Milli Eğitim Bakanlığı disiplin kapsamına almıştı; okullarda 'siber zorbalık' eğitimi dönemi

"Akran zorbalığı, dijital bağımlılığa yol açıyor"

Milli Eğitim Bakanlığı'nca akran zorbalığı ile siber zorbalık, disiplin kapsamına alınırken, okullarda siber zorbalığa karşı eğitim veriliyor. Ankara'da İl Sağlık Müdürlüğü uzmanlarınca bu eğitim- öğretim yılı içinde okulların yüzde 28'ine ulaşılarak, dijital bağımlılık ve siber zorbalığa yönelik eğitim verildi. İl Sağlık Müdürlüğü Sincan Sağlıklı Hayat Merkezi'nde çocuk gelişim uzmanı Hatice Güçlü, Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği içinde olduklarını belirterek, "Çocuklar için şifre güvenliği, ev içi, kamera yapısının nasıl olması gerektiğini, karşıdaki kişilerle konuşurken neler yapmaları gerektiğini anlatıyoruz" dedi.

'Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ndeki değişiklik ile akran zorbalığı ile siber zorbalık yapan öğrencilere disiplin işlemi uygulanacak. Bir taraftan da Sağlık Bakanlığı ile iş birliği yapılarak, okullarda dijital bağımlılık ve siber zorbalığa karşı eğitim veriliyor. İl sağlık müdürlüklerine bağlı 'Sağlıklı Hayat Merkezleri'nde görev yapan çocuk gelişim uzmanlarınca gelen talepler doğrultusunda okullarda öğrenci, rehber öğretmen ve velilere yönelik eğitimler veriliyor. Ankara'da 2022-2023 eğitim ve öğretim döneminde şimdiye kadar okulların yüzde 28'ine ulaşıldı. Öğrencilere özellikle şifre güvenliği, internet kullanımı, kamera yapısının nasıl olması gerektiği anlatılıyor.

"Şifre güvenliği, kamera yapısını anlatıyoruz" 

Ankara İl Sağlık Müdürlüğü Sincan Sağlıklı Hayat Merkezi'nde çocuk gelişim uzmanı Hatice Güçlü, dijital bağımlığın alt başlığı olarak siber zorbalık ile alakalı MEB ile iş birliği içinde olduklarını belirterek, "Küçük yaş gruplarına aile eğitimi olarak, büyük yaş gruplarına da öğrencilerle birebir eğitim olarak okullara gidiyoruz. Bu eğitim yılı içinde Ankara'da yüzde 28 oranında okullara ulaşıldı. Sincan ilçesinde ise bine yaklaşık öğrenci, 300'e yaklaşık aile eğitimleri verdik. Teknoloji bağımlılığı eğitimi verirken, siber zorbalığı da anlatıyoruz. Çocuklar için şifre güvenliği, ev içinin nasıl olması gerektiğini, kamera yapısının nasıl olması gerektiği, karşıdaki kişilerle; özellikle de tanımadıkları kişilerle konuşurken neler yapması gerektiğini anlatıyoruz" dedi. 

"Güvenli internet kullanımını tavsiye ediyoruz"

Okullarda verdikleri eğitimin yaş gruplarına göre farklılık gösterdiğini anlatan Güçlü, "İlkokul, ortaokul, lise çağındaki çocuklara dikkat etmeleri gereken hususları anlatıyoruz. Ortaokul çocuklarına daha çok çizgi film, izlenen dizi ve filmler, ailenin dikkat etmesi gerekenlere dikkat çekiyoruz. Ortalama bir kullanım süresi belirliyoruz. Yaşlarına, gelişimlerine uygun olarak neler yapabileceklerine ve hangi sosyal medya platformlarını kullanabileceklerini söylüyoruz. Zaten ilkokul çocuğu için çok birebir teknoloji ile iletişim halinde olmasını çok istemiyoruz. Ortaokul çocuğu için de güvenli internet kullanımı nedir, internette ne kadar vakit geçirmeleri lazım, bu geçirilen vaktin ne kadarı tüketim ve üretim amaçlı olması gerekiyor; bunlara dikkat çekiyoruz. Tamamen çocuklarımızdan teknolojiyi kısıtlamak gibi bir şey istemiyoruz, zaten yapamıyoruz da. Amaç ne kadar kaliteli kullanabilirler, ne kadar minimal düzeyde kullanabilirler bunu hedeflemek oluyor. Lise dönemi çocuklar için durum biraz farklı. Onların akıllı telefonları var, evde bilgisayarları var. Biz de bu doğrultuda eğitim veriyoruz. Güvenli internet kullanımını mutlaka çocuklara ve ailelerine tavsiye ediyoruz" diye konuştu. 

"Kendisini oyun karakteri gibi görüyor" 

Güçlü, okul öncesi grupta olabildiğince az, yarım saat gibi bir süre internet kullanımına izin verilmesi gerektiğine işaret ederek, "0-3 yaş grubunu teknoloji ile tanışmaması gereken bir yaş olarak ifade ediyoruz; lakin artık o kadar çok karşılaşıyoruz ki özellikle 2 yaş altı çocuklarda dil gelişiminin çok olumsuz etkilendiğini görüyoruz. Bir üst 3-6 yaş grubu çocuklarda da şiddet, oynadıkları oyunlara bağlı olarak saldırganlık, kendini oynadığı oyun karakteri olarak düşünüp arkadaşlarına o şekilde yaklaşım sık görülüyor ve bunun sonu savcılığa kadar gidebiliyor. Kreşte çok problem yaşayan çocukların daha çok teknoloji bağımlılığına maruz kalmış çocuklar olduğunu fark ediyoruz" açıklamasında bulundu.  

"Akran zorbalığı, dijital bağımlılığa yol açıyor"

Dijital bağımlılığın özellikle akran zorbalığına da çok büyük etkisi olduğuna dikkat çeken Güçlü, "Zaten akran zorbalığına maruz kalmış çocuklarda da bağımlılığı daha çok görüyoruz. Çünkü çocuk sosyal ortamda kendini ifade edemiyor. Bu şekilde teknoloji ortamında kendini daha iyi ifade edip, daha çok arkadaşlık kurabiliyor. Özellikle akran zorbalığını uygulayanlarda değil de maruz kalanlarda teknoloji bağımlılığının normal çocuklara göre iki kat daha fazla olduğunu fark ediyoruz ve çalışmalarımız da gösteriyor bunu. Akran zorbalığına maruz kalmış çocuklarda da özellikle anne ile görüşüyoruz. Aile içi etkin vakit çok önemli, aile ile geçirilecek olumlu vakit çocuğun evde, okulda yalnız kalmaması ve teknolojinin yerine konulabilecek bir alternatif; bu spor veya ilgi alanına yönelik farklı bir kurs olabilir. Hiçbir şey yoksa çocuğun 1 saat dışarıda etkin vakit geçirmesini tavsiye ediyoruz. Her gün 'aile saati' dediğimiz bir kavram var bizim, günlük yarım saat aile ile o günün değerlendirmesini istiyoruz. O gün neler yapmışlar, neler yaşamışlar, nelere maruz kalmışlar bunu düzenli olarak hayatlarına oturtmalarını istiyoruz" dedi. (DHA)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.