İnanın insanın aklı almıyor, inanın.
Halihazırda ülkede yaşayan yurttaşların büyük bir kısmı geçim zorluğu yaşıyor.
Kurban Bayramı geldi. Pazarlara bakın. Kurban fiyatları çok yüksek. Üretici neden yüksek olduğunu anlatıyor, alıcı neden alamadığını anlatıyor.
İşin garip yanı ikisi de haklı.
Halkın büyük kesimi kuruşun hesabını yapıyor. Emekli maaşı, dul yetim aylığı ile geçinmeye çalışan yurttaşlar bırakın müreffeh bir hayat yaşamayı hayatta kalmaya çalışıyorlar.
Bir kesim ise vur patlasın çal oynasın ruh halinde. Ülkede yaşananlar umurunda değil. Ekonomi, özgürlükler, demokrasi nedir diye sorsanız tek kelime fikri yok, olsa da umurunda değil.
Bir kesim ise kene görevi görüyor. Siyasi bağlantıları, ideolojik yakınlıklar sayesinde devlet ihalelerinden beslenerek büyüyen, kamu kaynaklarını sömüren kan emiciler var.
Geçen günkü yazımda bir masadan saatler içinde milyonlarca hesap toplamasına rağmen vergi vermeyen bazı firmaları yazdım.
Örneklerle açıkladım.
Bakın, yazım yayımlandıktan sonra kamuoyunda çok tartışıldı. Yorumları okudum.
İşin ilginci bir tane sivri zekâlı, "Vergi kaçırmak ayrı, vergiden kaçınmak ayrı" diye yazmış. Yazan kişi ABD’de "vergiden kaçınmak" için şirket kurup katakulli işler peşinde biri. Araştırıyorum onu ve ekibini.
Yahu vergiden kaçınmak demek hırsızlık yapmak demek. Ben niye vergi veriyorum da "kaçınmıyorum" o zaman?
Ne güzel değil mi?
Yani bir hırsızın savunmasında belirttiği gibi "Ben çalmıyorum ki ödünç alıyorum" argümanı ile aynı.
Nasıl kaçınıyor? Şişirilmiş faturalar ile. Nasıl kaçınıyor? Olmayan ticari işlem faturalı, naylon faturalar ile.
Bu ülkede olan dürüst insana olur.
Bakın yine vergi kaçırmak, karapara aklama gibi suçların yargılandığı davada bir tahliye oldu.
Dilan Polat ve Engin Polat davasında aylık tutukluluk incelemesi gerçekleştirildi.
Mahkeme, Dilan Polat, Engin Polat, Sezgin Polat, Ahmet Gün ve Alper Kürşat Polat’ın tutukluluğuna devam kararı verirken Sıla Doğu ve Can Doğu’nun da aralarında bulunduğu 11 tutuklunun adli kontrol ile yargılanması kararını verdi.
Dilan Polat hakkında da tahliye kararı istenmiş ama mahkeme reddetmiş.
Şaşırmadım. Bir hafta önce komşuları Polatların evinin temizletildiğini bana iletmişti. Soranlara "Tahliye edilecekler" diye cevap vermişler.
"Tesadüf" Polatların avukatı Hüseyin Kaya da KRT TV’deki Kayıt Dışı programında "MASAK aklanma raporunu yazıyor. O rapor geldiğinde müvekkillerimiz tahliye olacaklar" ifadesini kullandı.
Yani o da MASAK raporundan bir şey çıkmayacağını "aklanma raporu" diyerek bu işin tahliye ile sonuçlanacağı mesajını vermiş.
Ben yine de adil bir yargılama olacağına inanmak istiyorum.
Gerçi, "İsimleri geçmeyen kişiler için tahliye olabilir ama Polatlar için zannetmiyorum" demiştim daha önceki yazı ve anlatımlarımda.
Yanılmışım.
Mahkemeden çıkacak sonucu temizlik için gelen kişiler dahi günler öncesinden biliyorlar.
Çok ilginç, çok.
Doğal olarak hukuk bilgisi olmayan veyahut başından beri davayı sulandırarak basitleştirmeye çalışan kişiler tarafından tahliyelerin beraat kararı olduğuna dair muazzam bir çalışma var yine.
Muhasebeci Ahmet Gün ifadesinde şirketler kurup naylon fatura kestiğini, vergi kaçırdıklarını itiraf etmişti.
Gerçi ne olacak "Vergiden kaçındık" derler, biraz para öderler sonra sırası ile Allah, vatan, millet... Sakarya edebiyatı AKP, cumhurbaşkanı güzellemesi ile "kurtarma operasyonu" tamamlanır.
Takip edeceğim.
Ancak şunu belirtmeliyim. Suç cezasız kaldığı sürece suç işleyecek olanlar cesaretlenir ve devam ederler. Vergi ödemeyen, sistemli şekilde kaçıran kişiler cezalandırılmaz ise herkes "vergiden kaçınma"yı olağan görür.
Günün sonunda vergi kaçıranın değil vergi ödeyenin cezalandırıldığı bir düzenin varlığının kanıtlanmasından korkuyorum.