Muğla’da orman yangınları sadece insanların değil hayvanların da psikolojisini bozdu. Milas’ta keçi sürüleri afetten en çok etkilenen canlılar arasında yerini aldı. Yangında yavrularını kaybeden bir anne keçi günlerdir yiyip içmeyi bırakıp adeta hayata küstü. Annesini kaybeden keçilerin de günlerdir yaşadıkları travmayı atlatamadığı belirtildi.
Muğla genelinde birçok bölgede çıkan orman yangınları mavi ile yeşilin buluştuğu alanları siyaha çevirdi. Ekiplerin canla başla kontrol altına almak için havadan ve karadan müdahale ettiği yangınların tamamı 15 günde ancak söndürülebildi.
Muğla’daki yangınlardan insanlar kadar hayvanlar da etkilendi. Ormanda yaşayan birçok hayvan yanarak telef olurken, kurtulmayı başaranların çoğunun vücutlarında yanıklar oluştu.
Milas Akçakaya Mahallesi’nde yangınlardan kurtulan keçilerin psikolojileri bozuldu. Gün boyunca ne yem yiyen ne de su içen çoğu keçi adeta hayata küstü.
Yangında yavrusunu kaybeden bir keçi başını duvardan ayırmazken, annesini kaybeden yavru keçi ise tüm gün hareketsiz şekilde yatıyor.
Keçilerinin uçak ve helikopter sesinden korkup ormanın içerisine kaçtığını, 46 hayvanından 23 tanesinin kayıp olduğunu ifade eden Ali Rıza Yılmaz, şunları söyledi:
“Yangının mahallemize doğru yaklaştığını görünce büyük baş hayvanlarımı taşıdım. Yaşlı anne ve babam vardı onları da güvenli bir bölgeye taşıdım. Ancak küçükbaş hayvanlarım uçak ve helikopterlerin gürültüsünden korkarak ormanın içerisine kaçtı. Maalesef alevler nedenliyle ormana giremedim. 2 gün sonra bölgeden 16 keçimi geri getirmeyi başardım. 7 tanesini yanmış halde buldum. Geriye kalan 23 tanesinden ise aradan bir hafta geçmesine rağmen rastlayamadım, halen daha haber yok. Bu hayvanlar tamamen doğada yaşadıkları için gürültüye alışık değiller. Gürültüden hep korkup ormanın iç kesimlerine doğru kaçmışlar. Bulduğum yer alevlerin en fazla olduğu yerdi. Sanırım diğerleri de yanarak telef oldular.”
Yılmaz, yangından kurtarılan 16 keçinin hayvanlarla ilgili bir derneğin gönüllüleri tarafından tedavilerinin yapıldığını kaydetti:
“Arkadaşlar sağ olsunlar hepsi ile tek tek ilgileniyorlar. Bazılarının ayakları yanmış, tırnakları maalesef çekilecek. Pansuman yapılıyor daha da iyileşmeleri için. Hepsinin psikolojisi bozuk. Özellikle iki tanesi var ki can dayanmaz. Ne yiyorlar ne de içiyorlar. Biri yavrularını kaybetti başını duvardan ayırmıyor, biri de annesini kaybetti yerden kalkmıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Onları gördükçe daha da üzülüyorum.”
Keçileri tedavi eden gönüllü grupta yer alan Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğrencilerinden Gökberk Gökçeyrek ise şunları belirtti:
“Buradaki keçimiz yangında yavrularını kaybetti. Karın bölgesinde de ileri derecede yanıklar var. Ağrısı olduğu ve yavrularını kaybettiği için depresyon durumunda. Serum ve antibiyotik alıyor. Birçok keçinin de tırnakları kopmuş, cerrahi işlem gerekiyor. Biz elimizden geldiğince acil müdahaleleri yapıyoruz. Sonrası süreçte ise sevk edilmeleri gerekecek. Kedi köpekten ziyade tüm hayvanlar bizim için önemli. Bunun için biz de gönüllü olarak buraya geldik ve gördüklerimiz karşısında üzülmemek elde değil. Çoğunluğu ağrıdan yemek de yiyemiyor. Geldiğimizde hepsinin durumu çok kötüydü. Bazılarının da meme uçları yanmıştı. Sütleri çıkmadığı ve içeride süt kaldığı için ateşleri yükseliyordu. Sürekli günlük gelip bakım yaptık.”