Murat Muratoğlu, Erdoğan'ın " Türkiye'yi dünyada 17'nci sıradan 13'üncü sıraya yükselttik" sözlerine "Gerçekten öyle olsa yerinde duramazsın, sapıtırsın. İnananı var garibim ne yapsın? İçi seni dışı beni yakar! Zira mevcut ekonomik tabloyla insan içine çıkılmayacağı için, anlatma yöntemini değiştirirsin" diyerek yanıt verdi.
Sözcü Gazetesi yazarı Murat Muratoğlu, AKP iktidarının ekonomik politikalarını ve ekonomik koşullara dair tepki çeken açıklamaları köşesine taşıdı. Murat Muratoğlu, "Her geçen gün dibe batan, yandaş medyası ile hayal satan Hükümet belli ki aradığı miktarda müşteri bulamıyor. Zira “dünyanın en zengin ülkesiyiz” dese bile kime hesap verecek, kim ne diyecek?" ifadelerini kullandı. Muratoğlu, Erdoğan'ın AKP kongresinde kullandığı "Satın alma gücü paritesine göre milli gelirde Türkiye'yi dünyada 17'nci sıradan 13'üncü sıraya yükselttik” ifadelerinin ardındaki gerçekleri yazdı.
Murat Muratoğlu'nun yazısı şöyle oldu:
AKP genel kurulunda “Satın alma gücü paritesine göre milli gelirde Türkiye'yi dünyada 17'nci sıradan 13'üncü sıraya yükselttik” dedi. Hâlbuki geçen yıl 12'nciydi… Bizzat Berat Albayrak söylemişti… Haliyle Türkiye'nin milli geliri 8 yıldır geriye gidip vatandaşları fakirleşince en güzeli satın alma paritesi… Bu hesapla dünyada fakir ülke yok ki! Siz bakmayın kişi başı gelirde ancak Afrika ülkeleri ile yarıştığımıza. Ortamlarda dünyanın en büyük 13'üncüyüz dersiniz, geçersiniz. Bu parite işi bizim gibi ülkeler için züğürt tesellisi… Fakir ülkelerin sıkıntı çıkarmamaları için aslında zengin olduklarına ikna etmek gibi… Öyle anlamsız bir ölçüm şekli ki… Nüfusun ne kadar çoksa o kadar zengin oluyorsun bu hesaplamayla…
Bu arada dünyanın en zengin ülkesi açık ara Çin! Peki, nedir hikmeti? Nüfus! Hindistan üçüncü sırada… Yine de kimse çıkıp; “Dünyanın en büyük üçüncü ekonomisiyiz. Satın alma gücümüz göz kamaştırıyor, dünya bize gıpta ederek bakıyor” diyemiyor. Ülkede yoksulluk felaket durumda. Çoğunluk sefil… Dünyada açık ara en çok yoksulun yaşadığı ülke… Okuryazarlık oranı çok düşük… Açlık nedeniyle Hindistan'da her yıl milyonlar ölüyor. 100 milyonu aşkın Hintlinin nüfus kâğıdı bile yok. Sokaklar bildiğiniz umumi tuvalet. Fakirlikten kırılıp sokaklarda yatıyorlar ama sanırsın hepsi ejder meyveli smoothie içiyor saraylarda! Hindistan ekonomisinin Avrupa'nın her ekonomisinden daha büyük olduğu sonucu da çıkıyor. Onu nereye koyacağız?
Zavallı İsviçre, Kanada, Danimarka, Hollanda halkları… Keşke hepsi Türkiye'de yaşasalardı. Bu garibanların kimi 30'uncu kimi 50'inci… Rusya, Brezilya, Endonezya… Hepsi kendisine yer bulmuş ilk on sırada… Meksika bile önümüzde… Hani Amerika duvar örüyor, satın alma paritesine göre zengin ülkelerinden kaçıp Amerika'da ucuza çalışmasınlar diye…Bu hesaplamayla Türkiye'de kişi başı gelir 28 bin doların üzerinde… Yok artık! “28 bin dolar değildir” diyeceksiniz. Gerçekten öyle olsa yerinde duramazsın, sapıtırsın. İnananı var garibim ne yapsın? İçi seni dışı beni yakar! Zira mevcut ekonomik tabloyla insan içine çıkılmayacağı için, anlatma yöntemini değiştirirsin. Ekvator Gine'sinden Barbuda'ya, Kazakistan'dan Letonya'ya hepsi bizimle aynı kulvarda… Hepsinde aynı kişi başı satın alma paritesi… Her geçen gün dibe batan, yandaş medyası ile hayal satan Hükümet belli ki aradığı miktarda müşteri bulamıyor. Zira “dünyanın en zengin ülkesiyiz” dese bile kime hesap verecek, kim ne diyecek?