar harcandı. Ve yine 800 bin fark oyla kazandı. Geldiği andan itibaren ve bu yaratılan psikolojiyle beraber öyle çok şey bekleniyor ki. Yapamadığı veya kendisine yaptırılmayan her şey için aslında ona karşı bir hayal kırıklığı yaşadığım kadar o geceyi düşünüyorum. O yüzden ben haka dansı gönderemiyorum.
Eğer haka dansını birine yapmam istense Anadolu Ajansı'nın hâlâ görevde tutulan, o gecenin sorumlusu olan Şenol Kazancı denilen adamı insan içine çıkamayacak hâle getirip önünde yaparım. Asıl yapılacak adam o. Ve hâlâ görevde, devlet memuru diye görevde duruyor. Bunları söylüyorum diye ben yargılanıyorum. Sonuna kadar da varım. Oradan çıkacak her cezaya varım. Sonuna kadar uğraşacağım, kişisel başvuruyla Türkiye'deki kaynaklar tükendiğinde. O adamı rezil edeceğim. O adamı insan içine çıkamayacak hale getirmek benim namus borcum olsun. Boynumun borcu olsun. Bu kadar büyük bir yalanı bu kadar rezilce söyleyen başka biri Türkiye Cumhuriyeti tarihinde olmadı. Yalan hep söylendi ama bu kadar alçakça, sonucunda hepimizin cebinden paralar çıkacak ve İstanbul'un kaderini değiştirecek bir şekilde bu oyun oynanmadı.