Hülya Koçyiğit, TRT-2 ekranlarında yayınlanan 'Film Gibi Hayatlar' programında bu hafta Nükhet Duru’yu konuk etti.
Neşeli ve enerjik olmasıyla bilinen Nükhet Duru, bunun bir seçim olduğunu söyledi. Duru, "İnsan ya hayıflanmayı ve şikayet etmeyi ya da 'Çok istedim ama olmadı' demeyi seçiyor hayatta. Kendi kendine acınma hallerine giriyor ya da değiştiremediği şeylerle barışıp yolunda yürüyor. O değiştiremediğim şeylerle barışınca, kavga kalkıyor hayatımdan. O zaman da neşem bozulmuyor" dedi.
Duru, "Klasik olmak için çok çalıştım, inkar edemem. Ben değişmez, klasik ve zamansız olmayı çok erken fark ettim ve orada durmayı seçtim. Çok acayip hit şarkılar yapabilirdim. Şükürler olsun tabii, bana önerilenler de vardı ve ben onlara 'Hayır' dediğimden arzu edilen tirajlar plakçılar tarafından edinilmiyordu. Bizim camiamızda da başarıyla karşılıklı oluyordu bir dönem tiraj. Neden bir şarkıyı üç ay sevdirip, ondan bir şeyler kazanıp, üç ay sonra hatırlanmamak olsun? Yoksa 50 yıl boyunca aynı şarkıdan aynı alkışı alabilmek mi önemli. Bu bir ticaretse benimki daha uzun vadeli bir şey görünüyor" ifadelerini kullandı.
"Beş yaşında sokakta konser veriyordum"
Sanatçının kendine bakması gerektiğini söyleyen Nükhet Duru, "Görsel işler yapan insanın sakin yaşaması, performansını sadece sahneye saklaması gerekiyor" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin ilk gazelhanlarından olan dedesi sayesinde çok küçük yaşta şarkı söyleyen ve şarkıcı olmak isteyen Duru, şarkıcı olmaya o yaşlarda karar verdiğini, "Bizim evde meşk eksik olmazdı. Ben üç buçuk yaşında 'Mehtaplı Gecelerde Hep Seni Andım' söylüyordum. Söyleyemiyormuşum tabii ki ama söylemeye çalışıyordum. Beş yaşında yirmi beş kuruşa konser veriyordum sokakta..." diyerek anlattı.
"Şanslıyım"
14 yaşında Florya Deniz Kulübü'nde sahneye çıkan Nükhet Duru, "Şarkı söylediğim zaman inanılmaz deşarja ulaşıyordum. İyi ki küçük başlamışım. Okulu, konservatuvarı ve benzeri her türlü tecrübeyi sahnede edindim ve doğru insanlarla karşılaştığım için şanslıyım" şeklinde konuştu.
Aldığı ödüllerini dağıttığını belirten Duru, sebebini, "Böyle tuhaf durumlarım var. Kendime hayran olma korkusu var bende. Eğer bu yaptıklarımı beğenir de onun rüzgarında kendim salınırsam bir daha hiç ilerleyemem diye düşünüyorum. Bu yüzden de önemsememeye çalışıyorum. Mesela dün yaptığım işi bugün hatırlamıyorum bile. Beş sene sonra hatırlarım" diyerek, açıkladı.
"Bu bir seçicilik değil"
Bestenin ve sözün şarkıda bir bütün olduğunu söyleyen Nükhet Duru, "Söz çok güzel bir söz olabilir ama bestesiyle evlenmemiştir, onu hemen duyar duymaz fark ediyorum. Bu da bana Rabb'imin verdiği bir mücevher diyebilirim. Çünkü duyduğum anda bunu 'Söylerim ya da söylemem' derim. Düşünmüyorum üstünde. Bu nasıl bir şey bunu da bilmiyorum. Adını da bilmiyorum. Bu bir seçicilik değil mükemmeliyetçilik değil..." ifadelerini kullandı.
Duru, "Ben asla şarkıcılığı kabul etmedim. İyi şarkı söylüyor olabilirim ama ben yorumcuyum, ben anlatıcıyım, ben hayal edenim, hayal edip onu aktarmaya çalışanım. Başka türlü şarkının içine giremiyorum zaten. Şarkı bana bir şey düşündürmezse ben nasıl düşündüreyim?" açıklamasında bulundu.
Nükhet Duru, sahneye çıkmadan önce kendi makyajını başka kimseye yaptırmadığını söyledi ve, "Kendi makyajımı yapmayı çok seviyorum. Benim tek oyunum o. Sahneye hazırlayan aslında ful konsantre olmamı sağlayan bir ritüel varsa o da makyajdır" dedi.
"Şöhret fazla geldi' dediler"
Duru, düşmeyi öğrenmek ve düştükten sonra nasıl kalkacağına bilmeye hazırlanmak gerektiğini belirtti. Ünlü şarkıcı, "Be sakar bir insan olduğum için genelde düşüyorum ve daha düşerken saliseler içinde, 'Dur avucumu basayım da rahat kalkayım' diye düşüyorum. Hiçbir zaman vazgeçmedim ama küçük küskünlüklerim oldu. Mesela ben bunları dile de getirmedim. Uzaklaştığım zaman insanlar hep dedi ki, 'Hiç aramadı beni, bayramda hiç aramadı, yılbaşında aramadı, bu amma da vefasızlaştı, galiba şöhret fazla geldi' dediler. Ben o sırada küstüm ona ama haberi yok" şeklinde konuştu.
"Bir kuruş para tutamam"
Sokakta dolaşmayı çok sevdiğini söyleyen Nükhet Duru, "Kalp kırmadan insan olmaya çalışarak şu hayatı yaşamak önemli. Çünkü asıl emek burada. Bir dakikada çemkirmek, bir dakikada birisini perişan etmek, iki cümleyle kalp kırmak çok mümkün ama çok sinirli olsan da çok kızgın olsan da çok yorgun olsan da onun altından kalkmaya çalışmak, insan olmanın temeli ve bu benim için çok değerli. Ne şöhret, ne kazanç… Zaten bir kuruş para tutamam, tutamıyorum. Vermeyi çok seviyorum. Çünkü verdikçe yolluyor Allah. Buna çok inanıyorum ama bütün bunların içinde hani bugün sokağa çıktığımda bu ektiğimi biçtiğimi görüyorum. Bayılıyorum ben sokakta dolaşmaya. Öpüşüp, koklaşarak, resim çektire çektire ve halasının kızı gibi davrana davrana yürüyorum. Bundan çok mutluyum, çok doyuyorum, daha da fazlasını beklerim" ifadelerini kullandı.