Eski Deniz Harp Okulu Komutanı Tuğamiral Türker Ertürk, kendisini Habertürk kanalında hedef alan Milliyet gazetesi yazarı Nagehan Alçı ile ilgili açıklama yaptı. Hükümete yakınlığıyla bilinen Nagehan Alçı’nın, Habertürk’te Balçiçek İlter’in programında kendisi aleyhine konuştuğunu ifade eden Türker Ertürk, "Balçiçek İlter bu saldırılara hiç müdahale etmediği gibi; cevap hakkı doğan şahıslar için telefonla bağlanma veya başka bir programa çağırma gayreti de göstermemiştir" ifadelerini kullandı.
Kendisine yanıt hakkı doğduğunu söyleyerek bu hakkını kullanmak istediğini ifade eden Ertürk, "Aksi tavır; yalakalıktır, tetikçiliktir ve gazetecilik etiği ile bağdaşmaz. Onurlu, şerefli, haysiyetli ve yurtsever gazetecilerin her gün işini kaybettiği bir ortamda; işinizi kaybetmemek ve patronunuzun çıkarlarını korumak için, her şeyi ama her şeyi yapabileceğiniz anlamına gelir" diye konuştu.
Odatv'nin haberine göre, Türker Ertürk’ün açıklaması şöyle:
“Dün gece (8 Mart 2017); Habertürk ekranlarında Balçiçek İlter’in programında Nagehan Alçı adlı kamuoyu tarafından nasıl bir insan olduğu yakinen bilinen bir şahıs, tarafıma hayasızca, seviyesizce ve mesnetsizce saldırmış, hakaret etmiş, “ırkçı'' olduğumuzu ve “kin ve nefret'' suçu işlediğimizi hiçbir karşılık bulmadan söyleyebilmiştir. Ayrıca bu saldırıyı defalarca yaparak, aklınca veya bir yerlerden aldığı direktif gereğince; bizi savcılara hedef göstermiş ve bir yandan da saraya şirin gözükmeye ve himmetine sığınmaya çalışmıştır.
Bu nasıl bir televizyon kanalıdır ve nasıl bir programdır. Programda olmayan şahıslar hakkında atıp tutmak, çağdaş ve hukuki yaklaşımla cevap hakkı doğurur. Balçiçek İlter bu saldırılara hiç müdahale etmediği gibi; cevap hakkı doğan şahıslar için telefonla bağlanma veya başka bir programa çağırma gayreti de göstermemiştir.
Tarafıma yönelik saldırılara yanıt vermek ve bu konuda kamuoyunu bilgilendirmek için, çok yakın zamanda aynı programa davet edilmeyi bekliyorum. Aksi tavır; yalakalıktır, tetikçiliktir ve gazetecilik etiği ile bağdaşmaz. Onurlu, şerefli, haysiyetli ve yurtsever gazetecilerin her gün işini kaybettiği bir ortamda; işinizi kaybetmemek ve patronunuzun çıkarlarını korumak için, her şeyi ama her şeyi yapabileceğiniz anlamına gelir!
Ayrıca, Habertürk yönetiminin bu konuya sessiz kalması düşünülemez. Sessiz kalmak; Habertürk’ün iktidara muhalefet eden ve halen gittiğimiz felaket sürecinin tehlikelerine işaret eden her yurtseveri, böyle bir yetkisi ve hakkı olmadığı halde karalaması, sindirmeye çalışması ve gazetecilik etiğini ve eşitlik ilkesini iktidarın ayakları altına paspas etmesi olarak değerlendirilecek ve Habertürk isminin gazetecilik ve televizyonculuk tarihine kara bir leke olarak kaydedilmesini sağlayacaktır. Hakkımda yapılan karalamalar ile ilgili kullanabileceğim yasal haklar kanun maddelerinde halen yerini korumaktadır."