Nur Sürer, bilinmeyenlerini anlattı; 'Öfkeli değildim ama çıkıntı bir çocuktum'

Nur Sürer, Empati programında çocukluk yıllarını ve zorluklarla dolu hayatını anlattı. Yoksulluktan neşeyle çıkmanın mümkün olduğunu vurgulayan Sürer, anne figürünün hayatındaki önemine değindi. 61. Antalya Altın Portakal'da ödül kazanan oyuncu, kariyerine dair samimi açıklamalar yaptı.

Ahmet Mümtaz Taylan’ın sunduğu Empati programına konuk olan ünlü oyuncu Nur Sürer, hayatına dair derin ve samimi paylaşımlarda bulundu. Taylan’ın yönelttiği sorulara içtenlikle yanıt veren Sürer, yaşadığı zorluklarla şekillenen hayatını ve ailevi ilişkilerini gözler önüne serdi.

Sürer, yoksullukla ilgili olarak, "Yoksul bir aileden geldim. Daha neşeliydik, yoksulduk fakat daha neşeliydik" şeklinde konuştu. Yoksulluk durumunun, yaşama karşı duyduğu sevinci etkilemediğini belirten Sürer, "Muzun tadını bilmeyen biriydim ben. Çocuk Esirgeme Kurumu'ndaki çocukların gittiği bir okulda okudum ilkokulu" ifadelerini kullandı. Yoksulluğun, kendisini daha güçlü ve mutlu kılmadığını, ancak neşeyi bulabilmenin başka bir yolunu gösterdiğini anlattı.

Sürer, çocukluk döneminde hayatında anne figürünün her zaman daha önemli olduğunu vurguladı. "Benim hayatımda baba figürü yok gibi bir şey" diyen ünlü oyuncu, annesinin cesur bir kadın olduğunu, okuma yazma bilmediğini fakat her şeye rağmen güçlü bir figür olduğunu dile getirdi. "Annem çalışan bir kadındı, babam çalışmayan biriydi. Ben ilkokula başladığım yıl hayatımızdan çıktı, dört kardeş ve annemle kaldık. Cesur bir kadındı, alkışlanacak bir anneydi" dedi.

Ünlü oyuncu, çocukluk yıllarındaki okul anılarını da paylaştı. Okulda adının "fakirler listesi"nde yer aldığını ve bu durumu bazen sorguladığını belirtti. "Hep çıkıntı bir çocuktum, niye böyle bir yardım yapılıyor bizlere diye sormuşluğum da var. Niye beni seçtiler diye düşünürdüm" diyerek o dönemlerde hissettiği öfkeyi dile getirdi. Ancak bu durum, onun özsaygısını ve öfkesini pekiştirmedi, aksine farklı bir bakış açısı geliştirmesine neden oldu.

Ailesine dair de önemli bilgiler veren Sürer, ablasının 16 yaşında kocaya kaçtığını, evdeki sıkıntılardan kaçmak için evliliği bir kurtuluş olarak gördüğünü ifade etti. Ablasının çocuk işçi olarak çalıştığını, ilkokulu bitirmeden 3. sınıftan çıktığını ve ip fabrikasında çalıştığını söyledi. "Her aile bir kurban vardır ya, ablam çocuk işçiydi" şeklinde bir açıklamada bulundu.

Oyunculuk kariyerine de değinen Nur Sürer, mesleğini ve karakterine uygunluğunu övdü. "Karakterime ne kadar uygun bir mesleği bulmuşum diye düşünüyorum her zaman. Özgürlüğüme çok düşkün bir insanım. Şanslı bir oyuncuyum. Yeşilçam'ı ucundan yakaladım. İyi yönetmenlerle çalışıp, çok şey öğrendim" dedi.

Son olarak, 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'ndeki ödüllerine değinen Sürer, Mukadderat filmindeki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandı. Binnur Kaya ile paylaştığı ödül, onun oyunculuk kariyerinin zirve anlarından biri oldu. Bu ödül, oyunculuğundaki başarısının ve derinliğinin bir kanıtı olarak öne çıktı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.