Milli Eğitim Bakanlığı, 2024-2025 eğitim-öğretim yılı için hazırlıklarını sürdürüyor ve bu kapsamda öğretmenler ile okul yönetimlerine yönelik yeni kuralları içeren bir genelge yayımladı. Genelgede, özellikle öğretmenlerin sosyal medya kullanımına dair dikkat çeken bir düzenleme yer aldı. Bakanlık, öğretmenlerin sosyal medya platformlarını yalnızca eğitimle ilgili faaliyetler için kullanmaları gerektiğini vurgulayarak, bu konuda öğrenci ve velilerin bilgilendirilmesi gerektiğini belirtti.
SOSYAL MEDYA KULLANIMINA KISITLAMA GETIRILDI
Daha önce öğretmenler, sosyal medya grupları aracılığıyla öğrencilere ve velilere ders programları, sınav tarihleri ve ödevlerle ilgili bilgilendirmelerde bulunuyordu. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı bu uygulamaya yeni dönemde kısıtlama getirme kararı aldı. Genelgede, öğretmenlerin sosyal medya üzerinden öğrenci ve velilere ödev ya da benzeri bilgilendirmelerde bulunmaktan kaçınmaları gerektiği açıkça belirtildi. Bu kararın gerekçesi olarak, sosyal medya platformlarının eğitim dışı kullanımının öğrencilerin dikkatini dağıtabileceği ifade edildi.
GENELGEDEKI DIĞER DÜZENLEMELER
Sosyal medya kısıtlamasının yanı sıra, genelgede öğretmenler ve okul yönetimlerine yönelik başka kurallar da bulunuyor. Öğretmenlerin ders içi ve dışı etkinliklerde daha dikkatli olmaları, disiplinin sağlanması adına olumlu iletişim yöntemleri kullanmaları gerektiği vurgulandı. Ayrıca, okul yönetimlerinden öğrenci güvenliği ve sağlığı konularında daha titiz davranmaları istendi. Bu çerçevede, okul giriş-çıkışlarının sıkı kontrol edilmesi, öğrenci servislerinin denetimlerinin artırılması ve hijyen koşullarının sağlanmasına yönelik tedbirlerin alınması gerektiği ifade edildi.
ÖĞRETMENLERDEN FARKLI TEPKILER
Milli Eğitim Bakanlığı’nın sosyal medya kısıtlaması, öğretmenler arasında farklı tepkilere neden oldu. Bazı öğretmenler, sosyal medya uygulamalarının eğitim sürecinde pratik bir iletişim aracı olduğunu belirterek, bu kısıtlamanın iletişimde zorluk yaratabileceğini savundu. Özellikle büyük şehirlerde, birçok öğrenci ve veliyle birebir iletişim kurmanın zor olduğunu vurgulayan öğretmenler, sosyal medya gruplarının bu noktada önemli bir rol oynadığını ifade etti.
Buna karşılık, bazı öğretmenler Bakanlığın kararını olumlu buldu. Sosyal medya platformlarının öğrencilerin ders dışı aktivitelere daha fazla zaman ayırmasına neden olabileceğini düşünen bu öğretmenler, kısıtlamanın yerinde bir adım olduğunu savundu. Ayrıca, sosyal medyanın güvenlik ve gizlilik açısından çeşitli riskler barındırdığına da dikkat çektiler.
VELILERDEN FARKLI GÖRÜŞLER
Veliler de Bakanlığın bu kararına dair farklı görüşler dile getirdi. Bazı veliler, sosyal medya üzerinden yapılan bilgilendirmelerin hızlı ve pratik olduğunu belirterek, bu kısıtlamanın iletişimde aksamalara neden olabileceğini düşündüklerini ifade etti. Özellikle çalışan veliler, çocuklarının eğitim süreci hakkında en hızlı şekilde bilgi almanın sosyal medya grupları aracılığıyla mümkün olduğunu vurguladı.
Diğer yandan, bazı veliler ise sosyal medya gruplarının çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini savundu. İnternet kullanımının kontrolsüz bırakılması durumunda, çocukların derslerinden koparak sosyal medya bağımlılığına sürüklenebileceğini belirten bu veliler, Bakanlığın kısıtlama kararını olumlu bir adım olarak değerlendirdi.
YENI İLETIŞIM YÖNTEMLERI ÜZERINE ÇALIŞMALAR
Bakanlığın sosyal medya kısıtlamasının ardından, öğretmenler ve okul yönetimlerinin öğrenci ve velilerle iletişim kurabilmesi için alternatif iletişim yöntemleri üzerinde çalışmalar yapıldığı belirtiliyor. Okullarda velilere yönelik bilgilendirme toplantıları düzenlenmesi, okul web siteleri üzerinden duyurular yapılması ve velilere e-posta aracılığıyla bilgi verilmesi gibi uygulamaların gündeme gelebileceği ifade ediliyor.
Bakanlığın, bu tür alternatif iletişim yöntemlerini desteklemek amacıyla okullara gerekli teknik altyapıyı sağlaması ve öğretmenlere eğitimler vermesi bekleniyor. Ayrıca, öğrencilerin ve velilerin dijital okuryazarlık düzeylerinin artırılmasına yönelik çalışmaların da Bakanlığın öncelikleri arasında yer alacağı öngörülüyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın sosyal medya kısıtlaması, yeni eğitim-öğretim yılı öncesinde geniş yankı uyandırdı. Bu karar, eğitim süreçlerinde dijital araçların kullanımına ilişkin yeni bir dönemin başlangıcını işaret ederken, eğitimde disiplinin ve öğrencilerin ders başarısının artırılması hedefleniyor. Ancak bu sürecin nasıl işleyeceği ve hangi sonuçları doğuracağı, yeni eğitim-öğretim yılının ilerleyen dönemlerinde daha net bir şekilde ortaya çıkacak.