11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AYM tartışmalarıyla ilgili, "Anayasa Mahkemesi, AİHM içtihatlarıyla karar veriyor diye üstüne gidiliyor ve AYM’ne hücum ediliyor. AYM’nin bütün özgürlükçü kararlarına ‘evet’ diyen üyeleri saldırı altında. Anayasa Mahkemesi’nin kararına hoşlanmadığınız bir karardan dolayı uymazsanız yarın başka biri başka bir sebepten uymaz. Kaosa fırsat vermemek gerekir. Yanlış bir gelişme. Böyle bir yasakçı zihniyet arayışı içinde olmayı çok yadırgıyorum. Türkiye böyle mi olacaktı? Hayret ediyorum" ifadelerini kullanmıştı.
Gazeteci-yazar Murat Yetkin, AYM tartışmaları ilgili kaleme aldığı 'Gül AYM tartışmasını Erdoğan’ın aleyhine çevirebilir' başlıklı yazısında Gül'ün konuyla ilgili açıklamalarını değerlendirdi. Yetkin, "Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Anayasa Mahkemesi üzerine 15 Ekim’de yaptığı çıkış yalnızca tartışmayı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin çekmeye çalıştığı zeminden çıkarmakla kalmıyor. Aynı zamanda Cumhurbaşkanlığından ayrılmasından bu yana yaptığı en siyasi çıkış. Doğrudan Erdoğan’ı muhatap almasıyla, Gül’ün artık siyasetin bütünüyle dışında durmayacağı, ya da duruyormuş gibi yapmayı bırakacağı sonucunu dahi çıkarmak mümkün. Bu durum siyasette Erdoğan aleyhine bir rüzgâra dahi yol açabilir. Göreceğiz" ifadelerini kullandı.
Yetkin, yazısında şunları kaydetti: "Gül Cumhurbaşkanlığından ayrıldığından bu yana, hatta 2018’de adaylığından bahis olduğunda dahi doğrudan siyasi polemiğe girmekten kaçındı. Oysa son çıkışında doğrudan 'Tayyip Bey' hitabıyla, şimdi karşı çıktığı AYM kompozisyonunun kendisini çok daha ciddi sorunlardan nasıl 'bir oyla' kurtarmış olduğunu, o bir oyun da dönemin AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın sayesinde olduğu imasıyla dile getiriyor. Bu sadece bir vefa, ya da diyet borcunun hatırlatılmasından öte anlamlar taşıyor. Keza İlker Başbuğ ve gazetecilerin de bireysel başvuru sayesinde tahliye edilmeleriyle AYM’nin ‘FETÖ kumpasının boşa çıkarılmasındaki rolünü’ hatırlatıyor. Gerçi bağımsız yargıyı savunmak siyaset değildir; hepimize her zaman lâzım. Ama doğrudan Erdoğan’ı muhatap almasıyla, Gül’ün artık siyasetin bütünüyle dışında durmayacağı, ya da duruyormuş gibi yapmayı bırakacağı sonucunu dahi çıkarmak mümkün. Bu durum siyasette Erdoğan aleyhine bir rüzgâra dahi yol açabilir. Göreceğiz."