Gelin bugün memleketteki yangını konuşalım.
Kültürel ve ekonomik yangın…
Yok öyle tutup hemen pazar fiyatlarını yazmayacağım. Ya da zaten yazılmış, söylenmiş ifadeleri kullanmayacağım.
Tek derdim şu: Ekonomik krizin nedenlerinden biri de konserleri yasaklamak olduğunu anlatmak.
Açıklayayım…
Bu kararlar tesadüf değildir. Üst üste gelmesi, rastlantı hiç değildir.
Yakın dönem için konuşursak her şey Sezen Aksu'nun şarkı sözlerinin tartışılmasıyla başladı. Gülşen'in kıyafetine karışılmaya çalışılmasıyla devam etti. Sonra bunu Melis Sezen'in "sütyensiz kıyafet giymesi" tartışmaları takip etti.
Aynur Doğan'ın "PKK'lı olduğu için" sesi kesildi. İnsan soruyor niye yargılamıyorsunuz o zaman diye?
Melek Mosso ahlaksızlığı tetiklediği için sahneye çıkarılmadı.
Hatta Müzisyen Ediz de Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Isparta'da sadece Melek Mosso konserinin iptal edilmediğini belirterek, "Isparta'da sadece Meleğin konseri iptal olmadı ki! Bizim Ceza ile olan konserimiz de iptal oldu" diye yazdı.
Akıl almıyor ama yahu Ceza, Türk RAP'inin en büyük emekçisidir!
Şarkıcı Hande Yener, Batman'da önce yasaklandı tepki gelince geri adım atıldı.
Eskişehir'de gençlik festivali "bira" bahanesiyle iptal edildi.
Kürt şarkıcı Mem Ararat'ın da konseri Bursa Valiliği tarafından iptal edildi. Valilik tarafından yapılan açıklamada konserin 'kamu güvenliği' gerekçesiyle iptal edildiği bildirildi.
Müzisyen Niyazi Koyuncu da Pendik Halk Eğitimi Merkezi'nin 25 Mayıs'ta Sahil Meydanı'nda düzenleyeceği etkinlikte sahne alması, AKP'li Pendik Belediyesi tarafından engellendi.
Yetmedi…
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın düzenlediği Başkent Kültür Yolu Festivali'nde sahne alacak Güney Koreli Mirae adlı K-Pop grubunun konseri iptal edildi.
Konser, yasaklanmasından bir gün önce Akit gazetesinde hedef gösterilmişti.
Akit gazetesinin "İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanının imzası ile çekilmemizin ardından bu konser yakışmadı" başlıklı haberinde "cinsiyetsiz yaşamı dünyaya empoze eden K-Pop gruplarından Mirae'nin Ankara'da ücretsiz konser vereceği duyuruldu" ifadeleri yer almıştı.
Hâlâ akıl sağlığınız yerindeyse devam ediyorum.
Kürt opera sanatçısı soprano Pervin Chakar, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada konser için salon bulamadıklarını belirtti. Chakar, repertuarında Kürtçe şarkılar olması sebebiyle kendisine konser salonu verilmediğini söyledi.
2016'dan beri Mülkiye'de ilk kez "yapılabilen" İnek Bayramı'na soruşturma başlatıldı.
Muş Valiliği de Metin-Kemal Kahraman kardeşlerin 17 Mayıs'ta yapacakları konseri yasakladı.
Konser yasaklarının devamı Bitlis Eren Üniversitesi'nin düzenleyeceği Bahar Şenliği programında Kürtçe şarkılar seslendirecek olan Stêrka Karwan müzik grubunun konseri de iptal edilmesiyle sürdü.
Müzisyen Burhan Şeşen, ODTÜ'de yapılması planlanan konserlerin rektörlük tarafından iptal edildiğini duyurdu. Şeşen, "Konseri düzenleyen Uluslararası Gençlik Topluluğu'nun bütün çabası boşa gitti. Bu kararı alan buna göz yuman kim varsa net olarak kötüdür" dedi.
Daha var ama yerim kalmayacak, derdimi anlatamayacağım.
Türkiye karanlık bir döneme girdi.
Gece müzik yasağının 01.00'e kadar uzatılması, alkole ve sigaraya gelen yüzde 1000'lik zamlar, dizilerde ve NETFLIX gibi platformlara uygulanan sansürler, Pakistanlı, Suriyeli ve Afganların kadınlara hiç çekinmeden uyguladıkları tacizler…
Hepsi bir bütün.
Ne demiştim yazının başında konserleri yasaklamak ekonomik krizin nedenidir.
Çünkü Türkiye'yi yöneten zihniyet devlet aklını yerle bir etmiş, laikliği ayaklar altına almış, padişahlık düzenini kurmuştur.
"Ben ne istersem o olur" kafasıyla yönetildiğimiz sürece bu durum değişmeyecek. Her gece Resmî Gazete'de yayınlanan vergi zamlarını seyretmeye devam edeceğiz.
İki senede yüzde 200 fakirleştik.
Şöyle söyleyeyim 2001'deki krizde bugünkünden daha fazla satın alma gücüne sahiptik…
Ama Atatürk'ün de dediği gibi:
"Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir."
Yine de başımızı kaldırıp bu yaşananlara itiraz etmek zorundayız. Yakında buğday krizi yüzünden bir tane ekmeğe 20 lira vermek zorunda kalacağız. Derin bir toplumsal çöküşle karşı karşıyayken halen umudun tek bir kişiye bağlanmasının anlamı yok.
Bizi kurtaracaksa itiraz etmek kurtaracak. Ama yoksulluğu sırtımıza öyle bir çökertmişler ki ne konsere itiraz edecek halimiz var ne de yasaklara.
Dönüp dolaşıp günün sonunda bütün baskılara ve karanlıklara rağmen mavi gözlü lidere olan vefa borcumuzu hatırlayıp, bu milletin masaya yumruğunu hep birlikte vuracağına eminim.