Murat Ağırel yazdı: Haziran ayında yaşanan skandal taciz

Olayı soruşturduğumuzda ihbarın doğru olduğunu öğrendik. Konu mahkemeye intikal etmiş ve yargılama günler öncesinde bitmiş bile.

Zeytinburnu’ndaki bir okurum ulaştı ve bir ihbarda bulundu. Afgan uyruklu bir kaçağın yağma ve cinsel istismarda bulunduğunu anlattı.

Olayı soruşturduğumuzda ihbarın doğru olduğunu öğrendik. Konu mahkemeye intikal etmiş ve yargılama günler öncesinde bitmiş bile.

Anlatayım...

Tarih: 17 Haziran 2023.

Saat 01.20.

Yer: Zeytinburnu Çocuk Parkı...

23 ve 24 yaşında Özbekistan ve Kazakistan§ uyruklu iki genç kız evlerinin hemen yanında bulunan parkta yürürken yanlarına bir kişi yaklaşıyor ve sigara istiyor. Kızlar sigara kullanmadıklarını söylüyorlar. Bu sefer aynı kişi su istiyor. Kızlar korkudan ne yapacaklarını şaşırmış halde “Su yok, kola var” diyerek ellerindeki kolayı verip hemen uzaklaşmaya çalışıyorlar. 

Kolayı alan kişi kafasına diktikten sonra hızlı adımlarla uzaklaşan kızların yanına gelip kola kutusunu üzerlerine atıyor. Kızlar korkudan yoluna devam ediyorlar. Bu sefer tekrar arkadan gelerek kızlardan bir tanesinin boynunda asılı bulunan telefonu almak için hamle yapıyor ve çekiştiriyor. Başarılı olamıyor. 

Kızlar evlerine doğru koşmaya başlayınca tekrar arkalarından koşuyor ve kızlardan birinin beline sarılıp taciz ediyor. Kızı yere yatırıyor ve istismarda bulunmaya çalışıyor. Kızlar “İmdat!” diye bağırınca cebinden çıkardığı bıçağı iki kıza doğrultuyor. “Susun, bağırmayın!” diye tehdit ediyor. Kızlardan biri kaçmayı başarıyor ve yardım çağırmaya gidiyor. Diğer kız ise sapığın istismarına maruz kalıyor. 

Genç kız, elinden geldiğince direniyor ve bağırıyor. Saldırgan da kızın elini keserek yaraladıktan sonra para istiyor. Kızın parasının olmadığını öğrenince bu sefer boynundaki “iPhone” marka telefonu almaya çalışıyor. Kız boğuşunca bu sefer diğer elinden bıçakla yaralanıyor. Sapık ise telefonu da alıp kaçıyor.

Yardım geliyor ama sapık çoktan uzaklaşmış oluyor. Kamera görüntüleri inceleniyor ve sapığın üzerinde beyaz renkli peştamal olduğu tespit edilerek parktaki istismarın görüntülerine ulaşılıyor.

Kısa süre teşhis ediliyor.

Saldırgan: “Salih Sidiki” isimli, 2002 doğumlu, Afganistan uyruklu. Terzi olarak kaçak çalışıyor.

Sorguda telefonu ne yaptığı soruluyor. Reset attırmak için telefoncuya götürdüğünü söylüyor. Bunun üzerine telefoncu bulunuyor. “Jalal” adlı başka bir yabancı uyruklu telefoncu sorgulanıyor ve telefonun kendisinde olduğunu beyan ediyor.

Telefon alınıp mağdura iade ediliyor. Bakın kaçak Afgan, çaldığı telefonu başka bir Afgana götürüyor.

Sapık, savunmasında telefonu kızın boynundan çekip aldığını elinde bıçak değil tahta parçası olduğunu beyan ediyor. Tahta parçası ile kızı yaralayıp yaralamadığını hatırlamadığını, herhangi bir cinsel saldırıda bulunmadığını, telefonu alınca format attırmak için telefoncuya verdiğini söylemiş.

Yaşananların ardından sapık saldırgan, 21 Eylül’de mahkemeye çıkarılıyor. 

Duruşmada taciz etmek istemediğini belirterek şunları söylüyor:

“Ben söz konusu olayda müştekileri taciz etmek ya da onlara yönelik bir şey yapmak istemedim. Sadece telefonlarını çalmak istedim. Telefonu da karakolda geri teslim ettim. Maddi durumum kötü olduğu için çaldım. Müştekiyi yere düşürüp üzerine çıktığımı kabul ediyorum. Ancak sebebi telefonu almak içindi. Elimde bıçak değil tahta vardı. Telefonu almak için boğuşurken direndiğinden yere düştü, boynundan telefonu almaya çalıştım, herhangi bir cinsel dokunma tarzı eylem olmadı. Telefonu alınca uzaklaşıp eve gittim. Ertesi gün polis eve geldi telefonu teslim ettim. Suçlamayı kabul etmiyorum, beraatimi talep ediyorum.”

Duruşma savcısının mütalaasında şahane bir kısım var. O kısımda ders gibi ifadeler kullanılmış:

“Ülkeye kaçak yollarla girdiği halde kendisine gelmiş olduğu Afganistan’a nazaran daha iyi bir yaşam standardı sunulan sanığın ülkemizde insani ilişkilerine daha çok dikkat etmesi gerekirken kamuya açık bir alanda, parkta yürüyen ve kendisine ikramda dahi bulunan bir kadına insani olmayan duygular ile hareket edip alenen ve yoğun bir kastla cinsel saldırıda bulunan, bıçakla yaralayıp yağmalayan sanığa ceza tayin edilirken en üst raddeden ceza verilmesi ve takdiri indirim maddesinin uygulanmaması gerektiği kanaatiyle...”

Salih Sidiki’ye “cinsel saldırı suçu, yağma suçu, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, kasten suç işleme” suçlarından cezalar isteniyor.

Diğer kişi için de tehdit ve kasten suç işleme nedeniyle cezalar istemiş.

Mahkeme, kararında tacize uğrayan kişi için basit cinsel saldırı suçunu sabit görmüş ve iki kişi için toplamda 16 yıl hapis cezası vermiş. Yeter mi yetmez tabii ama en azından böyle insanların yaptıklarının cezasız kalmayacaklarını bilmeleri, Türkiye’nin bir Afganistan olmadığını, kadınların kendilerine her an her şekilde sunulan “varlıklar” olmadığını anlamaları gerek. 

Gelin görün ki ülkemizde yaşanan onlarca olaydan birisi bu sadece ne yazık ki...