Devlet Su İşleri sanırım bu ülkede en önemli kurumlardan biri.
Ülkeler arasında petrol sahaları gibi su hegemonyası mücadelesi yaşanmaya başlanan günümüz dünyasında böyle kurumların önemi daha da artıyor.
Özellikle Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mehmet Levent Kurnaz, 2100 yılında Türkiye için "Kahire İklim Kuşağı" uyarısı yaptığını hatırlatmak lazım. Prof. Kurnaz'a göre Antalya ve paralelindeki şehirlerimiz Muğla'dan Hakkari'ye kadar tüm şehirler Kahire'nin gördüğü sıcaklık ortalamalarını yani 50 dereceleri görecek. Yani su azalacak.
Bu iklim kuşağının 2100 yılından çok daha erken dönemlerde yaşanacağını söyleyenler de var.
İşte şimdilik kimsenin tartışmadığı bu stratejik sorunların ortasında Devlet Su İşleri'ne dair Sayıştay raporunu okudum.
Bırakın su ile ilgili önlemler almayı, mevcut düzeni bile koruyacak durumda değiller.
Mesela bir örnek vereyim…
Kurum, hidroelektrik santrali kuracağını söyleyip "elektrik üretimi yapacağım" diyen firmalarla "su kullanım hakkı" anlaşması imzalıyor. Bu anlaşmalar kapsamında anlaşma hükümleri gereğince tahakkuk ve tahsil edilmesi gereken paralar var. Ancak gelin görün ki tahsil edilmesi gereken tutarlar tahsil edilmemiş, edilmediği gibi hesaplarda da izlenmemiş.
DSİ'nin HES santrallerinden tahsil etmediği ne kadar para vardır sizce?
Tam 80 milyon 141 bin TL!
Sadece bu da değil.
Kurumun sulama kooperatifleri, sulama birlikleri, kalkınma kooperatifleri gibi kurumlardan olan alacaklarının, muhasebe kayıtlarında yer almadığı görülmüş.
Bölge müdürlüklerinde gerçekleştirilen incelemelerde yer altı suyu sulama kooperatifleri, sulama birlikleri, yer üstü suyu sulama kooperatifleri ve kalkınma kooperatifleri gibi kurumlardan olan alacakların mevcut olduğu, 2020 yılı Sayıştay Mali Raporunda da konu edilen 467 milyon 157 bin TL alacak tutarının 2021 yılında da kurumun muhasebe kayıtlarında raporlanmadığı görülmüş.
Etti mi size toplamda 547 milyon 298 bin TL.
Bu para hesaplarda yok ve tahsil edilmemiş…
Ayrıca başka bir durum daha var.
Şu anda yanlış sulama nedeni ile kuraklıktan bahsediyoruz. Yer altı sularının bilinçsiz kullanımı nedeni ile tarımda yaşadığımız bölgesel sorunlar uzmanlar tarafından dile getiriliyor.
Haliyle gözler Devlet Su İşleri'ne çevriliyor.
Ancak gelin görün ki yer altı sularının sanayi maksatlı olarak kullanılması amacıyla açılmış olan kuyu, galeri, tünel ve benzerlerine kurulması gereken ölçüm sistemlerinin kurulmadığı, mevzuattaki düzenlemelerin bölge müdürlükleri tarafından uygulanmadığı ve yer altı suyunun kullanımının denetlenmediği görülmüş. Kaçak olarak kuyu açıp su çekenler bile olduğu belirlenmiş.
Tam bir kara düzen yani.
Konya'da oluşan dev obrukları biliyorsunuz.
İşte onların nedenlerinden biri de bu denetimsiz sulama ve su kullanımı.
Daha önce yazdığım bir konu vardı: Melen Barajı
Yapımı yılan hikâyesine dönüşen Melen Barajı Yapım İnşaatı, 2012 yılında, Melen Barajı İkmal İnşaatı ise 2016 yılında ihale edildi. Baraj gövdesinin bazı yerlerinde derz açılmalarının bulunması nedeniyle barajın su tutmaması üzerine de 412 milyon TL bedelli "Baraj Güçlendirme İhalesi" yapılmıştı.
İdare tarafından baraj zeminindeki problemin tespiti için yabancı menşeili bir danışmanlık firmasından hizmet satın alınmış.
İlgili danışmanlık firmasının saha etüdü raporunda özetlersek kaya kütlesi bir baraj temeli için elverişsiz olarak muhakeme edilmiş. Temel kayasının jeoteknik özelliklerine ilave olarak, sığ perde derinliği ve sol kıyı vadi kanadının elverişsiz topografyası da kritik olarak dikkate alınmış.
Nihayetinde Sayıştay, barajı yapan firmaların kusurlarının mahkeme kararıyla tespiti ve kusurları nispetinde rücu işlemleri için tespit ve alacak davası açılması gerektiğini resmî raporlara geçirmiş.
Bakın devletin bir kurumunda iki kalemde yaklaşık 1 milyar TL zarar çıktı.
Artık bu 1 milyar TL gibi paralarla neler yapılabileceğini yazmayı bıraktım. Çünkü o kadar yoksuluz ki 1 milyar gibi paraların ne kadar büyük miktarlar olabileceği konusunda herhangi bir tahayyülümüz yok.
Ama kısaca size şöyle özetleyeyim; 1 milyar TL'ye değil hayatınız, yedi sülalenizin hayatı kurtulur, çalışmadan ya da istediğiniz işi yaparak rahat sağlıklı bir yaşam geçirebilirsiniz.
Benim burada daha çok önem verdiğim konu su sorunu. Adeta ABD'deki NASA gibi önem ve bütçe verilmesi gereken Devlet Su İşleri şu anda 1 milyar lira gibi paraların kaybolduğu kurumlar haline geldi.
Kurumun 2100 yılına göre nasıl bir projeksiyon önerdiğini bilen yok. Çünkü su varlığını korumak için, yer altı kaynak sularını ölçümlemeniz, denetlemeniz gerektiğinde kullanıma kapatmanız lazım. Ormanları yok etmemeniz, şehirleşmeyi ona göre planlamanız lazım.
Maalesef bugün bunların hiçbiri yapılmadığı gibi plansızlığın yanında bir de bahsettiklerimizi yok edecek derecede bir şehirleşme ve sanayileşmeye izin veriliyor.
Diyeceğim o ki önümüz karanlık, topyekûn bir kalkınma hamlesi yapmamız gerekiyor.