Orhan Erinç: Sizin işiniz mi?

Cumhuriyet Gazetesi davasının dördüncü gününde Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç ifade verdi. Orhan Erinç, “Yayın politikasının değiştiğini saptamak ağır cezanın görevi midir?'' diye sordu.Erinç’in...

Cumhuriyet Gazetesi davasının dördüncü gününde Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç ifade verdi. Orhan Erinç, “Yayın politikasının değiştiğini saptamak ağır cezanın görevi midir?'' diye sordu.

Erinç’in ifadesi şu şekilde:

1957 de başladım mesleğe. 6'ıncı yılımdayım. Sendika ve TGC'de yönetim görevlerini söyleyerek yönetim nedir ne değildir bilirim. Yazdıklarımızla gazetecilik yapmıyoruz da sanki birilerine mesaj veriyormuşuz gibi bir anlayış var. Bu dava sadece gazeteciliğin yargılandığı bir dava değildir. Buradaki arkadaşlarım mesleklerini yapmaktan da KHK ile çıkarılmışlardır. Yolsuzluk usulsüzlük kavga dövüş bizim için haberdir ama yargıç ve savcılar için belgeler yasal elde edilmemişse hukuken değeri yoktur.

Bizden istenen yargıç ve savcılar gibi davranmamızdır. Türkiye'de gazeteciliğin yapılması önündeki engellerden bir başkasıdır bu da.

Dinci medya bizi suçlar gibi bir yaklaşım sergilemektedir. Bu da bize yöneltilen saldırının siyasi olduğunu ortaya koymaktadır.

Bizi tasfiye ettiler' diyen Mehmet Faraç 2010, Alev Coşkun 2013, Mustafa Balbay 2015 yılında ayrıldı. 3 farklı tarihi nasıl birleştiriyorlar  

İddianameye bakarsanız Cumhuriyet'in Atatürkçülüğü sanaldır. Niye? Çünkü 3 kişinin çıkmasıyla Cumhuriyet Atatürkçülükten çıkmıştır.  Hakimlerin, bizim gazeteci olarak halkı bilgilendirmek için yazdıklarımızı casusluk olarak okuduklarını anlıyorum.

Suçlamalardan en önemlisi Cumhuriyet Vakfı'nı ele geçirmek ve yayın politikasını değiştirmek.

Cumhuriyet'in yayın politikası değil, Türkiye'nin gündemi değişti, haber akışı ona göre belirlenir oldu.

Savcının atadığı bilirkişi uzman olsaydı Türkiye'nin gündeminin değiştiğini yayın politikasının değiştiğini anlardı.

Mehmet Faraç çıkarıldığında Vakıf Başkan Vekili Alev Coşkun'dur. Alev Coşkun seçilmediğinde oy vermeyenlerden biri de Mustafa Balbay'dır. Kim, kimin zamanında tasfiye edilmiştir? Mehmet Saraç çıkarıldığında Cumhuriyet Vakfı Başkan Vekili Alev Coşkun'dur.

Sendika temsilciliği ve adliye muhabirliği yaptığım için bilirim. Yayın politikasının değiştiğini saptamak ağır cezanın görevi midir?

Devletin bilmediği ByLock'u benim bilmemi beklemek doğru bir yaklaşım değildir diye düşünüyorum.

Ben TGC Başkanlığı yaptım. Ben bir kaymakamla görüştüğümde kaymakamın ByLock'unun olması benim değil valinin sorunudur.

Bir gazetenin yayın politikasının değişikliğini sorgulamak ceza mahkemelerinde yapılmaz. Bu basın çalışanı ve işveren kanununda belirlenmiştir. Bu konunun ağır ceza mahkemesinde tartışılmasını anlamıyorum.

İddianamede Cumhuriyet Vakfı Başkanı olduğu iddia edilen 3 kişi daha vardı. Kuşkulandım "eş başkanlık mı var" diye? Ama anladım ki dosya ciddiyetten uzak bir şekilde hazırlanmış..

1991'de yayın yönetmeni, 2001'de köşe yazarı oldum. Arşivde eski yazıyla basılmış Cumhuriyet'leri bile okudum. Ben yetkisi olan bir yönetim kurulunda, yönetim kurulunun rolünü bilirim. 60 yıllık yöneticilik hayatımda hiç "adamım" olmadı. Hep iş arkadaşım oldu. Bu tasfiye edildiklerini söyleyen arkadaşların iddiası.

Başkanlığı Burhan Felek'ten öğrendim. Öneride bulunmak ya da tartışmaya herkesten önce katılmak yaklaşımının yanlış olduğunu bilirim.  

Cumhuriyet'i babalarının çiftliği sananları ileri sürdüğü bir iddiadır. Gerçekle ilgisi yok.

Yassıada davalarını izleyen ve hala gazetecilik yapmakta olan iki kişiden biriyim.

2 Nisan 2013'te Önder Çelik'in seçilmesini sağlamakla suçlanıyorum. Sağlamışsam çok başarılı sayarım kendimi. Ama öyle bir girişimim yoktur. Bugün Diyanet İşleri Başkanı'nın yaptığı açıklamayı ben on yıllar önce yaptım Gülen ve hareketiyle ilgili.

TGC ve sendika başkanı olduğum zamanlarda Gülen beni kendi altın yaldızlı davetiyelerle davet etmişti. Hiçbirine gitmedim.

FETÖ'cülerin ortaya koyduğu İslamiyetin farklı olduğunu ben bile gördüm ama Diyanet İşleri yeni gördü. Gazetecilikte 2 alışkanlığım var. Arkadaşlarıma isimleriyle hitap etmekten kaçınırım.

Konuşmalarımda senli-benli bir üslup yoktur. 51 yıllık meslek hayatımda çalışma arkadaşlarımdan hiçbirini savunmak zorunda kalmadım. Bu ilkemi 7 arkadaşım için bozdum.

O nedenle rahatsızlık duyduğumu söylemeliyim.

Raporlara kızıyoruz ama haksızlık etmeyelim çünkü teşekkür borcum var.7 sülalemi aramışlar suçlayacak tek kuruş bulamamışlar.

Bin lira kazanan gazeteci 2 bin 500 lira harcama yapıyorsa, yuları başkalarına kaptırmıştır.

1963'te Cumhuriyet'e geldiğimde 7 yıllık gazeteciydim. Arşive iner yeni harflerle başlayan ilk nüshadan beri tüm ekleri okurdum.

O nedenle Cumhuriyet'in yayın politikası konusunda kendimi yetkin saydığımı, alçakgönüllülüğü bir kenara bırakarak söylemek isterim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Otomotiv Haberleri

Lexus, Türkiye'de yeni modeli LBX'i tanıtımını yayınladı
En uzun menzile sahip elektrikli otomobiller listesi açıklandı!
Uygun fiyatlı lüks elektrikli otomobil mi almak istiyorsunuz? Starlight EV modeli tam size göre!
2024 Cupra Leon özellikleri ve fiyatı açıklandı!
Farklı markaların ikiz kardeşi modeller gündemde