Gazeteci Nagehan Alçı, görevden alınan Anıtkabir Takım Komutanı Albay Hakan Osman Sert'in sanatçı Bülent Ersoy'a Anıtkabir ziyaretinde şemsiye tutması sonrası başlayan tartışmalara ilişkin olarak çok sayıda soru içeren mektup aldığını söyledi. Alçı, mektuplardan birindeki "Hakan Osman Sert, yağmur altında kalmış Cüneyt Arkın’a şemsiye ile yardım etseydi bunlar yaşanacak mıydı? Albay Sert yine görevden alınacak mıydı?" sorusuna yanıt verirken, "Aynı olayda Bülent Ersoy yerine Cüneyt Arkın, Orhan Gencebay, Zeki Müren olsaydı kesinlikle Albay Hakan Osman Sert görevden alınmazdı" dedi.
Alçı, "Bülent Ersoy’un transseksüel kimliğinin hem sosyal medyadaki bu linç olayında hem de sonraki gelişmelerde çok etkili olduğunu düşünüyorum" düşüncesini dile getirdi.
Alçı, "ulusalcı kesimin Ersoy’a yönelik çok sert tepki göstermesinde ikinci bir nedeni" olarak da Ersoy'un 2008’deki “Ben artık ölüm değil çözüm istiyorum. Ben bu ortamda oğlumu askere göndermek istemezdim. Ölüm yerine çözüm istemek askerlikten soğutmak ya da vatan hainliği değildir” sözlerinin olduğunu söyledi.
Okurlarından "Cumhurbaşkanlığına hakaretten yargılanan Metin Akpınar ya da Müjdat Gezen olsaydı o Albay şemsiye tutar mıydı? Tutarsa görevden alınır mıydı?" sorularını da aldığını söyleyen Alçı, şöyle devam etti:
"Eğer Metin Akpınar ya da Müjdat Gezen Anıtkabir’i ziyarete gitseydi muhtemelen bu resmi karşılama ve ihtimam olmazdı. Albay Sert bunu yapmaya çekinirdi. Çekinmeyip bu iki sanatçımıza yardım etseydi de herhalde yine görevden alınırdı. Öyle olsaydı ben o zaman da buna karşı çıkardım. Tıpkı bu iki sanatçının yargılanmasına karşı çıktığım gibi.
Fakat Akpınar ve Gezen kesinlikle Bülent Ersoy gibi muhalefet tarafından yalnız bırakılmazdı. CHP ve İYİ Parti camiası yani mevcut rejimin 'muhalefet' kanadı bu iki Kemalist sanatçımızın yanında durur ve hükümeti tenkit ederlerdi. Oysa Bülent Ersoy hadisesinde gıklarını çıkarmadıkları gibi bir de linç korosuna katılanları oldu."