OECD, Türkiye ekonomisine ilişkin son değerlendirmelerinde, geleneksel makroekonomik politikalara geri dönüşün yatırımcı güvenini artırdığını belirtti. Kurum, sıkı para politikalarının devam etmesi gerektiğini vurgularken, Türkiye ekonomisinin geleceği için iki ana risk faktörünü öne çıkardı: erken politika gevşemesi ve Merkez Bankası’nın güvenilirliğinde olası bir sarsılma.
Türkiye'nin ekonomik dönüşüm sürecinde kritik bir aşamadayken, faiz oranlarının yükseltilmesi ve enflasyonun düşürülmesi hedefleri, para ve maliye politikalarının desteğiyle hız kazanıyor. Yatırımcılar, sanayi üretimi, işsizlik oranı ve kredi eğilimleri gibi ekonomik göstergeleri yakından takip ederek Türkiye’nin ekonomik geleceğine dair tahminlerde bulunuyor. Fitch gibi kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin kredi notlarını yukarı yönde revize etmesi, uygulanan ekonomik programların olumlu sonuçlar verdiğini gösteriyor.
CNBC-e'den Safa Gümüş'ün haberine göre, enflasyonla mücadelede bazı ilerlemeler kaydedilse de, halk arasında enflasyonun hala yüksek ve inatçı olduğu algısı sürüyor. Ekonomistler, Türkiye'nin stagflasyon riskiyle karşı karşıya olabileceğine dair uyarılar yapıyor.
OECD, Türkiye'nin geleneksel makroekonomik politikalara dönüşünün yatırımcı moralini artırdığına dikkat çekerken, Türkiye'nin CDS primlerinin düştüğünü ve net uluslararası rezervlerin ilk kez pozitif seviyeye ulaştığını belirtti. Ancak, ekonomik zorlukların devam ettiğini ve uluslararası ortamdan tam anlamıyla yararlanmak için makroekonomik istikrar politikalarının sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.
OECD’ye göre, para politikasındaki sıkılaşmanın ve enflasyon hedeflerinin sürdürülebilir olması önem taşıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) enflasyon hedefinin üst bandı olan yüzde 42'ye yaklaşması olasılığı bulunuyor. OECD, TCMB’nin bu hedefe ulaşabileceğini belirtti.
OECD, yasal asgari ücretlerin firmalar için karşılanabilir olmasının önemine de dikkat çekti. Türkiye'de asgari ücretin yüksek maliyetlerle karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Ayrıca, işgücü piyasası reformlarının, resmi işlerin artışına ve kadın işgücünün desteklenmesine katkıda bulunabileceği ifade edildi.