CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, AKP’nin bu yasama yılı boyunca Meclis’i haftada sadece iki gün çalıştırdığını, bunun sonucunda 1 Temmuz’da kapanması gereken TBMM’nin bugün itibarıyla hala çalışmalarına devam ettiğini söyledi.
Ekonomiye ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifinin karşı durdukları bazı maddelerinde iktidarın değişikliğe gittiğini dile getiren Özel, bu kapsamda OHAL’e ilişkin bazı yetkilerin süre uzatımlarında iktidarın öngördüğü zaman dilimlerinin kısaltıldığını ifade etti.
Meclis’in, AKP ve MHP’nin elinde beceriksizce, savrularak, sürekli yanlışlar yaparak aynı kanunları bir daha bir daha değiştirerek, kötü yönetildiğini iddia eden Özel, “Son 3 yılda TBMM’den 108’i uluslararası anlaşma olmak üzere 188 kanun teklifi geçti. iktidar partisi kendi getirdiği kanun tekliflerini yasalaştırdı lakin 3 bin 380 teklifin, ki bunların 2 bin 530’u CHP’nindir, bir tanesi bile yasalaşmadı. muhalefet ne önerirse önersin reddediyorlar. 3 bin 380 yasa teklifinin içinde her birisi bu ülkedeki vatandaşları memnun edecek çok sayıda düzenleme var lakin bu beklentilerin tamamı boşa çıktı” değerlendirmesinde
AKP-MHP oylarında büyük düşüş
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin Meclis’in yasama yetkisini elinden aldığını belirten Özel, “15 Temmuz itibarıyla 80 Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 2 bin 455 madde çıkarıldı. Aynı tarih itibarıyla Meclis’ten çıkan yasaların toplam madde sayısı ise 2 bin 369. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen bu tek adam rejiminin, Meclis’in yasama yetkisinin yarısını elinden aldığı ortaya çıkıyor. İşte bu yüzden itiraz ediyoruz” diye konuştu.
Bu kararnamelerle yanlış düzenlemelere imza atıldığını da iddia eden Özel, bu kadar düzenlemeye rağmen Türkiye’nin bir keşmekeş içinde olduğunu savundu.
Özel, MHP’nin emeklilikte yaşa takılanlara; iktidarın ise polise, öğretmene, hemşireye ve din görevlisine 3 bin 600 ek gösterge sözü ile diğer vaatlerinin yerine getirilmeden Meclis’in kapatılmaması gerektiğini kaydetti.
“Erken seçim Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarını bitirir”
CHP Grup Başkanvekili Özel, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kibir, büyüklenme, böbürlenme milletle arasına aşılmaz duvarlar örme, bize asla yakışmaz. Hele hele bizim siyasetimizde milletle inatlaşmak, millete rağmen hareket etmek, milleti hafife almak diye bir anlayış kesinlikle söz konusu değildir” sözlerini anımsatarak, “Erdoğan, vatandaşın AKP’yi kibirle suçladığını, ‘Yanlarına yanaşılmıyor, bize tepeden bakıyorlar’ sözlerini görüyor ve bunu teşkilatlarına söylüyor. Ama bunu Erzurum’da söylerken, şu saraydaki etrafındaki kibirliler ordusunu, kendi ailesinin, damadının kibrini görmüyor mu?” sorusunu yöneltti.
Özgür Özel, “iktidar partisinin en imtiyazlı zümresinin bakan yardımcılıkları olduğunu, tek maaşlı bakan yardımcısının neredeyse olmadığını” da iddia ederek, İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce ile Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Sinan Aksu’nun çift maaş ve ikramiye alacaklarını belirtti. Özel, “Utanç verici bir tabloyla karşı karşıyayız. Bunu Adalet ve Kalkınma Partisi nasıl taşıyabiliyor?” görüşünü paylaştı.
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Özel, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un “Seçime gidilmesi halinde Sayın Cumhurbaşkanımız kendi siyasi hayatını, siyasi ömrünü de bir anlamda azaltmış oluyor” sözleri anımsatılarak, erken seçime ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, erken seçim kararını siyasetçilerin değil, milletin verdiğini dile getirdi.
Anket sonuçlarına göre, Cumhur İttifakı’nın oy oranının, gelecek seçimi kaybettiğini ortaya koyduğunu savunan Özel, şöyle devam etti:
“Erken seçim, Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarını bitirir. Muhalefet partisi lideri olarak görev yapar mı onu bilmiyoruz, kendi kararı olacak. Bu anketlerle, sokaktaki bu tepkiyle, bu geriye gidişle, Erzurum’da kendi teşkilatına ‘Kibir yapmayın’ uyarılarını okuduğunuzda, kazanamayacakları bir seçimi erken yapmayacaklarını, seçimi gününde veya gününe çok yakın bir zamanda yapmak için direneceklerini düşünüyorum. Bu kadar erken seçim gündeminin olduğu bir yerde de Erdoğan ikili bir basınç arasında sıkışmış olacak”