NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Rusya-Ukrayna savaşı bağlamında Kiev’e gönderilen silahlara yönelik kısıtlama getirilmemesinin ve bunun önlenmesinin daha uygun olacağını, ancak bu konuda alınacak kararların müttefiklere ait olduğunu belirtti.
Hollandalı Rutte, İtalya’da düzenlenen G7 Savunma Bakanları toplantısı sırasında kamu yayıncısı RAI 3’e verdiği demeçte, bazı müttefik ülkeler arasında Ukrayna’ya destek amacıyla gönderilen silahların Rusya’ya karşı saldırılarda kullanılması konusundaki tartışmalara değindi. Rutte, "Kiev'in müzakere masasına güçlü bir pozisyonda gelmesi için büyük bir desteğe ihtiyacımız var. NATO açısından kısıtlama getirmemek daha iyi olur; ancak bu tür sınırlamaların olup olmaması müttefiklerin sorumluluğundadır. Bu, NATO’ya bağlı bir durum değil, kısıtlamalardan kaçınmak en iyisi," şeklinde konuştu.
Rutte, "Kiev'in Rus saldırganlığına karşı ihtiyaç duyduğu her şeye sahip olmasını sağlamak ve tüm müttefiklerin kabul ettiği bir biçimde güçlü bir pozisyondan müzakere yapabilmesi asıl önemli olandır," ifadelerini kullandı.
Ukrayna'nın NATO'ya üyeliğiyle ilgili Rutte, "Kiev’in gelecekteki yeri NATO'dur. Rusya, Ukrayna’da başarılı olursa bunun İtalya'nın ve tüm NATO'nun güvenliği üzerinde çok büyük etkileri olacağı açıktır," dedi.
Çin'in Ukrayna'daki savaşta Rusya'nın önemli bir destekçisi olduğunu belirten Rutte, "Rusya'nın yaptırımları atlatmasına izin veriyor," ifadesini kullandı ve Çin'e karşı dikkatli olunması gerektiğini, ancak aynı zamanda Pekin ile diyaloğun sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.
Rutte, Ukrayna'da barışın bir an önce sağlanması gerektiğini dile getirerek, "Bu ne benim ne de Ukrayna’nın elinde. Bunu Ruslar başlattı. (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin burada saldırgan olan taraftır. Her şeyi şimdi durdurabilir ve böylece barış gelebilir," dedi.
ABD başkanlık seçimleri ve Donald Trump ile ilgili bir soru üzerine Rutte, "Başbakan olduğum süre boyunca Trump ile 4 yıl çalıştım ve doğrudan ilişkilerim vardı. Onun görüşleri var; NATO'ya daha fazla harcamamız gerektiğini söylediğinde haklıydı ve biz de bunu yapıyoruz. Kararı Amerikalılar verecek, ancak kim kazanırsa kazansın birlikte çalışabileceğimize inanıyorum," yanıtını verdi.