Gazeteci Orhan Bursalı, 2023 Haziran'ında yapılacak seçimlerin iktidar tarafından manipüle edileceğine dair yaygın bir kanaatın olduğunu savunarak, "Bu kanaati doğuran nedenleri de çok yaşadık. En son seçim yasasında, il ve ilçe seçim kurullarının başkanlarının ve üyelerinin kıdem esasına göre belirlenmesi kuralı kaldırıldı, kurul başkan ve üyelerinin birinci sınıfa ayrılmış hâkimler arasından kura ile belirlenmesi kondu. Ve üstelik henüz iki yıl daha görev süreleri bulunan kıdemli kurul başkan ve üyeleri görevlerinden atılıyor, yerlerine kurayla belirlenecek yeni kurul başkan ve üyelerinin yerleştirilmesi öngörülüyor.
Birinci sınıf hâkimlerin büyük çoğunluğu bu iktidar tarafından atandı da ondan. Şimdi onlardan atanmalarının karşılığını mı bekleyecekler? CHP bu maddenin iptali için, anayasaya aykırılık nedeniyle AYM’ye başvurdu. Aynı zamanda, cumhurbaşkanını seçim yasalarından muaf tutan maddenin de… Neden muaf? Kel alaka! İktidarda hiç utanmak yok" diye yazdı.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın anayasa değişikliği teklifinin referandumda kabul edilmesinden sonra sarf ettiği, "Atı alan Üsküdarı geçti" sözlerine işaret eden Bursalı, "Sandık güvenliği için muhalefet özel koruyucu önlemler almak zorunda.. Oy pusulaları için özel önlem almak zorunda.. İktidarın elindeki tüm devlet güçlerini seçim süreci içinde baskı araçları olarak kullanmasına karşı, muhalefet önlem almak zorunda… Seçmen listelerinin (kütüklerin) doğru yazılıp yazılmadığının kontrolü, hangi tür sahtekârlıkların kütüklerde yapılabileceğini araştırmak.. Hepsi muhalefetin görevleri arasında... Çift oy kullanılma olasılığına karşı önlemlerden tutun, tüm sürecin yasalara uygunluğunu izlemeye kadar.. hepsi..
İktidar güven vermiyor.
Milletin iradesini türlü çeşitli yollardan çalabileceği ve iktidarı devretmemek için her şeyi yapabileceği kanaati çok yaygın. Bu tür kişi egemenliğine dayalı rejimlerde bu hep temel sorun" diye ifade etti.