Murat Ağırel yazdı: Hastalar kaçak ilaç alıyor

Yazılar yayımlandıktan sonra yüzlerce kişi bana ulaştı. Anlatılan ve duyduklarım inanın dehşet verici.

Cumhuriyet’te günlerdir ilaç skandallarını okuyorsunuz. 

Kanser ilacı diye ağrı kesici satanlar, 50 Avroluk ilacı 3 bin 750 Avro’ya satmak isteyenler, iş takipçiliği yapıp ilaç ticaretinden komisyon alan AKP’li eski vekiller, mafyatik kavgalar...

Dönen para çok büyük olunca insanların sağlığıyla kimse ilgilenmiyor açıkçası. 

SGK’nin ilaç tedarik ettiği İbni Sina SGM, Türk Eczacılar Birliği (TEB) ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) arasında yaşananları örnekleriyle yazdım.

Hepsi arşivde. 

Yazılar yayımlandıktan sonra yüzlerce kişi bana ulaştı. Anlatılan ve duyduklarım inanın dehşet verici.

Halkın ilaçlara ulaşımı büyük bir kriz boyutunda...

Kanser ilaçlarından sonra da iş meğer uyuşturucu bağımlılarına uygulanan tedavide kullanılan “Naltrekson” etken maddeli ilaca gelmiş.

Anlatayım...

Uyuşturucu madde ve alkol bağımlılığı tedavisi çok meşakkatli ve uzmanlar tarafından titizlikle icra edilen bir tedavi.

AMATEM bu konuda büyük çaba sarf ediyor. Bu tedavi esnasında da doktor onayıyla “Naltrekson” etken maddesi olan ilaçlar kullanılıyor.

Deri altına yerleştirilen bir implant aslında.

Üç aylık tedavi sürecinde hastanın deri altına yerleştiriliyor ve bir yıl boyunca etkisi devam ediyor.

Türkiye’de yılda 100 bin hasta tedavi oluyor. Çok büyük bir kitle... 

Bu ilaç hastalarda da sonuç almış. 2017 yılında uyuşturucu ile mücadele kapsamında yurtdışından “Prodetoxone 1000 mg implant” tedarik edilmeye başlanıyor ve SGK tarafından da ilaç bedeli karşılanmaya başlıyor.

Buraya kadar her şey normal.

Ancak...

“Yukarıdan gelen bir emirle” bir anda TİTCK tarafından ilacın ithali durduruluyor. Hastalar, başka bir tedavi seçeneği olmadığından tedavi edilemez hale geliyor. 

Hasta ve hastanelerin başvurusu ile tekrar listeye alınsa da 20-25 gün sonra ilaç tekrardan “etkisi olmadığı” gerekçesiyle TİTCK listesinden çıkarılıyor.

Halbuki resmi olarak piyasada muadili yok bu ilacın.

Uyuşturucu madde ve alkol tedavisi gören hastalar ilaca ulaşamıyor. Bunun üzerine ilaçların kaçakları türüyor. Antep’te bir güzellik merkezi(!) ilacın reklamını yapıyor, başka bir yerden de kaçak ilaç otobüse verilerek kargolanıyor. 

Yanlış okumuyorsunuz.

Üstelik güzellik merkezi tarafından reklamı yapılan ilaç listeden çıkarılan ilaç. 

Hastaya ulaşan ürün ise aynı etken maddeli başka bir çeşidi... Araştırdım, sordum. Yazışmaları, yapılan reklamları tek tek kaydettim.

İlaç neden yasaklandı diye ilaç tedarikçilerini aradım. Nedenini onlar da merak ediyormuş meğer. TİTCK’ye resmi olarak sorduklarını ancak cevap alamadıklarını söylediler.

Kaçak satanlardan biri ile irtibata geçtim. 

Kamu yararına çalıştıklarını beyan ettiler! Şaka yapmıyorum. 

Tedavisi kesilen hastalara yardımcı olduklarını, ellerinde zaten var olan ürünleri sattıklarını anlattılar. Zaman zaman yurtdışından ilacı getirdiklerini ama sahte olmadığını söylediler.

Tedavi gören hastalarla da konuştum. Onlar “Ne yapalım mecburen alıyoruz” diyorlar.

Dikkat çekmek istediğim konu ise şu...

İlaç sektöründe siyasi konumu nedeni ile güç elde eden bazı kişiler kurdukları düzenin bozulmaması adına halkın sağlığını hiçe sayıyorlar.

İstedikleri ilacı ekletip istediklerini çıkartıyorlar. Ve bu işlerde komisyon alanlar var. Hastalar ise ilacı bulmak için türlü yollara başvuruyor. Talep olduğu için kaçak ilaca rağbet oluyor. 

Üstelik ilaç fiyatları çok yüksek olduğu için sahte ilaç satarak para kazanmak isteyen şerefsizler de türüyor.

Darmadağın bir sağlık düzeni var artık bu ülkede. 

Israrla bu düzeni ifşa etmeye devam edeceğim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.