İnönü Üniversitesi'nde görev yapan bir akademisyen çift, su yengeçlerinin kabuklarından esinlenerek geliştirdikleri "radyasyon kalkanı" ile uzaydaki astronotlardan nükleer santral çalışanlarına kadar birçok insanı zararlı ışınlardan koruyacak önemli bir adım attılar.
İnönü Üniversitesi'nde görev yapan akademisyen çift, su yengeçlerinin kabuklarından yola çıkarak "radyasyon kalkanı" adını verdikleri önemli bir çalışma yaptı. Bu çalışma, astronotları, nükleer santral çalışanlarını ve hastanelerde zararlı ışınlara maruz kalan personeli radyasyon ve zararlı ışınlara karşı koruyabilecek bir malzeme geliştirdi. Türk Patent ve Marka Kurumuna patent başvurusunda bulunan çift, ürettikleri malzemenin elastik ve hafif yapısının tercih edilebileceğini belirtti. Bu malzeme, alfa, beta, gama ve x ışın radyasyonlarını önemli ölçüde durdurarak zararlı ışınlara maruz kalan kişileri koruma altına alacak şekilde tasarlandı. Yeliz Toptaş, uzaydaki radyasyon miktarının insanlar için tehlikeli olduğunu ve astronotlar ile uzayda kullanılan ekipmanları korumak amacıyla bu koruyucu kalkanı geliştirdiklerini belirtti. Bu kalkan, radyasyonun önemli bir kısmını tutarak uzay giysileri ve uzayda kullanılan ekipmanlar için önemli bir malzeme haline geldi. Ayrıca, esnek özelliği sayesinde giyilebilir teknolojide kullanılabilecek ve nükleer santral çalışanları ile hastanelerde kullanılan radyasyon cihazlarına karşı koruyucu giysilerde kullanılabilecek. Murat Toptaş, ürettikleri malzemenin kurşundan 6,5 kat daha hafif olduğunu ve maliyetinin de daha az olduğunu vurguladı. Uzaya gönderilen her bir malzemenin kilogram olarak binlerce dolar fiyatla gönderildiğini ancak geliştirdikleri koruyucu kalkanın hafif yapısının uzaya gönderme maliyetlerini düşürdüğünü ifade etti. Bu çalışma, uzaydaki istasyonlar, uydular ve personelin radyasyona karşı korunmasında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.