AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan partisinin en çalışkan milletvekili olmasına karşın bilgi yoksunu… Düşünün diğerlerinin halini… Fena valla…
Zira Erdoğan olmasa bu dünyada var olmasının, oksijen tüketmesinin zerre kıymetinin olmadığını kendi itiraf etmişti… Ne demişti? “Erdoğan olmadan bir hiçiz, Erdoğan'la beraber yürürsek kıymetimiz var.”
Kendi başına kıymeti olmadığına, bir hiç olduğuna inanan Bülent Turan birden muhalefete “dangalak” dedi…
Neydi gerekçesi? Kendisi hukukçu ama söylediği hakarete girmiyor, onun evreninde… Başkası ona söylese…
“Çanakkale'ye dünyanın en büyük köprüsünü yapanlarla…” diye başladı.
Büyük köprü ne demek? Uzun mu demek istedi? Galiba… Her şeyin büyüğü makbul ya bunlarda…
Oysa en uzun köprü 165 kilometre ile Çin'de… Vay arkadaş o ne öyle, diyorsunuz ama maliyeti 8.5 milyar dolar gibi, bizim için oldukça cüzi… Geçiş ücreti de yok. Yani bedava…
Dünyanın en uzun “asmalı köprüsü” 1915 metre Çanakkale Köprüsü… Yaklaşık 4 milyar 329 milyon Euro maliyeti ile… Hem de günde 45.000 araç geçiş garantisiyle… Her kullandığında 200 liracık sıkışıyor aracına…
Yapım parasını cebinden vermiş gibi konuşması ayrı bir hikaye ama “bizi denize dökeceğini düşünen dangalakların seçimi olacak” demesi ayrıca çok yakıştı diline… Sahi bunu AKP'ye oy vermeyenlere mi söyledi? Bu kadar mı kapasitesi…
Çıksa bir sokağa baksa, çarşı pazar dolaşsa karnını doyuramayıp Çanakkale Köprüsü'nü kemirmeye hazır milyonlar görecek.
Sahi doymak demişken… Bedava kek verilecekti parka gidenlere, hâlâ pişmedi mi? Milyonlar kek yerine mi konuldu? Kek olmayanlar dangalak mı oldu?
Nitekim hissetmiş olacak ki, “Şu an krizimiz var, kabul ediyorum. Bir problemimiz var, kabul ediyorum. Bu bedeli beraber taşıyacağız milletimizle…” Peki niye?
Bu millet aşağı, bu millet yukarı… Bu problemi siz yaratmadınız mı? Ülke ekonomisini siz batırmadınız mı? Yerken tek başına, fatura gelince milletle… Bu yönetimle bunun olacağını söyleyenlere de “dangalak” deyip etiketle…
İşin ilginci, bugünlere sanki başkalarının yönetiminde gelmişiz gibi şikâyet etmeleri… Bayılıyorum bu orta oyununa… Öyle inandırıcılar ki, bazen kendimden bile şüphe ediyorum!
İşler kötü gittiğinde siyasetin gizli kutsal kitabı bize ne der? Önce mağdur olduğunu söyle… Suçu başkalarına at, düşman yarat… Onları dangalak yerine koymaktan çekinme. Gözlerinin içine baka baka konuş… Seçerler yine… İşte buna güveniyor Bülent de…
Kendisi Osman Öcalan'ın TRT'ye çıkması hakkında “TRT'ye değil, TRT Kürdi'ye çıktı” demişti. İnsanları akıl yoksunu yani dangalak yerine koymuştu.
Yersen, bunun adı hizmet aşkı… Yemez de etrafta konuşursan, halk düşmanlığı… Kendilerinden başka kimseye faydaları yok. Bir grup mutlu azınlık onlar… Türkiye gerçeklerine çok uzaklar.