KARAR TV’de yayınlanan ‘Hal ve Gidiş’ programına konuk olan Mithat Sancar, ittifak tartışmaları için, “Parlamento seçiminde mevcut ittifaklardan birine girme arayışımız yok, talebimiz yok, açıkçası ihtiyacımız yok” dedi.
Prensip olarak bütün muhalif partilerle yerel demokraside uzlaşmayı istediklerini belirten Sancar, “Önerdiklerimizi muhalefet ve demokrasi güçleri yeterince ciddiye almazlarsa ortaya çıkan sonuçlardan HDP sorumlu olmayacaktır!” ifadelerini kullandı.
“PEKER’İN İFŞALARI KÜRT SORUNUNA DAYANIYOR”
“Bu kadar açık konuşmamıza rağmen hala ‘HDP muhalefetin adayına oy verir’ üzerinden strateji kuranlar varsa büyük yanlış yapıyorlar” diyen Sancar, şu mesajları verdi:
“Kürt sorunu hiçbir zaman siyasetin başat konusu olmaktan çıkmadı, çıkmaz. HDP’ye yaklaşım, Kürt sorununa yaklaşım anlamına geliyor. Kürt sorunu yapıcı bir şekilde gündemde lakin 90’larda alıştığımız terminoloji ve kavramlarla konuşulmamaktadır. Biz partiyi savunurken sadece bir kurumu savunmuyoruz. Demokratik siyaseti ve Kürt sorunundaki yeni alanın Türkiye’nin diğer sorunlarıyla buluşabileceği zemini savunuyoruz. Mesele HDP ve Kürt sorununun iç içe geçmişliği meselesidir. Elbette bütün bu baskılara direneceğiz! En fazla enerji harcadığımız alan, partiyi, arkadaşlarımızı ve halkımızı savunmak. İşkencenin olduğu her yerdeyiz. Sedat Peker’in ifşaatları üzerinden konuştuğumuz her şey, eninde sonunda Kürt sorununa dayanmaktadır. Hatta başında bile dayanmaktadır.
“İTTİFAK ARAYIŞMIZ YOK”
Seçimi tek seçim olarak gören anlayış yanlış. Parlamento seçiminde mevcut ittifaklardan birine girme arayışımız yok, talebimiz yok, açıkçası ihtiyacımız yok. Bizim Cumhurbaşkanlığı seçiminde tavrımız şudur; Türkiye’de yeni bir dönem başlatacak, eskiyi ufak tefek makyajlarla, düzeltmelerle sürdürmeyecek bir muhalefet bloğunun ortak aday çıkarmasına taraftarız.
“UYARIYORUM…”
Muhalefette şöyle bir kolaycılık var; bu konularda olabildiğince köşeli bir söz söylemek istemiyorlar. Muğlak bırakıyorlar. ‘Kürtler kardeşimizdir’ diliyle sanki Kürt seçmeninin oyunu alabileceklermiş gibi davranıyorlar. Prensip olarak bütün muhalif partilerle yerel demokraside uzlaşalım istiyoruz. Önerdiklerimizi muhalefet ve demokrasi güçleri yeterince ciddiye almazlarsa ortaya çıkan sonuçlardan HDP sorumlu olmayacaktır.
İktidar muhtemelen 31 Mart’ta bizim stratejimizin bu kadar etkili olacağını beklememişti. Türkiye eğer konuşarak öğrenemiyorsa yaşayarak öğrenecek. Böyle bir şey olursa enerjimizin çok büyük çoğunluğu parlamento seçimlerine yoğunlaşacaktır. Uyarıyorum. Eğer bu kadar açık konuşmamıza rağmen hala ‘HDP muhalefetin adayına oy verir’ üzerinden strateji kuranlar varsa büyük yanlış yapıyorlar. Ülkeyi ciddi bir olumsuzluğa kendileri sürüklüyor. Bizim siyasetteki yolumuzu kapatmak isterlerse Türkiye’de seçim olmayacak demektir, yolun sonuna gelinmiş demektir” diye konuştu.