Milli Eğitim Bakanlığı’nın çağdaş ve bilimsel eğitimden uzak müfredatı, veliler ve öğrenciler için tam bir kabusa dönüşürken, ‘eğitimle uğraşma’ çabalarının bununla da sınırlı kalmadığı ortaya çıktı. Bir süreden beri MEB ile Fransız okulları arasındaki savaşın, öğrencileri mağdur edecek noktaya geldiği anlatılıyor.
YILLARIN EĞİTİMİ
Malum, Türkiye ile Fransa ilişkileri oldukça inişli çıkışlı. Genellikle de inişli. AKP iktidarı bir süreden beri Fransız hükümetinin Türkiye’de faaliyet gösteren okullarına kafayı takmış durumda. Ankara’da faaliyet gösteren Charles de Gaulle ile İstanbul’da bulunan Pierre Loti Fransız Lisesi, bu savaştan nasibini aldı. İktidarın bir süreden beri bu okullara denetim adı altında para cezası kestiği biliniyor. Ama bu kez iş daha ileri götürüldü ve okulun müfredatına müdahale noktasına gelindi.
DENETLE AMA…
Yabancı okulların Türkiye’deki faaliyetlerinin denetlenmesi, özellikle fiyat uygulamaları ve öğrencilerin mağdur edilmemesi açısından kontrol edilmesi son derece normaldir. Ancak insanların kendi özgür iradesi ile seçtiği eğitim tercihlerini engellemeye çalışmak, siyasi mesaj içeren bazı adımlar atarak öğrencileri ve velileri tedirgin etmek başka bir şeydir.
ENGELLEME ÇABALARI
MEB’in bu okullarla savaşı bir süreden beri devam ediyor. En son Mevlüt Çavuşoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı döneminde, Türkiye, Fransa’da okul açması girişiminde bulundu. Fransa’ya tanınan hakların Türkiye tarafından kullanılmasını istemek haklı olabilir. Ancak Fransa, okul eğitiminin tam bir laik sistemle olması gerektiğini, dini eğitim gibi konulara girilmemesini istiyor ki, kendi okullarında da bu yönde eğitim yok. Sadece dinler tarihi anlatılıyor.
DİN DERSİ SORUNU
Şimdi hükümet, Fransa üzerinden yol alamayınca buradaki Fransız okullarına kafayı taktı. Bu okullarda, din ve ahlak dersi verilmesi, Türk müfredatının uygulanması ve MEB’e bağlı Türk öğretmenlerinin görev alması konusunda baskı yapıldığı anlatılıyor. 1942 yılından beri eğitim veren ve iki ülkenin de bu özel statüyü kabul ettiği, 22 yıllık AKP iktidarında, AKP’li siyasilerin çocuk ve yakınlarının olduğu hesaba katıldığında bu ısrar neden?
VATANDAŞINI CEZALANDIRMA
Fransa hükümetinin Türkiye’ye yönelik siyasi tutumu nedeniyle, Fransız okullarında okuyan öğrencileri cezalandırmaya yönelik bu tutum, en basitinden kendi hür iradeleriyle burada okumayı tercih eden, uygulanan müfredatı peşinen kabul eden ailelere baskı amacı taşıyor. Kaldı ki şu anda bakanlık görevi yapan bazı AKP’lilerin yakınları da bu okulların öğrencisi.
FİDAN DEVREYE GİRİYOR
Dış politika, dışişleri bakanlıklarının sorunu. Öğrendiğimize göre hem Fransızlar hem Türk öğrenci velileri, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın devreye girmesini istemişler. İşin kör döğüşünden çıkarılması ve diplomasi yoluyla çözülmesi isteniyor. Fidan’ın olası Fransa ziyaretinde bu konunun da ele alınacağı belirtiliyor. Şimdi öğrenci velileri, eylülde başlayacak yeni eğitim dönemi öncesinde baskının ortadan kalkmasını, iki ülke arasındaki eğitim anlaşması görüşmelerinin tamamlanmasını ve MEB’deki herkesi ürküten ‘eğitim kafası’nın yarattığı sorunların çözülmesini bekliyor.
KÖTÜ İMAJ SORUNU
Konu hükümetin eğitim anlayışı ve yurt dışı imajından açılmışken, Türkiye’nin herhangi bir ülkede Türk okulları açma girişimlerinin çok kolay sonuç almadığını da belirtelim. FETÖ okullarının yarattığı olumsuz imajın bedeli ödeniyor. Bir dönem AKP’li bakanların ziyaret için sıraya girdiği ve övgüler sıraladığı bu okulların amacı konusunda herkesin bir fikri oluştu. Türkiye’deki darbe girişimi, sadece burada yaşayanları değil, yabancı ülke yönetimlerini de ürküttü.
YOL ALAMIYORLAR…
Din temelli, gizli amaçlara hizmet eden eğitim sistemi yüzünden artık MEB de yurt dışında kolay yol alamıyor. FETÖ okullarını devralan Türkiye Maarif Vakfı da iktidarın genel eğitim anlayışının ve kötü anıların kurbanı. Kimse güvenip Türk okullarına öyle kolay kucak açmıyor. O yüzden sorun, buradaki yabancı okullardan çok, Türkiye’nin imajında…