Gazeteci Ercan Güven, Fenerbahçe camiasının ve eski Başkan Aziz Yıldırım'ın 3 Temmuz sürecinde ortaya koyduğu direnişin Türkiye tarihinde özel bir sayfa olduğunu dile getirerek, "Aziz Yıldırım “Memleket elden gidiyor ne şikesi” diye haykırmasaydı bu ülke, bu fedakar halk 15 Temmuz’daki “ikinci pik”e öylesine hazırlıklı olabilir miydi" ifadelerini kullandı.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Futbolda şike davasında aralarında eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Abdullah Başak, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Ahmet Çelebi'ye verilen beraatleri onadı.
3 Temmuz 2011'de başlayan "Şike operasyonu"nun başladığı günleri anlatan Güven, "Göz gözü görmez mehtapsız gecede, sırtında vatan, kutsal emanet sınırı koruyan Mehmetçik, on yıl önce yarı boyunda karanlıktan korkan bir afacandı belki… Kırkı çıkan bebesine on yıl önce seksek oynadığı mahallesinde ilk puset keyfini yaptıran anne, muhtemelen sözlü bile değildi o zamanlar; çocuk sayılırdı. Pek çok sevip saydığımız, vatansever muhteşem insanlarımız sağdı. Aziz Yıldırım’ın saçları henüz simsiyahtı… Fenerbahçe yöneticileri ise Metris’e ziyaretçi olarak bile adım atmamıştı büyük bir olasılıkla. Çok kötü zamandı… Fetö pandemisi “birinci pik”ini yapmak üzereydi" dedi.
"Fenerbahçe, baltanın ucundaki 'büyük ödüldü' melun örgüte" diyen Ercan Güven, şunları kaydetti:
"Yediği kaba tüküren yalanla semiren sinsi terör örgütü, zehirli köklerini mübarek vatan toprağının derinlerine salmaya çalışıyor, Cumhuriyet’in ne kadar Anıt Çınar’ı varsa hepsini devirmeye uğraşıyordu. Fenerbahçe, baltanın ucundaki “büyük ödüldü” melun örgüte. On yıl önce 3 Temmuz’da düğmeye bastılar. Toplumu futbol ve taraftarlık üzerinden lime lime etme kumpasını başlattılar. Ya sokaklara dökülüp direnmeseydi Fenerbahçeli?.. Ya Aziz Yıldırım ve arkadaşları boyun eğseydi? 'Ne şikesi, memleket elden gidiyor' diye haykırmasaydı? Bu ülke, bu fedakar halk, 15 Temmuz’daki 'ikinci pik'e öylesine hazırlıklı olabilir miydi? Sevin, sevmeyin… Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım kumpasa karşı direnişiyle Türkiye tarihinde özel bir sayfadır artık."