OECD’DEN TÜRKIYE EKONOMISINE İKI KRITIK UYARI
Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD), Türkiye ekonomisinin mevcut durumunu ve uygulanan ekonomik politikaları değerlendirdi. OECD, Türkiye’nin uluslararası sermaye akışlarının hızlanabileceği öngörüsüne dikkat çekerken, ekonomideki iki ana riski "erken politika gevşemesi" ve "Merkez Bankası’nın güvenilirliğinde olası bir sarsılma" olarak sıraladı.
Son dönemde yayımlanan raporlar, Türkiye’nin enflasyonu düşürme yönünde adımlar attığını gösterse de, halk arasında enflasyonun hala yüksek ve inatçı olduğu algısı devam ediyor. Ekonomi çevrelerinde tanınan isimlerden Mahfi Eğilmez, Türkiye'nin stagflasyon riskiyle karşı karşıya olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
OECD, küresel ekonomi ve Türkiye’nin ekonomik durumu üzerine kapsamlı analizler sundu. Türkiye’nin ekonomik görünümü ve ekonomi yönetiminin hamleleri hakkında CNBC-e’ye değerlendirmelerde bulundu.
EKONOMIK ZORLUKLAR DEVAM EDIYOR
OECD yetkilileri, Türkiye’nin geleneksel makroekonomik politikalara dönüş yapmasının yatırımcıların moralini artırdığını belirtti. Yetkililer, "Türkiye'nin CDS primleri düşüş gösterdi ve Haziran ayında, takas işlemleri hariç net uluslararası rezervler 2020 başından bu yana ilk kez pozitif oldu. Ancak, son aylardaki olumlu gelişmelere rağmen ekonomik zorluklar devam ediyor. Uluslararası ortamdan tam anlamıyla yararlanmak ve daha fazla not artışı sağlamak için makroekonomik istikrar politikalarının sürdürülmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Ekonomi politikasındaki istikrar ve öngörülebilir çerçeve, yatırımcı güvenini artırabilir ve uluslararası sermaye akışlarını hızlandırabilir. Bu güven ortamı, kısa vadeli finansal akışların doğrudan yabancı yatırımlara dönüşmesini sağlayabilir.
ENFLASYON HEDEFI ULAŞILABILIR MI?
Yakın zamanda açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) 2024 yılı için enflasyon beklentisini yüzde 41,5 olarak belirledi. Bu oran, önceki OVP raporunda öngörülen yüzde 33 seviyesinin oldukça üzerindedir. Bu artış, gelecekteki yıllar için de yukarı yönlü revizyonları beraberinde getiriyor. 2025 yılı için enflasyon beklentisi yüzde 17,5’e, 2026 yılı için ise yüzde 9,7’ye yükseltildi. Piyasa oyuncuları, bu yukarı yönlü revizyonu gerçekçi bir yaklaşım olarak değerlendiriyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) enflasyon beklentisi ise yüzde 38 seviyesinde. Üst bandı yüzde 42 olan bu hedef şu ana kadar revize edilmedi; ancak OVP’nin enflasyon beklentisi TCMB’nin hedefinin üst bandı olan yüzde 42’ye yaklaşıyor. OECD’ye göre TCMB’nin bu hedefe ulaşması olasılık dahilinde.
SIKILAŞMA POLITIKALARI VE YAPISAL REFORMLAR
OECD, para politikası koşullarının sıkı kalması ve enflasyon hedefe ulaşana kadar mali sıkılaşmanın devam etmesi gerektiğini belirtti. Bu yorum, erken bir faiz indirimi ihtimaline karşı bir uyarı niteliğinde. OECD, Türkiye ekonomisinin gidişatına yönelik riskleri "erken politika gevşemesi" ve "Merkez Bankası’nın güvenilirliğinde olası bir sarsılma" olarak sıraladı. Enflasyonun artış riskine karşı dikkatli olunması gerektiği vurgulandı.
OECD, ekonomi yönetiminin ortodoks politikalara dönüş çabalarının yatırımcı güvenini artırdığını belirtiyor. Ancak, yatırımcılar yalnızca politika değişikliklerini değil, aynı zamanda yapısal reformları da görmek istiyor. Yapısal reformlar, makroekonomik istikrarı sağlamak ve uzun vadeli büyüme potansiyelini artırmak için kritik önem taşıyor. Özellikle işgücü piyasası reformlarının, resmi işlerin ve kadın işgücünün artışına katkıda bulunabileceği ifade edildi. Sürekli iş sözleşmelerinin esnek hale getirilmesi, sosyal koruma sisteminin genişletilmesi ve yasal asgari ücretlerin firmalar için karşılanabilir olması gibi reformlar, refahı ve mali gelirleri artırabilir.
ASGARI ÜCRET VE YOKSULLUK SINIRI
OECD, asgari ücretlerin firmalar için karşılanabilir olması gerektiğini vurguladı. Türkiye'de güncel asgari ücret, ortalama olarak 500 dolar seviyesinde bulunuyor. Ancak, 3 yıllık ortalamada 400 dolara yaklaşmaya başlamış durumda. Asgari ücretin yoksulluk sınırının altında kaldığı ve bu sınırın zaman zaman yükseldiği görülüyor. 2024 yılı Ağustos ayına ilişkin TÜRK-İŞ verilerine göre, açlık sınırı 19.271 TL, asgari ücret ise 17.002 TL. Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı, ancak bu tablonun zaman zaman değişebileceği ifade ediliyor.
OECD’nin değerlendirmeleri, Türkiye’nin ekonomik politikalarının ve yapısal reformlarının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Ekonomik zorlukların üstesinden gelmek ve uzun vadeli büyüme hedeflerine ulaşmak için atılacak adımlar kritik bir öneme sahip.