Sizin hiç bankada "özel hesabınız" var mı?
Kamu kurumlarında var.
Bunlardan biri de Millî Eğitim Bakanlığı…
Bu sene Sayıştay raporlarının birçoğunda "Özel Hesap" vurgusunu ve bu özel hesapların muhasebe sistemlerinde tutulmadığını görüyoruz.
Ne anlama geliyor…
Özel hesap, bütçe kanunu ya da diğer kanun hükümleri gereğince belirli faaliyetlerin gerçekleştirilmesi veya projelerin desteklenmesi ve benzeri amaçlar için banka nezdinde kamu idaresi adına açılan ve işlemleri muhasebe birimi tarafından yürütülen hesabı ifade ediyor.
2021 yılında taşra birimlerinde 2100 adet Erasmus projesi var ve bu proje için kullanılan kaynağın büyüklüğü 190 milyon Euro. Yani 3.4 milyar Türk Lirası.
Bu paranın tamamı Avrupa'dan geliyor.
Yapılan incelemelerde bu parayla satın alınacak mal veya hizmetin içeriği belirlenmeksizin avans adı altında il, ilçe millî eğitim müdürlüğü veya okul adına açılan özel hesaplara aktarılmak suretiyle kullanıldığı tespit edilmiş.
Söz konusu 190 milyon Euro, bakanlığın taşra birimlerinde "kağıt üzerinde" öğrenci ve öğretmenlerin yurt dışı seyahat, konaklama, mesleki eğitim stajı gibi faaliyetlere harcanmış gözüküyor.
Fakat Sayıştay bir vurgu yapmış. Bu harcamalarla ilgili Sayıştay denetçilerine sunulan belgelerin, "harcamayı gösterir kanıtlayıcı belge niteliğinde" olmadığı ortaya çıkıyor.
Aslında Sayıştay'ın bu paranın doğru yere harcandığını görmek için istediği belgeler çok basit. Harcama talimatı, yurt dışı geçici görev yolluğu bildirimi, konaklama faturası, uçakla yapılan seyahatlerde yolcu bileti vb.
Hâliyle söz konusu kaynakların mali sistemin dışında kalıp bakanlık mali tablolarına dâhil edilmediği tespit edilmiş.
Neresinden tutsak elimizde kalıyor…
3.4 milyar Türk Lirasının nereye nasıl harcandığı, içerisinde tırtıklanıp tırtıklanmadığı belli değil.
Sadece bu da değil…
Bedava dağıtılan ders kitaplarında da herhangi bir denetim sistemi olmadığı için fazla fazla dağıtılmış. Hâliyle gereksiz yere ödemeler yapılmış.
Burada özel okulların ihtiyaçlarından fazla ders kitabı talep etmeleri ve gönderilmesi ise dikkat çekiyor. Çünkü özel okulların neredeyse çoğunluğu -TED okulları hariç- MEB'in dağıttığı kitapları kullanmıyor.
Mesela başka bir konu daha var.
Adı: Ortaöğretimde Maker Hareketi.
Ortaöğretim kurumlarında bilim, kültür ve sanat atölyeleri ile laboratuvarların kurulmasını amaçlayan yatırım projesi bu.
Projeyi yapmışlar ama bu projeden nasıl geri dönüş alındığına dair hiçbir ölçüm yapılmamış. Bütçesi 35 milyon lira.
Hakikaten de 45 ilde toplam 96 adet okulda 25 milyon lira harcayarak "Tasarım Beceri Atölyeleri" kurulumu sağlanmış.
Fakat gelin görün ki denetimler sonucunda bazı atölyelerde müzik aletlerinin işin teslimi sırasında ambalajlı ve sıfır ürün olarak teslim edilmemiş olduğu, sapı ya da köprüsü kırık enstrümanların teslim edildiği ve dolayısıyla enstrümanların kullanım dışı olduğu belirlenmiş.
Ahşap atölyesi ve müzik atölyesi bitişik düzen yapılmış olduğundan ve ahşap kesme makinesinin kullanılması halinde ortaya çıkan toz dolayısıyla atölyenin diğer kısımlarının, özellikle müzik atölyesinin kullanılamayacak olmasından dolayı, ahşap atölyesinin kullanıma elverişli olmadığı ve çoğunlukla atıl durumda bırakıldığı anlaşılmış.
Bazı atölyelerin bilim kısmında yer alan 3D lazer yazıcının kullanılamaz durumda olduğu, yazıcıda kullanılan termoplastik malzemelerin ambalajsız bir şekilde teslim alındığı ve bu nedenle ilgili malzemelerin henüz teslimat aşamasında kullanım ömürlerini kısmen doldurmuş oldukları ortaya çıkmış.
Müzik öğretmeni normu olmayan okullarda müzik atölyesi kurulumlarının gerçekleştirildiği ve dolayısıyla bu okullardaki atölyelerin hiçbir şekilde kullanılmadığı tespit edilmiş.
Atölyelerin bazılarında makinelerin ya hiç çalışmıyor olduğu ya da çalışıyorsa da kurulum yapılan okulda makineyi kullanmayı bilen insan kaynağının bulunmadığı belirlenmiş.
Meğer raporda okuyoruz ki bu iş için alınan bu malzemeler doğrudan temin yoluyla aynı firmaya ihale edilmiş.
Bakın üç farklı olayda bu ülkenin milyonlarca lirasını çarçur etmişler.
Az biraz iş bilen, ahlaklı, devletin parasını kendi parası gibi sahiplenen -ki aslında kendi parası- bürokratlar bulmak, yetiştirmek zor değil.
Tabii ki de arada iş bilmezler, kötü niyetliler, firmalarla komisyonlar karşılığında gizli gizli anlaşmalar yapanlar çıkacaktır. Fakat yıllardır yazıyorum bu bir düzen olmuş artık. Bu milyonluk kayıplar normal karşılanır oldu.
Üstelik kayıpların en çok yaşandığı kurum da Millî Eğitim Bakanlığı. Adana İl Millî Eğitim Müdürlüğü'nde yaşanan skandalları, açılan mahkemeyi, iddianameyi yazı dizisi yapmıştım. Takip edenler bilir.
Sadece bir ilde dönen dolaplar bile ağzımı açık bırakırken sanıyor musunuz ki sadece Adana'da yolsuzluklar yaşanıyor.
Sayıştay'ın tespitlerini aktardım. 81 İl Millî Eğitim Müdürlüğü'nde neler döndüğünü siz tahmin edin artık…