Onursal Adıgüzel: Kılıçdaroğlu’na sunuldu, görmeme şansı yok

CHP'ye “özel mutfak çalışması” yapan bir anket firması da ocak ayında 3-4 puan fark olduğunu raporladıklarını söyledi.

Bir akademisyenden şu mesajı aldım dün sabah:

“Net olarak bildiğim bir konu var. O günlerde hem İYİ Parti hem de CHP ile bilgi akışında bulunan iki anket firma direktörü ile sık sık görüşüyordum. Teklifime karşın, Kılıçdaroğlu dışında bir muhalefet adayını ankete koyamayacaklarını söylediler. Sanırım ağustos ayıydı. Ben kendi analizimi, uyarı olsun diye bir grup başkanvekili aracılığı ile İYİ Parti üst kademesine ilettim. Kısacası, Kemal Bey'in adaylığı 9 ay önce kesinleşmişti. Selam ve saygılar.”

Bu bilgiler ışığında ilk önce CHP Parti Meclisi (PM) üyesi ve eski Bilgi, İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel'ü aradım. Çünkü Adıgüzel, dün yazıma da konu olan şu açıklamayı yapmıştı: “Mesela ocak ayında yapılan anketlerde, Cumhuriyet Halk Partisi'nin de abone olduğu birçok anket firmasının ve bize gelen bireysel anketlerde, partinin yaptığı anketlerde aslında seçim sonuçlarının başa baş olduğuyla ilgili birçok sonuç vardı. Ama parti genel merkezi birçok sorgulamaya rağmen bunları görmezden geldi. (Diken/Altan Sancar)”

Bunun üzerine “özel mutfak çalışması” olduğu için ismini veremediğim firmaların ocak ayı anketlerinde çıkan sonuçları anlattım ve Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu karşısında 4-5 puan önde olduğuna dair sonuçları paylaştım. Onursal Adıgüzel'i aradığımda “Yazınızı okudum” dedi ve anlattı:

“… Ocak ayında hepsi para verip yaptırdığımız anketler değil bir kısmı da abone olduğumuz firmalar. Hatırlayın o zaman AREA, Metropol, Panorama açık anketler vardı. Bu tartışma depreme kadar yoğun bir şekilde yürüyordu. O günleri hatırlatmak istedim. Bugün bütün sorumluluğu üzerinden atmaya çalışan genel merkez yapısı var. Ben de oradaydım, Ahmet de Mehmet de oradaydı. Bunun bir kişiye bir komisyona yıkılamayacağını anlatmaya çalışıyorum. Bu süreçlerin hepsinin merkezinde de Genel Başkan vardı. 36 saat vekil belirlenirken başımızda durdu.”

“… Bu anketlerin kendisine sunulduğunu biliyorum. Bir kısmına şahit oldum. Raporların sunulduğunu biliyorum. 6 Şubat'a kadar ‘aday olma' diye genel merkezin önüne gelenler vardı. Depremden sonra bunlar tartışılamaz oldu. MYK'da çok uzun tartışılmıyordu, genel başkanın adı adaylık için geçtiği için. Hepimizin çeşitli itirazları oldu. İtiraz edenlerin birçoğunu da ‘ocu bucu' diye etiketlemeye başladılar. Seçim kazanmak önemli. Genel Başkan'ın da analizleri görmeme şansı yoktu. Kampanya sürecini yöneten arkadaşın da görmeme şansı yoktu. Bunların aşılabilecek olduğunu düşündüler. Sonuç ortada.”

“Biraz hafızamızı tazelesek… Temmuz 2022'den bu yana bakmak gerekiyor meseleye. Yüzde 60-40'tı. Ne oldu da aşağıya indi oylar. Bütünlüklü bakmak gerektiği için o açıklamayı yaptım. Sanki her şey çok doğruymuş da milletvekili aday listesi bilmem ne olmuş. Bir kişi çıkıp da diyemiyor, ‘Şurada oy hırsızlığı var'… Ama sanki oy çalınıp seçim kaybetmişiz. Sandıklara dolmamış oyların nasıl çalınacağını kimse konuşmuyor. Münferit olarak yaşananlar var ama bunun sonuca etkisi nedir? Tek amacım hafızaları tazelemekti.”

Ocak ayında sadece o an çekilmiştir

CHP'ye “özel mutfak çalışması” yapan bir anket firması da ocak ayında 3-4 puan fark olduğunu raporladıklarını söyledi.

Ancak şunu da ekledi:

“Araştırmalara bakış açısından itirazım var. Seçimde siyasi partiler için önce bir strateji belirlenir. Sonra sahada durum ölçülür ve gelen verilere göre reklam kampanyası, aday stratejisi, propaganda dili oluşturulur. An an ölçülür. Sonucu da böylece gidilir. Seçimden çok önce yapılmış bir ankette sonuç bu çıktı diye bakılamaz. Seçmenin de oy verme hareketi değişkendir sandığa giderken. Kararsız seçmen kitlesi var, statik halde değildir. Ocak ayında durum bu diye bakılırsa hata olur. O zaman Ekrem İmamoğlu'nun da İstanbul seçimlerini kaybetmesi gerekiyordu. Aday ilan edildiğinde tanınırlığı yüzde 12-13'tü. Seçimi de Binali Bey'in karşısında alma şansı da yoktu. Ne yapıldı? Gelen anketlere göre strateji belirlendi, reklam kampanyası oluşturuldu. Sonra gün gün anketlerde rakamlar yükseldi. Sonunda da sonuç alınabildi. Araştırma sadece anın fotoğrafını çeker. İtirazım bu! Anın fotoğrafını çeker ve güçlü yanlarınız bunlar zayıf yanlarınız bunlar denir. Güçlü yanlarınıza yüklenir, zayıf yanlarınızı kapatırsınız. Kampanyayı bütün olarak değerlendirmek gerekiyor. Çok geriden başlayıp da seçimde başarıya ulaşılmış çok seçim kampanyası var. Bir siyasi parti için hedefleme yapıldığında aylar önce yapılmış anket bu çıktı, ne yapalım diyemezsiniz. Razı gelelim, oturalım denmez.”

Burada asıl mesele şu: CHP yönetimi anketlerle ilgili kamuoyunu bilgilendirmeli ve sağlıklı bir tartışma yürütülmeli. Yoksa havanda su dövülmeye devam edilir.