Uluslararası Plastik Rejenarif Cerrahlar Derneği Türkiye Delegesi Prof. Dr. Eray Copcu, Tokyo'da düzenlenen Sydney Coleman En İyi Bilimsel Çalışma Yarışması'nda geliştirdiği doku yenilenmesine yönelik tedavi ile 3'üncülük ödülünü kazandı. Japonya'nın başkenti Tokyo'da uluslararası 4 dernek ve 2 bin 500 doktorun katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikte Türkiye'yi temsil eden Copcu, "eksozom terapilerinin rejenaratif tıpta kullanılmasını" içeren çalışması ile ödül aldı.
ULUSLARARASI TEMSİL
Etkinlikte, Prof. Dr. Copcu, toplamda dört çalışmasını uluslararası tıp camiasına sundu ve bir oturumun başkanlığını üstlendi. Yarışmada, dünyanın dört bir yanından yüzlerce bilimsel eserin değerlendirildiği 12 aday arasından, doku yenilenmesi üzerine yaptığı klinik çalışma, dereceye giren tek klinik çalışma olarak öne çıktı.
YENİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Prof. Copcu, tıbbın son yıllarda koronavirüs salgını ve teknolojik devrimle birlikte hızla geliştiğini belirtti. Geleneksel ilaç tedavisinin yerini, kök hücre tedavileri ve rejeneratif tıp uygulamalarının aldığını ifade eden Copcu, bu yöntemlerle 90 yaşındaki bireylerin bile anne karnındaki bir bebeğin iyileşme gücüne ulaşabileceğini vurguladı. Az miktarda yağ dokusu ile geliştirilen eksozom uygulamaları, yaşlı bireylerde bile tedavi edilemez görünen birçok duruma çare olabilecek bir potansiyel taşıyor.
HÜCRELER ARASI İLETİŞİM
Eksozomların, 40-120 nanometre boyutlarındaki hücre dışı veziküller olduğunu söyleyen Copcu, bu yapıların hücreler arası iletişimi sağladığını ve doku yenilenmesinde büyük rol oynadığını belirtti. Son yıllarda hücresiz hücre tedavileri olarak adlandırılan bu uygulamalar, çok sayıda proteini içermekte ancak herhangi bir hücre içermemektedir. Copcu, bu tedavi yöntemlerinin hızlı bir şekilde kullanıma girdiğini ve insan, hayvan ve bitkilerden alınan doğal eksozomların yanı sıra mühendislik ürünü eksozomların laboratuvar ortamında yüksek teknoloji ile elde edilebildiğini ifade etti.
YENİ TEKNİKLER LİTERATÜRE GİRDİ
Prof. Dr. Copcu, geliştirdiği yeni tedavi yöntemi ile tıp literatürüne iki yeni kavram soktuğunu açıkladı. İlk olarak, "Adinizer" adı verilen ultra-keskin bıçaklarla yağ doku içindeki yağların selektif olarak ortadan kaldırılmasıyla vücuttaki hücrelerin iyileşmesini sağlayan ekstraselüler matriksin (ECM) izole edildiğini belirtti. Bu işleme "de-parenkimizasyon" denilmektedir. İkinci olarak, iMSC'den elde edilen eksozomların ECM ile birleştirilerek "otologizasyon" yani kendileştirme sağlandığını ifade etti. Bu iki kavram, tıp literatüründe ilk defa yer aldı.