Ankara'da 1973 yılında ayakkabı imalatı - tamiratı işine çırak olarak başlayan Güven Söylemez, 2001'deki ekonomik krizle birlikte Ankara'daki ayakkabı imalatı fabrikasını kapatmak zorunda kaldı. Kentte çeşitli markalar için çalışan yüzlerce işçiyi istihdam eden bu fabrika, Söylemez'in tüm mal varlığını kaybetmesine sebep oldu.
NEVŞEHİR'DEKİ 5 METREKARELİK ATÖLYEDE MESLEĞİNE YENİDEN BAŞLADI
Mesleğinden kopmayan Söylemez, uzun yılların ardından 5 metrekarelik bir atölyede mesleğine devam etmeye karar verdi. Kayseri'den sonra Nevşehir'e taşınan Söylemez, burada ayakkabı imalatı ve tamiratı yaparak hayatını sürdürmeye başladı.
Söylemez, çocuk yaşlarda babasını işyerinde izleyerek mesleğe olan ilgisini keşfetti. Babasının çırağı olarak iş hayatına atılan Söylemez, aile geleneğini devam ettirerek aynı mesleği sürdürmeye karar verdi.
İŞİNİ KEYİFLE YAPIYOR
Ayakkabı imalatı ve tamiratı yapmaktan keyif alan Söylemez, insanların beğeniyle giydikleri ayakkabıları üretmenin ve tamir etmenin kendisine mutluluk verdiğini belirtiyor. Ancak sektördeki zorluklar ve nitelikli eleman eksikliğiyle mücadele etmek zorunda olduğunu ifade ediyor.
ZANAATIN DEĞERİNİ ANLATTI: "PARA HER ŞEY DEĞİL"
Güven Söylemez, imalat sektöründe yeni ustaların yetişmemesi ve gençlerin zanaata ilgi göstermemesi konusunda endişeli. Ona göre, para her şey değil ve zanaatkarlık insanlara hizmet etmenin önemli bir yolu. Ancak sektörde nitelikli eleman açığının ve makineleşmenin yaygınlaşmasının, bu değeri azalttığını düşünüyor.
Güven Söylemez'in hikayesi, ekonomik zorluklarla başa çıkmaya çalışan bir iş insanının kararlılığını ve zanaatın değerini vurguluyor. Onun öyküsü, insanların el becerisi ve emeğinin her zaman takdir edilmesi gerektiğini hatırlatıyor.