Erken seçim falan hikaye… Nereden anlıyoruz? Hazırladıkları bütçe bağıra bağıra söylüyor bunu bize… Seçim ekonomisine hazır olun, diyor.
Bütçenin 660 milyar lira açık vereceği hesaplandığına göre o açık rahat 1.5 trilyon lirayı aşacak.
Şöyle düşünün, bu bütçeyi hesaplayan insanlar bu yılın bütçesini de hesaplayıp 287 milyar lira açık verilecek demişlerdi. Tabii ki tutmadı. Düzenlemeye gidildi ve yılın ortasında 800 milyar liralık ek bütçe hazırlandı.
Zaten ne fark eder ki? Ne gerek vardı? Kime anlatıyorsun? Niye anlatıyorsun? Milletvekillerinin ne yaptırımı var ki bu ülkede? İtiraz etseler bile tek bir virgül değiştirilir mi bütçede?
Ülkenin yönetildiği sistemde seçilmiş milletvekillerinin veya Meclis'in bütçe üzerinde hiçbir rolü ve söz hakkı yok ki neredeyse… Paşa gönlümüz öyle istedi deyiver, yeter.
Hadi bütçede para bitti diyelim. Nitekim daha önce bitti. Ne yapıldı? Bütçede borçlanma limitleri aşıldı. Oysa kanuna göre Hazine daha fazla borçlanmamalıydı…
Borçlanmak için yasa Meclis'in onayından geçirilmeli… Kimse iplemedi. Borçlanıldı! Valla ne ala! Kanunmuş, hakmış, hukukmuş hepsi boşuna… Keyfine göre borçlan, kimseye de sorma…
Diğer yandan başka bir kaynak daha var. Adı Varlık Fonu… Varlık Fonu bugün kime bağlı? Cumhurbaşkanı'na… Başkanı kim? Cumhurbaşkanı…
Hatta Cumhurbaşkanı'nın bizzat açıkladığı üzere arada bir Varlık Fonu Başkanı ve Cumhurbaşkanı bir araya gelip toplantı yapıyorlarmış. Bana da enteresan gelmişti.
Bu durum aslında verdiğimiz cari açıktan bile daha tehlikeli… Cari açık döviz durumunuza bağlıdır. Cari açık verebilmek için ya döviz kazanmalı ya da döviz borç bulmalısınız ki yurt dışından alım yapılabilsin.
Yurt dışından mal almak dövize talebi artırır. Bu durum döviz fiyatlarını yükseltir. Yurt dışından gelen mallar pahalanır. Talep düşer. Bizde döviz artmasın diye baskılıyorlar bu durum daha çok zarar veriyor ve bu onların bilgisizlikleri…
Nitekim bütçe açığı daha da tehlikelidir. Ülkeyi çabuk batırır! Açık verdikçe para basıp açığı kapatırsınız. Para bol basılınca da herkes kaçar. Çanlar çalar, kurlar artar. Önlem almaya zorlar.
Yine aynı cümleyi kullanayım, bizde döviz artmasın diye baskılıyorlar bu durum daha çok zarar veriyor ve bu da onların
bilgisizlikleri…
Bakın dolar artmıyor diye ekonomi iyi havası yaymaya çalışıyorlar ama anlatamıyoruz ki kendilerini ve onlara inananları kandırıyorlar aslında… Fena patlayacak sonunda…
Ne istediniz de bu halk yemedi? Daha da “yemez artık” dedikçe ikinci tabağı istedi. Günler geçsin bakalım görürsünüz hesabı kime kilitledi?