Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verildi: 'Gezi davasındaki temelsiz iddialar yeniden kullan

Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı, iş insanı Osman Kavala hakkında mahkeme tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 5 Şubat 2021, saat 13:30’a erteledi.

3 yılı aşkın bir süredir tutuklu olan iş insanı Osman Kavala bugün hakim karşısına çıktı. Dava İstanbul Adalet Sarayı’nda görülüyor. Kavala, yargılandığı Gezi davasından beraat edip tahliye edildiği gün 15 Temmuz dosyasından tekrar tutuklanmıştı.

Mahkemede savunma yapan Kavala, “Hayatım boyunca askeri darbelere karşı çıktım. Hayata bakışım darbeleri desteklemeye izin vermez” dedi.

Kavala, “İddialar olgusal gerçeklerden kopuktur. Dünya görüşüm, etik değerlerimle taban tabana zıttır. Somut delillerin yokluğunda iddialar birbirinin gerekçesi haline getirilmiş. Henri Barkey ile süreklilik arz eden bir irtibatım olmadı. 2016’da bir restoranda tesadüfen karşılaşmamızın dışında herhangi bir irtibatım olmadı” ifadelerini kullandı.

Osman Kavala’nın savunması şu şekilde:

“GEZİ DAVASINDAKİ TEMELSİZ İDDİALAR YENİDEN KULLANILMIŞTIR”
“Bu iddianamedeki suçlamaların hiçbiri, olgusal temele, delile, somut bir eylemin incelenmesine dayandırılmamıştır. Bunlar, dünya görüşüme, etik değerlerime ve sorumlu olduğum sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü faaliyetlerin amaçlarına taban tabana zıt iddialardır. Somut delillerin yokluğunda, iddialar birbirlerinin gerekçesi haline getirilmiş, suçlamalar iç içe geçirilerek suçlu olduğuma dair algı yaratılmasına gayret edilmiştir. Hiçbir dayanağı olmayan, yasal temele uymayan casusluk suçlamasını öne sürmek için beraatle sonuçlanan Gezi davasındaki temelsiz iddialar yeniden kullanılmıştır.

“CASUSLUK YAPTIĞIM, İDDİASI GERÇEKLİKTEN UZAK”

15 Temmuz darbe girişimine katılmış olduğum suçlaması gibi casusluk faaliyetlerinde bulunduğum suçlamasında da, Henri Barkey’le yoğun temas içinde olduğum iddiası, kanıt olarak kullanılmaktadır. Henri Barkey’e herhangi bir bilgi, belge ilettiğim gösterilemediği gibi, yoğun temasta olduğuma dair de hiçbir bulgu yoktur. Casusluk faaliyetinde bulunmak için sivil toplum çalışmaları yaptığıma dair kurgu da tamamen gerçeklerden kopuktur. Delil yerine casuslukla ilgili komplo teorileri anlatılmakta, Anadolu Kültür hakkında olgusal temele dayanmayan, niyet okumalar, akıl yürütmeler yapılmaktadır. İddia makamının, sivil toplum kuruluşlarının casusluk faaliyetinde bulunduğuna dair soyut analizleri bağlamında, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yabancı ülkelerin sivil toplum kuruluşlarını istihbarat faaliyetlerinde aktif olarak kullanmaya başladıkları ifade edilmiştir. İddia makamı, Soğuk Savaş döneminde yürütülen siyasi – ideolojik faaliyetlerle, ülkemizde demokrasiye katkı sağlayan sivil toplum hareketini kasıtlı olarak karıştırmaktadır.

“UMARIM BU İDDİANAME TÜRÜNÜN SON ÖRNEĞİ OLUR”

Anadolu Kültür’ün ayrımcılığı körüklediği, vatandaşlarımızın devletle bağlarını zayıflatma amacı güttüğü, çirkin bir iftiradır. Etnik köken ya da inançları nedeniyle azınlıkta olan vatandaşların devletle bağlarının güçlü olması için kendilerini toplumun eşit bireyleri olarak görmeleri, böyle hissetmeleri gerekir. Sorunlarını özgürce ifade edebilmeleri ve deneyimlerini toplumun diğer bireyleriyle paylaşabilmelerinin de eşitliğin gereği olduğuna inanıyorum. Yirmi yıldır ülkemizin çeşitli şehirlerinde gerçekleşen Anadolu Kültür etkinlikleriyle ilgili olarak, bugüne kadar, Valilik, Emniyet, MİT yetkilileri ve savcılar casusluk faaliyeti yapıldığından şüphe etmediler. Buna rağmen iddia makamının bu faaliyetlerde casusluk amacı güdüldüğünü iddia etmesi, ülkemizin devlet kurumlarının işleyişini ve denetim kapasitelerini hafife almak anlamına da gelmektedir. Gerçeklikten bu kadar kopuk, bu kadar tuhaf suçlamalar gerekçe gösterilerek bir ihlal, bir beraat, iki defa da tahliye kararına rağmen yıllarca tutuklu kalmam, sıradan bir hak ihlali değildir, benim için bir tür manevi işkence haline gelmiştir. Umarım yurttaşlarımızın özgürlüklerinden mahrum kalmasına yol açan, temelsiz, delilsiz, mantıksız suçlamaların en aşırılarını içeren bu iddianame türünün son örneği olur.”

DURUŞMADAKİ 6 TANIK: KAVALA TOPLANTIYA KATILMADI

Duruşmada 6 tanık dinlendi. 15 Temmuz 2016 tarihinde Büyükada’da yapılan Henri Barkey’in de bulunduğu toplantıya katılan ve toplantının yapıldığı otelde çalışanlardan oluşan tanıklar, Osman Kavala’nın toplantıya katılmadığını, otelde bulunmadığını beyan ettiler.

KAVALA’NIN AVUKATLARI: İDDİA MAKAMI LEHE DELİLLERİ GİZLEMİŞ

Tanık beyanlarının ardından Kavala’nın avukatları savunma yaptı. Avukat Deniz Tolga Aytöre, iddianameye tepki göstererek, “Bu iddianame hukuka aykırıdır. Siyasi bir manzume olarak kaleme alınmıştır. Sanık hakkında beraat verilen başka dosyalara ve delillere dayanarak hazırlanmıştır. Apar topar yazılmış, hiçbir hukuki dayanağı olmayan bu iddianame, Gezi dosyasında verilen beraat kararının rövanşı niteliğinde. İddianamede sadece sanık aleyhine değil, sanık lehine de delil toplanması gerekir, ancak iddia makamı bırakın lehe delil toplamayı, lehe delilleri gizlemiş” dedi.

SAVCI, KAVALA’NIN TUTUKLUĞUNUN DEVAMINI İSTEDİ

Savcı mütalaasını açıkladı. Hanry Barkey hakkındaki yakalama emrinin devamını, diğer tanıklar ve Leyla Alaton’un da dinlenmesini talep etti. Savcı Osman Kavala’nın ise tutukluğunun devamını istedi. Karar için duruşmaya ara verildi.

TUTUKLUĞA DEVAM KARARI

Aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, dosyada ismi yer alan ve dinlenmeyen tanıklar ile Leyla Alaton’un tanık olarak dinlenmesine ve Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 5 Şubat 2021 saat 13.30’da görülecek.

KAVALA’NIN YARGILAMA SÜRECİ

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin davada “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs”, “mala zarar verme”, “nitelikli yağma”, “tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması veya el değiştirilmesi”, “kasten yaralama”, “ağırlaştırılmış yaralama” ve “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet” suçlarından İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince yargılanan Kavala’nın 18 Şubat’ta, suçların işlendiğine dair mahkumiyete yeter derecede hukuka uygun somut ve kesin delil bulunmadığı gerekçesiyle beraati ve tahliyesine karar verilmişti.

Kavala aynı gün FETÖ’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında gözaltına alınmış, bir gün sonra sevk edildiği hakimlikçe “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan tutuklanmıştı.

Kavala hakkında ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında sevk edildiği mahkeme tarafından 9 Mart’ta “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme” suçundan tutuklanma kararı verilmişti.

“Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan 2 yıllık tutukluluk süresinin dolduğu gerekçesiyle 20 Mart’ta tahliyesine karar verilen Kavala, casusluk suçundan tutuklu bulunduğu için cezaevinden çıkamamıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Osman Kavala ve yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey hakkında “Anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “siyasal veya askeri casusluk” suçundan ise 20’şer yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. İddianamede, Kavala ve Barkey’in “FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde oluşturduğu yapılanmayla gerçekleştirme teşebbüsünde bulunduğu darbe girişimi sürecinde de rol aldıkları” belirtilmişti.

Kavala, “tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı’nın ihlal edildiği” gerekçesiyle AYM’ye başvurmuştu. AYM, 1 Kasım 2017’de tutuklanan ve 3 yılı aşkın bir süredir cezaevinde bulunan iş insanı Osman Kavala’nın bireysel başvurusunu görüşmüştü. AYM Birinci Bölümü, “başvurunun niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 28. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca Genel Kurula sevki”ne karar vermişti.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.