Nuray Babacan yazdı: Kötü yasa, kötü plan: Genel af mı geliyor?

Hükümetin bundan üç ay önce alelacele geçirdiği kısmi af, Covid salgını nedeniyle cezaevinden izin verilenleri kapsamış ve aşama aşama uygulanmıştı. Yaklaşık 80 bin kişinin yararlandığı bu düzenleme konusunda ilginç gelişmeler yaşanıyor.

Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru nedeniyle af kapsamı hiç de hesaba katılmayan bir nedenden genişleyebilir. CHP’nin bile aklına gelmeyen bu neden çok tartışılacak.

SUÇUN TARİHİ NEREDE?

Şöyle ki; düzenleme yapılırken kısmi aftan yararlanacaklar için konulan tarih, “Covid-19 salgını nedeniyle 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla izinde bulunan hükümlüler” olarak belirtildi. Oysa bu tür düzenlemelerde, “suçun işlendiği tarih belirtilmeli” ve ona göre “sınır” konulmalıydı. Tüm af veya infaz yasaları için vazgeçilmez olan bu kural, son yasada işletilmediği için düzenleme iptal edilebilir.

TARTIŞMA BAŞLADI

Bu endişe, hükümet kanadında Anayasa Mahkemesi’yle teması olan bazı yöneticiler tarafından dile getirilmeye başlandı. Bunu işin ehli olmayan kişiler tarafından hazırlanan kötü yasalara mı yoksa temel hukuk kurallarının yok sayılması nedeniyle yapılan kötü planlara mı bağlamak gerekiyor, bilemedik. Konunun ayrıntılarına bakmak gerekirse…

YANLIŞ VE EKSİK Mİ?

Geçtiğimiz temmuz ayında TBMM’de kabul edilen kanun teklifiyle Covid-19 izninde bulunan hükümlülerden denetimli serbestliğe ayrılmalarına 5 yıl veya daha az süre kalanların tekrar cezaevine dönmeyerek, kalan sürelerini denetimli serbestlik altında infaz etmelerine olanak sağlandı. Ayrıca, 31 Temmuz itibarıyla kapalı ceza infaz kurumunda bulunan ve cezasının belirli bir süresini bu kurumlarda geçiren hükümlülere ise iyi halli olmak şartıyla 3 yıl daha erken açık ceza infaz kurumuna geçme hakkı verildi.

ÇIKANLAR VE KALANLAR

Bizim ‘kısmi af’, hükümetin ‘denetimli serbestlik düzenlemesi’ diye savunduğu yasanın ardından bu şartları taşıyan 120 bin mahkumun 80 bini ilk aşamada, geri kalanı da belirlenen süreleri doldurmalarına bağlı olarak, denetimli serbestlikle dışarı çıktılar ve çıkmaya devam ediyorlar. Geriye 300 binden fazla mahkum kaldı.

CHP’NİN BAŞVURUSU

Yasanın yürürlüğe girmesinin ardından CHP, Anayasa Mahkemesi’ne iki kez başvuruda bulundu. Parti itirazını, “İçerik ve hakkaniyetlik ilkesi bakımından görülen olumsuzluklar” ile TBMM iç tüzüğünün 92. maddesine göre bu düzenleme af niteliği taşıdığı için ‘5’te 3 çoğunluk’ aranması gerekçesine dayandırdı. Lafın fazla dolandırılmış olması nedeniyle bazı uzmanlar, CHP’nin başvurusunu eşitlik ilkesi yönünden sorunlu buldu.

NASIL ÇÖZÜLECEK?

Ancak yazının başında da dediğimiz gibi iktidar partisinin hukukçu kurmayları, CHP’nin itiraz gerekçelerinden bağımsız bir nedenle ‘kaygı’ duymaya başladılar. Yasanın kaleme alınış biçimi ve ‘suçun işlendiği tarihle’ ilgili bağ kurulmadan yapılan yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından genişletilebileceği endişesi duyuluyor.

GENİŞLERSE NE OLUR?

Tartışmalardan anlıyoruz ki AYM’den gelen bilgiler, ‘kötü yasama’ uyarısı da taşıyor. Bu nedenle AYM’nin bir an önce görüşmesi beklenen bu başvurunun, neden olacağı sonuçlara kafa yoruluyor. Af genişlerse, kapsamına kimler girecek? Sınır, terör suçları hariç olarak çizildiği için PKK ve FETÖ suçluları yararlanmasa bile uyuşturucu kaçakçıları, insan kaçakçıları, mafyatik suçlar, şiddet suçluları kapsama alınabilir mi? Peki cana ve mala hiçbir kasıtları olmayan, sadece düşüncelerini dile getirdikleri için cezalandırılanlar, siyasi suçlular kapsama girer mi? diye konuşuluyor.

FAYDA VE YARAR HESABI

Bu konuda iki farklı görüş var; 1- Siyasi iktidar, eğer af kapsamının genişlemesinden yanaysa, kendine yarar görüyorsa, cezaevlerindeki aşırı yoğunluk sorununu AYM üzerinden çözmeyi isterse kapsam genişleyebilir ve iktidar da bunun direkt sorumlusu olmaz.  2- Anayasa Mahkemesi “stratejik” davranarak, faturanın kendisine çıkartılmasını önlemek için pozisyon alır ve orta yollu bir kararla paketin genişlemesini önler. Yapılan temasların ve tartışmaların nedeni bunlar olabilir.

Dikkatlerin dış politikaya ve yanı başımızdaki savaşa çevrildiği bir dönemde gözden kaçanları, kapalı kapılar ardında olup bitenleri aktaralım dedik…