Ülkemizde Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) diye bir kurum var. Genelde merkezi bütçeden aldığı pay kadar Avrupa Birliği veya uluslararası küresel sermayedarların eli kolu gibi çalışan vakıflar aracılığıyla da fonlandığı biliniyor.
Bu kurumun amacı adı üstünde tarım ve kırsalda yaşayan vatandaşların projelerini desteklemek. Ancak uygulamada ciddi sorunlar var. Daha doğrusu niyet aslında başka...
Kurum, proje kapsamında yurtdışından fon alıyor. Projenin adı IPARD Projesi. Peki IPARD nedir?
Avrupa Birliği (AB) tarafından aday ve potansiyel aday ülkelere destek olmak amacıyla oluşturulan bir fon. IPARD, kâğıt üstünde Avrupa Birliği’nin “Ortak Tarım Politikası”nın uygulanması için hazırlanıyor.
IPARD Projesi’nin birinci etabı bitti şimdi IPARD II devam ediyor. Kurum, proje kapsamında 11. çağrısını da yaptı.
Proje kapsamında aslında amaç, kırsal alanlarda yaşayan el sanatları, ahşap oyma, taş işleme, dokuma ustası, organik tarım, cam eşya, zanaatkârlık ve katma değerli ürünlerin desteklenmesi.
Tabii Türkiye’de işler böyle yürümüyor. 2021 yılındaki raporda kurumun aldığı fonları amacı dışında kullandığı tespit edilmişti. “Köylüye” verilen hibe miktarı 8.5 milyar TL, tamamlanan proje sayısı 19 bin 759...
Kırsal alandaki taş ustalarını desteklemek için verilen yardımlar aslında kimlere verilmiş biliyor musunuz? Mermer fabrikalarına! Üstelik bu ocaklar köylüye filan çalışmıyor, zenginlerin villalarına, büyük otellere mermer kesiyor.
Mesela cam eşya üreticisini destekliyoruz demişler, Sayıştay destek verilen rasgele birini gitmiş incelemiş Denizli’de. “Cam eşya” alanında faaliyet gösteren işletmenin halihazırda şarap kadehi, viski şişesi, vazo tarzındaki ürünler ürettiği görülmüş. Firmanın hammaddeden üretim yapmadığı anlaşılmış. Büyük markalara bildiğiniz endüstriyel üretim yapan bir yer çıkıyor yani.
2022 yılında IPARD II Projesi kapsamında yapılanları, Sayıştay yine denetlemek için Denizli ve Afyonkarahisar’da “zanaatkârlık ve katma değerli ürünler” ürettiği belirtilen ve “dokumacılık”, “taş işleme”, “cam eşya” üretimi alanında faaliyet gösteren işletmelerden bir kısmını yerinde görmüş. Para ödenenen yerlerin tamamı organize sanayi bölgesinde fason üretim yapan yarı mamul ürünler üreten şirketler çıkmış. Köylü möylü değil yani.
Keza bu kurumun adı daha iki yıl önce büyük bir skandalla gündeme gelmişti.
O dönemde kurumun başına atanan Ahmet Antalyalı hakkında eski Bakan Vahit Kirişci’nin oluru ile bakanlık müfettişlerinin tespit ettiği usulsüzlük ve yolsuzluklarla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu ortaya çıkmıştı.
Öyle ki Antalyalı, Faruk Çelik’in bakanlığı döneminde TKDK Başkanlığı’na atanmış ancak Ahmet Eşref Fakıbaba döneminde görevden alınmıştı. Halbuki şimdiki Bakan İbrahim Yumaklı döneminde hakkında soruşturma devam ederken Ahmet Antalyalı yeniden başkan olarak atanıyor.
Bu nasıl lobiymiş arkadaş...
Neyse uzatmadan sadede geleyim.
Özetle, kurumun verdiği desteklerin, az sayıdaki istisna dışında, deniz tatilini hedefleyen oteller ile şehir oteli niteliğindeki otellere verildiği, yatırımlar arasında “yeme içme tesisi” adı altında yapılan fakat düğün salonu olarak faaliyet gösteren yatırımlar da bulunduğu anlaşılmış.
Anlayacağınız AB’den alınan destekler kırsal kalkınma diye düğün salonlarına ödenmiş.
Üstelik “Projem var” diyerek kurumdan destek alan kişiler aldıkları paraları kendi finanslarında kullanmışlar ve sonrasında aylar sonra geri iade etmişler. Yani hiçbiri projeye harcanmamış.
Son bir skandalla bitireyim. Bunu geçen yıllarda da yazmıştım.
Aynı kurumda 2021 yılında faaliyetine devam eden 42 il koordinatörlüğünün tamamı ile merkez teşkilatı kiralık binalarda hizmet veriyordu. Buralar için ödenen yıllık kira tutarı, iki yıl öncesinin parasıyla toplam 16 milyon lira. Ve bu koordinatörlüklerde çalışan kişi sayısı 2 bin 558 kişi.
Sayıştay raporunda burada çalışanlardan 61 kişinin hiçbir şekilde yapılacak işlerle ilgili vasfının olmadığı tespit edilmiş. Yani proje bahanesiyle 61 kişi sınavsız kamu görevlisi yapılmış.
Neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Bu nasıl bir yozlaşmadır?...