Prof. Dr. Soner Gökten, dolarda kur riskinin devam ettiğini ve para arzının artmasının enflasyonist baskılar yarattığını belirtti. Miktar teorisine göre, para arzındaki artışın enflasyonu tetiklediğini ifade etti.
Gökten, Türkiye'de Türk Lirası'na olan güvenin kaybolduğunu ve bu nedenle dolarizasyonun yaşandığını vurguladı. TL yerine dolar tutmanın para arzını artırarak enflasyonist baskı yarattığını açıkladı.
Para arzının TL olarak ölçüldüğünü ve dolarizasyonun para arzını nasıl artırdığını örneklerle açıkladı. Örneğin, 100 TL'lik para arzının, dolar kurundaki değişimlerle nasıl 160 TL'ye çıkabileceğini ve bunun enflasyonu nasıl etkilediğini belirtti.
M1 ve M2 para arzı arasındaki farklara da değinen Gökten, enflasyonla mücadelede M1'in artışının durması ve azalmaya geçmesi gerektiğini söyledi. Dolarizasyonun tersine çevrilmesi gerektiğini vurguladı.
Ocak 2022'den Temmuz 2024'e kadar M1 ve M2 para arzı istatistiklerini derledi ve M2'nin arttığını, TL vadeli mevduatların yükseldiğini, yabancı para vadeli mevduatlarında ise önemli bir düşüş olmadığını belirtti.
M1'de dolarizasyonun yüksek seviyelerde kaldığını ve TL'ye güvenin geri dönmediğini ifade etti. M1 dolarizasyonunun azalmasının, yastık altı dolarlardan satışların başlayacağına dair önemli bir gösterge olabileceğini ancak şu ana kadar böyle bir sinyalin görülmediğini belirtti.
M1'deki dolarizasyon devam ettikçe, para arzının enflasyon riski oluşturacağını, kur baskısı yaratacağını, faiz indirimi sürecini geciktireceğini ve M2'yi yukarı çekecek kısa vadeli fonlara fırsat tanıyacağını açıkladı.
2011 yılında 1 doların 1,1 TL olduğu dönemde, M1 içinde yabancı para oranının yalnızca %20 olduğunu hatırlatarak, şu anki yüksek oranların TL'ye güvenin geri dönmediğinin açık bir göstergesi olduğunu belirtti.