Hakkında çıkan iddialar için İnce, geçmişte olduğu gibi, “Ben bu partinin gençlik kollarına 15 yaşında girdim, ne kendim giderim ne de kimse beni bu partiden koparabilir” demedi. Hatta bu iddiaların en azından bir kısmını kategorik şekilde yalanlamadı, “Karar aldığında açıklayacağını” belirtmekle yetindi. Bırakın gerisini, bu cümlesi üzerinden düz okuma yapılması halinde dahi, ayrılma kararını tartıştığı anlamı çıkar.
İNCE: AÇIKLAMA YAPMAYACAĞIM
Telefonla aradım açmadı, sosyal medya üzerinden yaptığımız yazışmada da yakın çevresine atfedilen iddiaları sordum. Kimseye herhangi bir açıklama yapmadığını belirtip, “Size de yapmayacağım” demekle yetindi. Ancak şunu da bilirim ki bizim medya mahallesinde birinin yakın çevresi diye atıf yapılıyorsa ve bunu yazan da yılların tecrübeli gazetecileriyse, gerçekten yakın olan biriyle konuşup kaleme almıştır.
KOPTUĞUYLA NASIL İTTİFAK OLACAK?
İnce açıklama yapmayacağını söylediği için onu ayrı tutarak, yakın çevresinde görüş dile getirenler açısından meseleyi ele alırsak... Eğer CHP içinden ayrılacak bir harekete imza atılacaklarsa, bu kendilerinin de ifade ettiği gibi 'kopma' anlamına gelir. Her ne kadar parlamenter sistemde olmadığı için “Bir bölen hareketi olmaz” diye bakılıyor ama unutulmasın ki CHP'nin bünyesinden bugüne kadarki her kopuş ağır travmalara yol açtı. Onun için kopma sonrasında, ittifak kapsamı içinden yeniden buluşma zeminini de kalmaz, bir araya gelmek isteseniz de olmaz.
HANGİSİYLE OLACAK?
Hele ki bu yapının içinde bugünden ağır eleştiri getirdikleriniz de olacaksa… Yani, “AKP iktidarının önceki yıllarda ülkeye verdiği zararlardan sorumlu olanların (Davutoğlu ve Babacan) yeniden umut haline getirilmesi kabul edilemez” dediğiniz insanlarla ittifak içinde buluşmanın da olanağı kalmaz… Ayrıca yeni oluşumun, AK Parti’ye karşı daha katı mücadele vereceğini de belirmişseniz, bunun da anlamı açık, demek ki Cumhur İttifakı içinde de olmayacaksınız… CHP dışında solda başka güçlü bir parti de yok, TKP'nin de arasında bulunduğu bazı partiler de parti kimliğini koruyarak geçen seçimde HDP listesinden seçime girdi. Dolayısıyla, bugün parti kurma çabası güden, CHP’de ulusalcı yapılarıyla tanınmış yeni oluşumcuların veya yeni arayışçıların HDP ile de ittifakı mümkün değil. Bu durumda geriye tek alternatif kalıyor… Üçüncü ittifak modeli…
CHP’NİN MESELEYE BAKIŞI
Nasıl olur, kimler böyle bir ittifak modeli içinde bulunmak ister, bunlar da ayrı tartışma… CHP’nin meseleye yaklaşımına gelirsem… Konu üzerinde tartışmaktan kaçınıyorlar, hatta ihtimal dahilinde de görmüyorlar. Nitekim, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun dünkü sohbetimizde, "İnce’nin sağlam bir CHP’li olduğunu" belirtti ve “Ben böyle bir parti arayışı içinde olduğunu sanmıyorum” demekle yetindi.
BEŞ NEDENLİ YORUM…
Kılıçdaroğlu’na yakınlığıyla bilinen milletvekilleri de demeç olmamak kaydıyla İnce ve arkadaşlarının parti arayışını yorumlamayı tercih ediyor. Parti kurma çabasının nedeni üzerinde beş ihtimal üzerinde duruluyor.
- 1- İnce’ye birileri parti kurarsa önemli bir kazanım sağlayacağına dönük veriler sunmuştur; ama ona bunu sunanların amacı bilinsin ki Davutoğlu ve Babacan’ın AKP’den ayrılışana karşı atak girişimidir. Kendinden kopan kadar CHP’den de oy kopararak dengelemede bulunma çabasıdır. Davutoğlu ve Babacan’ın kopardığı kadar İnce de CHP'den koparsın arayışıdır. Bilmedikleri CHP’den ayrılanların bu dönem kopma yaratmayacağı…
- 2- İnce’nin hedefi yaklaşan seçimi görmesi, pazarlık kozunu elinde tutmak amacıyla bugünden pozisyon almasıdır. Eğer böyleyse bu süreçleri çoktan tamamladık, tekrar o günlere dönülmez.
- 3- Birileri ihraç edildiği, kendisine yer verilmediği için parti yönetimine kızgınlardır, her şeyi bırakıp başarısız olmasını istiyordur. Birileri CHP’ye zarar verme pahasına bunu istiyor olabilir ama İnce’nin böyle bir anlayışa sahip olacağını sanmayız…
- 4- İnce’ye yakın geçmişte Kemal Bey (Kılıçdaroğlu) çok sahip çıktı. Eşlerle yenen yemekte 4 kişinin arasında kalması istenen, özel konuşmayı dışarı aktaran İnce oldu. Seçim akşamı ‘Adam kazandı’ ve YSK önünde bekleyen seçmen sürecinde yaşananlar ise hafızalarda.
- 5- Ne CHP’nin ‘İsteyen gitsin’ deme lüksü, ne de üyelerin ‘Haydi ben gidiyorum’ deme aymazlığı var. Bu süreçte kopan kendine zarar verir.