Adli bilimci Prof. Dr. Sevil Atasoy, 11. Kocaeli Kitap Fuarı'ndaki 'Kayıp Çocuklar' konulu söyleşisinde ailelere önerilerde bulunarak, "Her ne kadar 10 çocuktan 1'i, ölü bulunsa da öldürülen çocukların büyük bölümü, kaçırıldıkları 3 saat içinde öldürülmüş olur. Biz yakınlarımızı arayıp bir de etrafı aradığımızda 2 saat geçiyor. Bu durumda polise 1 saat zaman kalıyor ve görevli memurlar zamanında olaya yetişemiyor" dedi.
Prof. Dr. Sevil Atasoy, 11. Kocaeli Kitap Fuarı' kapsamında, Yahya Kaptan Konferans Salonu'nda sevenleriyle buluştu. 'Kayıp Çocuklar' konulu söyleşi gerçekleştiren Atasoy, kaybolan çocukların her geçen gün arttığından bahsederek, ailelere böyle bir durumda ne yapması gerektiği hakkında bilgiler verdi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun son 7 yıl için açıkladığı kaybolan çocuk sayısının 100 binin üzerinde olduğunu belirten Atasoy, "Bunun önemli bölümü kız çocuğu, bunların arasında bir bölümü de kaçan çocuklar. Kaçırılan çocukların birçoğu, evden kaçtığı düşünen aileleri sayesinde polise bildirilmiyor" diye konuştu.
'KAÇIRILDIKLARI 3 SAAT İÇİNDE ÖLDÜRÜLMÜŞ OLURLAR'
Prof. Dr. Atasoy, çocuk kaybolduğu anda ailenin hemen polise haber vermesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
"Evden kaçanlar ya da büyük fuar alanlarında kaybolan çocuklar, bu durumlarda çocuklarımızı bulabiliyoruz. Ancak istatistiklere göre, 10 kaybolan ya da kaçırılan çocuktan 1'i canlı bulunmuyor. Sayısal olarak Türkiye'de bu kaçırılan çocukların sayısı son 10 yılda 3 kart artmış gibi duruyor. Ailelere böyle kötü ve üzücü bir duruma düşmemesi için önerilerim olacak. Her ne kadar 10 çocuktan 1'i ölü bulunsa da öldürülen çocukların büyük bir bölümü, kaçırıldıkları 3 saat içinde öldürülmüş olur. Biz yakınlarımızı arayıp bir de etrafı aradığımızda 2 saat geçiyor. Bu durumda polise 1 saat zaman kalıyor ve görevli memurlar zamanında olaya yetişemiyor. Polise haber verdikten sonra çocuğumuzu aramaya başlamalıyız. Çocuklarımız herhangi bir yere saklanmış da olabilir. Bunun için her yeri her köşe başını mutlaka kontrol etmeliyiz."
Prof. Dr. Atasoy, saldırganlar hakkında şu bilgileri verdi:
"Mühim olan çocuğun kendini kaçıranla ilk temas ettiği yeri bilmektir. Birinden de mutlaka bilgi edinebilirsiniz. Bu bilgi de polis için çok önemlidir. Evin bir yerinde çocuk saldırganla karşılaşıyor. Daha sonra saldırgan en fazla 1,5 kilometre uzağa götürüyor. Burada da çocuğu öldürürse 200 metre uzağa götürüp bırakıyor. Saldırganlar genelde 20 ile 30 yaş arası oluyor. Genellikle bekar ve ailesi ile ya da yalnız oturan insanlar. Yaptıkları iş ise az bilgi isteyen işler oluyor. Bu insanların yabancı uyruklu olma şansı var ama çok düşük ihtimallerdedir. Her yabancı suçlu olarak kabul edilemez."
'DELİLLERE SAKIN DOKUNMAYIN' UYARISI
Prof. Dr. Atasoy, ailelere de şu önerilerde bulundu:
"Yıllarca çocuklarımıza tanımadığın kişilerden şeker alma, sana verdikleri herhangi bir hediyeyi sakın alma ve yabancılarla konuşma diyerek kesinlikle doğru bir iş yapıyoruz. Çocuklarımıza tanımadığı birisinin ismini söylese dahi ona inanmadan o kişiden uzaklaşması gerektiği daha küçükken öğretmeliyiz. Çocuğun kaybolmasından sonra kesinlikle çocuğun odasına, telefonuna ya da bilgisayarına dokunmayın. Bunlara polisler bakıp incelemeli. Çocuğun yeni fotoğrafı ve üstüne giydiği kıyafete kadar tüm bilgiler doğru ve eksiksiz polise verilmeli. Anlattığım tüm olaylar önlenebilir. Kendi mahallenizdeki her şeyi görüp bilmeniz gerekir. Etrafı bilirseniz çocuklarınızın kimlerle beraber olduğunu bilirsiniz."