Almanya merkezli biyoteknoloji şirketi BioNTech ile ABD merkezli ilaç şirketi Pfizer tarafından geliştirilen koronavirüs aşısı 2020'nin son günlerinden itibaren dünya genelinde uygulanırken Norveç'te 13'ü 80 yaşının üstünde olmak üzere 23 kişi aşı uygulandıktan sonra hayatını kaybetti. Aşıların yaşlı ve zayıf hastalar için risk taşıdığı belirtilirken uygulanma oranı ve ölüm oranı göz önüne alındığında herhangi bir risk taşımadığı söylense de söz konusu haber gündeme bomba gibi düştü. Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Doç. Dr. Çağhan Kızıl da sosyal medya hesabı üzerinden söz konusu ölümlere ilişkin açıklamalarda bulundu. "Aşılama sonrası yaşamını kaybeden kişilerle ilgili haberleri bilimsel temelde değerlendirmek gerekiyor." ifadelerini kullanan Kızıl'ın Twitter hesabından yaptığı paylaşımlar şöyle:
"Norveç'te yaşanan ölümler, 75 yaş üzerindeki ve resmi makamlarca yaşa ve başka sağlık koşullarına bağlı nedenlerle zayıf olarak tanımlanan bünyelere sahip kişilerde yaşandı. Norveç Tıp Ajansı başkanı Madsen'in açıklaması şöyle: "Zinde, genç hastalarda tehlikeli olmayan ve aşılarda olağandışı olmayan bu yaygın advers reaksiyonların, yaşlılarda altta yatan hastalığı şiddetlendirmesi ihtimali vardır." Bu zaten bilinen bir gerçek. Bu durum, aşılanan grupların dikkatli seçilmesi ve takip mekanizmalarının etkili yapılması gerektiğine işaret ediyor. Şu an için bu zayıf bünyelere sahip olmayan insanlarda aşının bir tehlikesi görülmüyor. Aşılarda kabul edilen güvenlik kriterleri net. Almanya'da da incelemeler devam ediyor. Almanya'da 100 binde 8 kişide ağır sayılan yan etkiiler görülüyor. Optimize edilmiş klasik aşılardan yüksek, ancak yeni bir aşı için kabul edilebilir seviyede. Yan etkiler 48 saat içinde geçiyor. Tüm aşıların ağrı, ateş, kusma ve nadiren allerjik reaksiyon gibi etkileri var. ABD'de aşıya bağlı allerjik reaksiyon görülme sıklığı 100 binde 1. Bu durumlar yaşamı tehdit etmiyor. Birleşik Krallık'ta da aşılamaya dair güvenlik kaygısı yok denmişti. Bu yan etkilerin hangi yaş ve hastalık gruplarında nasıl etkiler yapacağını aşılama devam ettiğinde daha net ve güvenli bir biçimde göreceğiz. AB'de aşıların güvenlik etki raporunun Şubat içinde yayımlanması bekleniyor. Bilimsel analizlerin dışında argüman üretmek doğru değil. Aşılarla ilgili detaylı klinik çalışmaların yapılması ve bu sonuçların yaygın aşılamadan önce açıklanması bu nedenle gerekli. Türkiye'deki aşının zayıf bünyelerdeki ve yaşlılardaki etkilerini öngörebileceğimiz bir çalışmanın açıklanması bu yüzden önemli."