Ender USLU
1993 Sonları İstanbul’a taşınmışız. Bir gün Hürriyet Gazetesi Yazarı Sevgili Dostum Yalçın Bayer aradı. Yalçın Ağabey radyoculuk ile ilgili geçmişimden haberdar, diyor ki özetle:
“Cumhuriyet Gazetesi’nde iken tanıdığım yetenekli bir genç vardı. Spor Servisinde Abdülkadir Yücelman’ın ekibinde idi. Şimdi bir radyoyu idare etmeye başlamış. Senden bahsettim. Muhakkak seninle tanışmak istiyor. Bekliyor seni…''
Gittim Best FM’e tanıştım bu genç arkadaşla… Fatih Altaylı. Hem sabah gazete okuma programı yapıyor. Hem de Best FM yayınlarını idare ediyor, Genel Yayın Yönetmeni… Bana söylediği de şu:
“El yordamıyla yapıyoruz radyoculuğu. Bilen biri olsun… Lütfen gel…''
Başladık… O zamanlar radyolarda pek haber bülteni yok. Bir teleks var Anadolu Ajansına bağlı. Metrelerce haber akıyor. Bakan tutan yok… Ben haber bültenlerini hazırlıyordum ama okuyacak haber spikeri yok… Yayındaki programcıya veriyorduk bülteni. Bir haber jıngle’ı ile DJ’ler haber okumaya başladılar. Bu da bir ilk oldu. Mesela, O zamanlar Best FM’de “Ekin’in Posta Kutusu'' “Abuk Prenses'' adıyla yayınlar yapan Ekin Olcayto da ilk haberini radyo DJ’i iken bu yöntemle okudu. Daha sonra da televizyonlarda ana haber spikerliğine kadar yükseldi.
Bu sıralarda bilgisayarlar yeni yeni ofislerde kullanılmaya başlamış. O zamanlar 286 denilen bir bilgisayar var ve artık haber bültenlerini o bilgisayar ile hazırlamaya başladık. Günler geçti. Fatih Altaylı “Babıali Yokuşu'' programını harikalar yaratarak sürdürüyor. Tüm radyo dinleyicileri Sabah 07:00 ''de Best FM’de… Yine bir sabah radyo dinliyoruz… Fatih bir hışımla Hürriyet gazetesini cart cart yırttı canlı yayında… Sonra da anlattı neden yırttığını. Gazete İngilizce manşet atmış. Yanılıyor olabilirim “Happy End'' gibi bir manşet idi… Altaylı bağırıyor çağırıyor… “Burası Türkiye, burada Türkçe yazılır, Türkçe konuşulur..'' vs…
O zamanların Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök… Telefon açtı ve Fatih Altaylı’yı görüşmeye çağırdı. Görüşme ertesinde Fatih Altaylı, Hürriyet Gazetesi’nde köşe yazarıydı artık… Hatta ilk yazılarını benim masamdaki Best FM’in tek bilgisayarı 286’da yazdı… İlk yazılarını da yayınlanmadan ben okurdum….
Fatih Altaylı ile o zamanların radyo magazin dergisi Dalga FM bir röportaj yapmış 30 Ocak 1995 tarihli sayısında. Şaban Ok imzalı röportajı ve o röportajı süsleyen fotoğrafları şöyle Fatih Altaylı’nın…
“RADYO SİLAHŞÖRÜ KALEM KUŞANDI..''
-Gazete yorumculuğu ile radyo yorumculuğu arasındaki farkı anlatır mısın?
“Aslında fark yok. Radyoda daha fazla İnsana hitap edebilme imkanına sahipsiniz. Gazetenin tirajı belli. Ama gazetede yazılan kalıcı oluyor, güzel olan yanı da bu. Radyoda söylenenler uçup gidiyor. Konuştuklarınız bir yere kaydedilmiyor.''
-Nasıl bir eleştirmensin?
“İnsanlara bilgileri en kolay ve en doğru şekilde vermek lazım. Biz onu yapıyoruz, kıvırmıyoruz. Bir arkadaşıma nasıl konuşuyorsam radyoda da aynısını konuşuyorum. Bu da dinleyicilerin hoşuna gidiyor. Çünkü karşılarında kendileri gibi birini görüyorlar. Başkalarını küçük görme, yukarıdan bakma gibi komplekslerim de yok. “
-En çok kimleri eleştiriyorsun Fatih?
“Meclisi, hükümeti, SHP'yi, Anavatan Partisi Genel Başkanı'nı, ekonomik suçlar işleyen herkesi... Bunları eleştiriyorum çünkü ben de bir vatandaşım. Bu ülkede herkes gibi ben de sıkıntılar çekiyorum. Ama ben sesini duyurma imkânı ve fırsatı bulmuş bir vatandaşım.''
-En çok kimleri eleştirirsen tebrik alıyorsun?
“Meclisi ve Türkiye'deki gerici takımını eleştirdiğim zaman.''
-En çok tepkiyi kimlerden alıyorsun?
“Gericilerden... Refah Partisi' nİn aklı başında olmayan kanadından. Eğer bana söverlerse ben de sövüyorum. Bazen sövmeler sonunda karşılıklı özürler olmuyor da değil. Aslında bütün telefonlara çıkarım. Ama telefon edenlerden en çok sekreterim
rahatsız. “
-İyi bir eleştirmen nasıl olur?
“Gerekli olan iyi bir Türkçe. Ama zaten hepimiz eleştirmeniz.''
-Otokontrolünü nasıl sağlıyorsun?
“Ahlaksızlığa, saygısızlığa varacak derecede sapmalarım olmuyor. Yetiştirilmem de zaten
böyle şeyleri yapmamı engelliyor. Tarzım çok sert olabilir ama iyi huylu bir insanım. Ama
düşüncelerimi açık açık söylerim. “
-Hedeflerin arasında neler var Fatih?
Türkiye'nin çağdaş 'bir ülke olması tek hedefim. Demokratik hakların tamamını vatandaşa veren, ekonomik açıdan güçlü bir devlet. Bunun için ne gerekiyorsa yaparım. Ölmek gerekirse ölürüm.
-En seksi kadın Çiller diyorlar ne dersin?
“Kişilik olarak tarzım değil. Güzellik önemli ama dünyada en çok acıdığım insanların başında Tansu ve kocası, geliyor. Seksi olabilir ama 'beyinsel olarak çok itici'. “
-Eğer Demirel köşe yazan olsaydı ne yazardı?
“Ne yazacağı belli olmaz. Herhalde her gün başka bir şey yazardı. Eğer Tansu köşe yazarı olsaydı tarih yazardı... “
-En çok neye kızarsın?
“Her şeye her an kızabilirim. En çok da yaptığı işin gereğini yerine getirmeyene ve dürüst olmayana, düşündüğü gibi olmayana ve bu ülkeye ihanet edenlere. “
-En çok neye gülersin?
“Kendime gülerim. Bazen saçma sözler söylediğime, işler yaptığıma... Karıma çok gülerim. “
-Kürtler?
“Çocukluğum beraber geçti. Alt komşum Kürt...''
-Gericilik?
“Çağdaş toplum yapısına uyarlanması mümkün olmayan fikri saplantıların peşinde koşanlar. “
-Best FM?
“Türkiye'nin en iyi radyosu.''