Tarikatlardaki taciz, tecavüz, istismar olaylarıyla ilgili mahkemelerde görülen birçok dava, hüküm verilmiş birçok karar var.
Ben de Antep Nurdağı ilçesinde bulunan bir köyde yaşayan 5, 6 ve 17 yaşındaki çocuklara uygulanan taciz ve tecavüz skandalını yazmış ve HalkTV ekranlarında da anlatmıştım.
Bu taciz ve tecavüz vakalarını gerçekleştiren kişiler cezaevinde. Mahkemeler iki kişi hakkında da kararını vermiş.
Zanlılar köyde bulunan Kadiri tarikatının Nadiri kolunun mensupları. Hatta tarikat şeyhlerinden birinin torunu ve torununun oğlu. Şu andaki şeyhin de amcasının oğlu…
Normalde bu tür haberler hemen gündeme düşer ve yerel, ulusal basın haber yapar. Ancak tek kelime haber çıkmamış. Zira aradığım kişilerden bazıları da duymamıştı. Konuyu gündeme getirdikten sonra da haberlerinin olmadığını belirten onlarca mesaj aldım.
Başka mesajlar da aldım elbet.
"Zeynep Zeliha Şekerci" diye bir kullanıcı aklı sıra hakaret etmeye çalışmış, "Hilmi Candemir" adlı biri tehdit ediyor, "Hakan İnan" adlı kişi "az sabret" diyor ve başka kişilerden küfürlü mesajlar.
İslamiyet ile alakası olmayan bir pislik çukuru…
İslamiyet'in hoşgörüsü ve naifliğinden bahseden bu yaratıklar ağızları dolu şekilde içlerindeki pisliği kusuyorlar aslında.
Hepsi avukatıma emanet elbette.
Oysa ki ilk başta kendileri tarikatlarına sorması gerekirken ortaya çıkarına saldırıyorlar. Normal bu. Bu gibi ticarethane tarikatlarının mensupları önce inkâr eder, sonra kabul eder ama "suç şahsidir" der, sonra müritleri ile "İslam'a, Allah'a saldırıyorlar" diye yaygara yaparlar.
Hepsi klasik, aynı…
Haberimden sonra bir açıklama yapıldı. "Ailemiz ve Camiamız hakkında" diye başlayan açıklamayı aile adına köyün "ithal muhtarı" yaptı. Zaten HalkTV ekranında da kendisinin "üstün yetenekleri"nden bahsetmiştim.
Hatta bu kişi sosyal medya hesabından, milletin alınteri ile oluşturulmuş kamu kaynaklarını peşkeş çeken ve Ankara'yı Parsel Parsel satan Gökçekgillerin yalan ve iftiralarına sarılmış.
Gelelim açıklamaya…
5 madde de yapmışlar açıklamayı.
Birinci maddede "Yüce din İslam son Peygamber Hz. Muhammed S.A.V" demesine rağmen Kura'n-ı Kerim'de yeri olmamasına rağmen şeyhlerinin "müceddid" olduğunu ima ettikleri hadisi çarpıttığımı söylemişler.
İkinci maddede bahse konu tecavüz ve tacizcilerin kim olduğunu yazmışlar. Kısmen haklılar yayında karmakarışık oldu ancak yayının 2:15:32'lik kısmında bunu tam net şekilde ifade ettim. Ancak bu kişilerin tarikattan olduğu, şeyhin yeğeni ve kuzeni olduğu, tarikat şeyhinin torunu olduğu gerçeğini değiştirmez.
Ama açıklamada başka doğru bir taraf yok.
Anlatayım.
Yazdıkları 3. maddede olayı kabul etmişler. Hatta olayı lanetlemişler! E hani iftiraydı? Hani yalandı?
Diğer 4. maddede yine Ali Kutlubay'ın 18 yaşındaki oğlunun intihar olayının kaza diye anlatıldığını bu olayın intihar olduğunu ve nedenlerinin araştırılması gerektiğini belirtmiştim. Evet intihar, kaza değil demişler. Hani yalandı? Bu intiharın nedeni araştırılmalıdır.
Ayrıca 5. maddede ise akılları sıra haklarında çıkacak veya çıkması muhtemel haberler için ön almaya çalışmışlar. Bir buçuk ay önce birileri gelmiş ve ailelerinden para istemiş şayet verilmez ise ailesi hakkında HalkTV'de iftiralar atılacakmış!
Hatta bununla ilgili suç duyurusunda da bulunmuşlar.
Hodri meydan. Var ise bu kişiler, isimlerini vermek zorundasınız.
Benim emeğime çamur sürecek insan evladı daha anasının karnından doğmadı.
Asıl ön almaya çalıştıkları durum ne biliyor musunuz?
Yayında sorduğum ama cevap vermedikleri diğer sorular.
Mesela arazi meselesini sordum. Yağ fabrikasını sordum. Çiftliği sordum. Bunlara açıklamada cevap yok.
Mesele işte tam da bu zaten.
Tarikatlar artık günümüz vakıflarından ziyade birer ticarethane haline geldi. Dini kullanarak zenginleşme aracı oldu.
İçlerinde ne dinen yetkin insanlar var ne de artık fakiri fukarayı düşünür oldular. Feodal köhnemiş bir yapı hâlini aldılar.
Ne kendilerini geliştirdiler ne de Allah'ın sunduğu akıl nimetini kullanmayı denediler. Politik ya da ekonomik bir güç halini almak onlara yetti. Garip gurebayı düşünen tarikatlar devletin içine yerleşmeye çalışır mı bir düşünün.
Açıklamaya dönersek…
Varislerinin tecavüz olaylarına karıştığı tarikatın mensuplarının fabrikaları, şirketleri o kadar çok ki. Mesela Yağ Fabrikası. Daha önce Nadir Tekstil adı ile kurulmuş. 2015 tarihinde ise unvan değiştirmiş ve Nadir Yağ Sanayi adını almış. Hakkında çok fazla iddia var. Gaziantep Belediyesi Fatma Şahin, Siirt Valisi ile görüşmeler yapıyorlar.
Mesela Hamidiye Tarım adlı şirketleri var. Hayvancılık yapıyorlar. Kuruluşta sahipleri Mehmet R. Ve Süleyman A. Mehmet R. Aynı zamanda yağ fabrikasının da ortaklarından. 2020 yılında Mehmet R. hisse devri yapmış. Hisselerini Süleyman A.'ya devretmiş.
Şeyhin çocukları, bazı akrabaları ticaret erbabı. Şeyhe "Baba" diyorlar.
Zincir marketleri de var. Müslüman olmayanlar hakkında her gün konuşmalar yapan tarikat mensupları yabancı isimli bir market zincirinin temsilcileri. Mesela mobilya mağazaları var. Mobilya mağazası değil "Showroom" diyorlar. Şu anda kayyumun yönettiği bir markanın temsilcileri, medikal sektöründe varlar. Varlar da varlar.
Açıklamalarındaki 5. madde işte bu "Tarikat-Ticaret-Siyaset" bağlantılarının deşifre edilmemesi için ön almak amacını taşıyor.
Bakın taciz tecavüz skandalından nerelere geliyoruz. O yüzden diyorum Türkiye'deki tarikatlar örümcek ağı gibidir. İpin ucu nerelere çıkar inanamazsınız.
Daha önce de yazdığım gibi…
Tekrar ediyorum bu tarikatlar ya kapatılmalı ya da ağır bir denetim mekanizması altına sokulmalıdır.