Ozan Gündoğdu: Cevdet Yılmaz Harikalar Diyarı’nda

“Yaptıklarımızla son 20 yılda Türkiye’yi dünyada alt orta gelir liginden üst orta gelir ligine kadar çıkardık. Yüksek gelirli ülkeler liginin de eşiğindeyiz."

Şireci işçilerinin aylık 15 bin 500 TL talebiyle iş bıraktığı 12 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da işçilerin kenti Antep’teydi. AKP’nin il başkanlığını ziyaret eden Yılmaz burada iddialı bir çıkış yaptı.

“Yaptıklarımızla son 20 yılda Türkiye’yi dünyada alt orta gelir liginden üst orta gelir ligine kadar çıkardık. Yüksek gelirli ülkeler liginin de eşiğindeyiz."

Alt olta gelir liginde kimler var, yüksek gelirli ülkeler ligi neresi? Bunlar muamma… Fakat lig atlayacak kadar zenginleşmeyi bırakın, 20 yılda hiç zenginleştik mi sorusunu sormak daha yerindedir. Bunun için masaya yatırmamız gerekenler kişi başına düşen gelir ve gayrisafi yurtiçi hasıla verileridir. 

KİŞİSEL GELİR 20 YILDA ARTTI MI?

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) 240,2 milyar dolarmış. Bu tutarı nüfusa bölerek ulaşılan kişi başına düşen gelir ise 3 bin 617 dolar olarak hesaplanmış. 2022 itibarıyla, 905,5 milyar dolarlık GSYİH’e karşılık, 10 bin 655 dolarlık kişi başına düşen gelir var. Sayılara uzaktan bakıldığında 20 yılda kişisel gelirin yüzde 194 arttığı görülüyor. Peki, böyle bir karşılaştırma doğru mu? Aradan geçen 21 yılda veriyi etkileyen neler oldu? Bu yüzden verilere daha yakından bakmalıyız.

ABD ENFLASYONUNU NE YAPACAĞIZ?

Neredeyse çeyrek asırdır iktidarda AKP. 14 Ağustos’ta 22’nci yaşını kutladı. Böyle uzun dönemler için gelir karşılaştırması yaparken mutlaka enflasyon da hesaba katılmalı. Örneğin, 2002’de Türkiye’deki asgari ücret, 6 sıfırı atarak söyleyelim, 184 liraymış. Bugün 11 bin 402 lira… Bir siyasetçi çıksa, “Asgari ücreti 20 yılda 62 katına çıkardık” diye övünse abes olmaz mı? Çünkü enflasyon var.

Aynı oranda olmamakla birlikte enflasyon ABD’de de var. O halde TL cinsinden 20 yıllık karşılaştırma yaparken nasıl enflasyonu hesaba katıyorsak dolar cinsinden karşılaştırma yaparken de ABD enflasyonunu hesaba katmalıyız. AKP’nin iktidara geldiği 2002 Kasım ayından 2023 Temmuz ayına dek Amerikan Doları’nda görülen enflasyon yüzde 70,43. Başka bir ifadeyle, 2002’deki kişisel gelir olan 3 bin 617 doların, bugünkü eş değeri 6 bin 164 dolar. “E yine de zenginleşmişiz, bugün kişisel gelir 10 bin 655 dolar” demeden önce veriye daha da yakından bakalım. 

REVİZYONLARI ATLAYALIM MI?

Ülkeler 1930’lu yıllardan bu yana kendi ulusal gelirlerini hesaplıyorlar. Aslında hesap edilen, o ülkede yaşayan her bir gerçek ve tüzel kişinin yıllık gelirinin toplamıdır. Fakat bu hesabı, 85 milyonluk bir anketle yapamayacağınıza göre, çeşitli varsayımlara dayanmanız gerekir. Dolayısıyla GSYİH hesabı aslında bir tahminden ibarettir. Bu tahminlerde kullanılan varsayımlar uluslararası ekonomik kuruluşların standartlarına uyduğu müddetçe, ülkeler ulusal gelirlerini revize edebilirler. Nitekim Türkiye’de son 20 yılda 2’si büyük oranlı 3 revizyon yapıldı. İlki 2006’da, ikincisi 2016’da, son revizyon ise 2019’da…

2006’da yapılan revizyonla GSYİH 576 milyar TL’den 758 milyar TL’ye çıkarıldı. Hal böyle olunca, kişisel gelir de 5 bin 480 dolardan, 7 bin 500 dolara “hesaben” çekildi. 1 günde yüzde 32’lik bir artış kağıt üzerinde gerçekleşti. İkinci büyük revizyon ise 2016’da yapıldı. Eski varsayımlarla hesaplansa 1 trilyon 953 milyar TL olacak olan GSYİH, hesabın yöntemindeki değişiklikle 2 trilyon 338 milyar TL’ye çıkarıldı. Böylece kağıt üzerinde 140 milyar dolarlık bir artış kaydedildi. GSYİH, 718 milyar dolardan, bir gecede 857 milyar dolara çıkarıldı. Eski yöntemle 2015’te 9 bin 257 dolar olan kişisel gelir bu sayede 11 bin 82 dolara yükseldi ve bir gecede yüzde 19,7 artırılmış oldu.

Bu 2 revizyona kıyasla daha küçük bir revizyon da 2019’da yapıldı. 2019 için milli gelir, öncekine göre 39,8 milyar TL artırılarak 4 trilyon 320 milyar TL’ye yükseltildi. Daha önce 9 bin 127 dolar açıklanan dolar cinsinden kişi başı milli gelir de 9 bin 213 dolara yükseldi. Bir gecede kişi başı 86 dolar zenginleştik. Yaklaşık yüzde 1’lik bir katkı…

Gerek 2006 gerek 2016 revizyonları sayesinde kişisel gelir olduğundan yüzde 58 yüksek açıklandı. 2019’daki mini revizyonla beraber yüzde 59’luk bir avantaj oluştu. Bu yüzde 59’luk avantajı da hesaba dahil edelim. 

YÜZDE 194 DEĞİL YÜZDE 9 BÜYÜME

2002’deki kişisel gelirin ABD enflasyonu hesaba katılarak bugünkü eşdeğeri 6 bin 164 dolardı. Yüzde 59’luk avantajı bu tutara da uyguladığımızda yeni tutarın 9 bin 800 dolar olduğunu görürüz. Bugünkü kişisel gelir ne kadardır? 10 bin 655 dolar. O halde 20 yılda kişisel gelirdeki “gerçek” artış oranı yüzde 194 değil, yüzde 9,7’dir. Karşılaştırmayı kriz ertesi yıl olan 2002’yle değil de 10 yıl önceki 2013’e göre yaparsak büyüme yerine küçülmeyle karşılaşırız. Nitekim 2002’de kişisel geliri büyükten küçüğe sıraladığımızda Türkiye’nin dünyadaki konumu 74’üncülüktü. Türkiye aynı veride bugün 79’uncudur. 2002’de dünyanın en büyük 21’nci GSYİH’sesine sahiptik. Bugün de 21’inciyiz. 2002 Kasım ayı enflasyonu yüzde 31,8’di, bugün yüzde 47,8. 2002 işsizlik oranı yüzde 10,3’tü, 2022 işsizlik oranı yüzde 10,4. Bunlar ulusal ve uluslararası ölçekli resmi veriler. Acaba Cevdet Yılmaz’ın verileri neye dayanıyor?

Adabank’ta mutlu son!

Uzanlar’a ait olan ve 2003’te TMSF’ye devredilen Adabank, 25 Mayıs 2023’te yapılan ihaleyle Ahlatçı Finansal Yönetim AŞ’ye 215 Milyon TL’ye, o günkü kurla 10,8 milyon dolara satılmıştı. İhaleye Ahlatçı’nın tek başına girmesi dikkat çekmişti. Halbuki Adabank’a daha önce Remzi Gür ve G Capital 75 milyon dolar teklif etmiş, 2019’da da Na-Fi 60 milyon Dolar ödemeyi kabul etmişti. Daha önce 13 kez bu şekilde satılan Adabank’ın satışına BDDK izin vermemişti. Fakat 25 Mayıs’taki satışın gerçekleşmesi için beklenen BDDK onayı 16 Ağustos’ta geldi. BDDK Kamuyu Aydınlatma Platformu’na gönderdiği mesajda satışı onayladığını duyurdu. Daha önce 13 kez taliplisi çıkan ama satılmayan Adabank, tek teklif veren Ahlatçı’ya gitti.